Riskli sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin sigortalanmasını kolaylaştıracak ‘Olağandışı Riskler Havuzu’nun kurulması ve sigorta şirketlerinin faaliyetleri sonucu, küçük ve orta ölçekli işletmelerde (KOBİ) sigorta bilinci de artıyor. İşletmelerin, sigorta teminatı bulamadıklarına yönelik şikayetlerinin de önceki yıllara göre azaldığı kaydediliyor.
SİGORTAMEDIA / ALP SÜER
Sigortanın, birey ve işletmelere sağladığı fayda dışında biraz da gözlerden kaçan çok önemli ekonomik ve toplumsal bir misyonu var: ‘Ekonomik değerleri korumak.’ Sözgelimi, gerekli önlemler alınmadığı için yanıp kül olan bir üretim tesisi, bir fabrika binası sadece işyeri sahibini değil, söz konusu tesiste ekmek parası için çalışan insanları olumsuz etkilediği gibi ekonomik değerlerin de yok olmasına neden oluyor. İşte, sigorta burada devreye girerek değerlerin de yerine konmasını sağlıyor. Tüm önemine karşın, “Küçük ve orta ölçekli işletme (KOBİ) sahipleri için sigorta neyi ifade ediyor? Sigorta gereklilik mi, yoksa bir maliyet unsuru mu?” Sigorta şirketlerinin son yıllarda sigorta bilincini artırmaya yönelik tanıtım kampanyaları ve geçen yıl Hazine Müsteşarlığı öncülüğünde riskli sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin sigortalanmasını kolaylaştıracak ‘Olağandışı Riskler Havuzu’nun kurulması gibi gelişmeler, KOBİ’lerde sigorta bilincini de artırıyor. Ancak, günümüzde sigortayı halen bir maliyet unsuru olarak gören işletme sahiplerinin olduğu da bir gerçek.
Önce önlem sonra sigorta
Buna karşın bir de sigorta yaptırmak isteyip, sigorta güvencesi alamayan KOBİ’ler de söz konusu. Özellikle plastik, kimya, boya gibi riskli sektörlerde faaliyet gösteren işletmeler bu konuda yakın zamana kadar çok dertliydi. Bazı işletme sahipleri, işletmelerini yangın gibi. risklere karşı sigortalayacak sigorta şirketi bulmakta zorluk çektiklerini dile getirirken, sigortacılar da “Sigortalarız, ama önce risklere karşı önlem alsınlar” diye kendilerini savunuyorlardı. 2014 yılında Hazine Müsteşarlığı’nca kurulan, Olağandışı Riskler Yönetim Merkezi’nin devreye girmesiyle sigortalanmama konusundaki sıkıntıların bir parça hafiflediği ve riskli sektörlerde faaliyet gösteren işletmelerin, sigorta teminatı bulamadıklarına yönelik şikayetlerinin de azaldığı kaydediliyor. Hatta, bazı sigorta şirketlerinin Havuz’u yöneten GRC Howden Reasürans Brokerlliği’ne başvurmadan, söz konusu işletmeleri sigortalama konusunda daha aktif oldukları kaydediliyor. Ancak, Havuz’un yeni bir oluşum olduğu dikkate alındığında KOBİ’lerin sigorta ile ilgili sorunlarını şıp diye çözmesini beklemek biraz haksızlık olur. Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Genel Sekreteri Mehmet Kalkavan da Havuz’un, KOBİ’lerin sigortalanması ile ilgili problemleri yeterince çözmediği düşüncesinde. Bu şirketlerle ilgili temel sorunun, söz konusu işyerlerinin risklere karşı asgari kriterlere sahip olmaması olduğunu belirten Kalkavan, “Sözgelimi, deposunun bulunduğu yerlerde üretim yapan; sigortaları açıkta olan şirketler var. Bu nedenle küçük ve orta ölçekli şirketlerin öncelikle riske karşı önlem almaları gerekli” diyor.
Kredi alırken akıllara geliyor
Bazı KOBİ sahiplerinin ise bankadan kredi alırken sigorta akıllarına geliyor. Bu da aslında, bankaların izledikleri kredi politikası ile ilgili. Bankalar, KOBİ’lere kredi verirken, kendilerini güvence altına almak için genellikle söz konusu işletmelerden “KOBİ paket poliçesi” gibi sigortaları yaptırmalarını istiyorlar. Hatta, poliçe yaptırırken “dain’i mürtehin” şartı koşuyorlar. Bir başka deyişle, hasar durumunda sigorta şirketi öncelikle bankaya ödeme yapıyor. Borç kapatıldıktan sonraki kalan kısmı (eğer varsa) sigortalıya ödüyor.
Basın Ekspres’te yaşananlar KOBİ’lere ders olmalı KOBİ sahiplerinin günümüzde, bankalarla ilişkileri dışında da sigorta yaptırmayı düşünmeleri gerekiyor. Nitekim biraz hafızalarımızı yoklayıp, 2009’da İstanbul’da yaşanan sel felaketini hatırlayalım. Selin en çok etkilediği yerlerden Basın Ekspres yolunda faaliyet gösteren işletmeler arasında sigortası olanlar hayatlarına kaldıkları yerden devam ediyor. Sigortası olmayan birçok işletme ise ya iflas etti ya da repütasyon kaybına uğradı. Bu işletmeler için yangın ya da sel gibi risklere karşı aldıkları sigorta güvencesi için ödedikleri prim tutarlarının da çok makul düzeylerde olduğu dikkate alındığında, KOBİ sahiplerinin sigorta yaptırmamaları için bir neden yok.
KOBİ’lerde sorun sigorta sektörü değil, bankacılık kaynaklı
Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Genel Sekreteri Mehmet Kalkavan, küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ) sigortalanmasında yaşanan sorunun artan sigorta talebinden ziyade, bankalardan kullanılmak istenen kredilerden kaynaklandığı düşüncesinde. KOBİ paket sigortalarında zaman zaman artışların yaşandığını belirten Kalkavan, şunları söylüyor:
“Bu durum, bankaların açtıkları kredilerle de bağlantılı. Bankalar, kredi verdiklerinde teminat olarak işletmelerin KOBİ paket gibi sigorta poliçelerinin olmasını istiyor. Kimya, plastik gibi riskli sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin şikayetleri de aslında bu kredilerin bir anlamda ön şartı olan sigortanın alınamayışı ile ilgili. Sorun daha çok sigorta teminatı bulamayan bu şirketlerin, kredi temin etmelerindeki zorluklardan kaynaklanıyor. Sigortayı kredinin bir maliyeti olarak gören bazı işletmeler, primin yanında bir de güvenlik anlamında eksik olan taraflarını düzeltmek için harcama yapmaya yanaşmıyor. KOBİ’ler içinde muhakkak sigorta bilinci artanlar da var. Ancak, ekonomide kredi kullanımının yoğunlaştığı dönemlerde sigorta yaptırma talebi daha çok artıyor.”
Sanayi ve ticari kesimde sigorta bilinci artıyor
Axa Sigorta Kurumsal ve Ticari Teknik & Bilgi Teknolojileri Başkanı ve İcra Kurulu Üyesi Yavuz Ölken, sigorta sektörü sayesinde tüm sanayi ve ticari kesimde sigorta bilinci ve işyerini koruma bilincinin artmaya başladığı görüşünde. Sigortacıların, riski inceleme ve risk kalitesini yükseltme eğilimlerinin reel sektörden ilk başta tepki aldığını belirten Ölken, “Ancak, işletmeler sonrasında bunun faydasını görmeye başladı. Olağandışı Riskler Havuzu’nda değerlendirilebilecek birtakım riskleri bugün Axa Sigorta olarak riski önleme faaliyetleri ve sigortalılarımıza verdiğimiz danışmanlık hizmetleriyle kendi bünyemizde sigortalayabilir hale geldik. Sözgelimi, geçen yıl sigorta yapmama fikrinde olduğum, yerinde gidip teşhis yaptığım bir işletme bu yıl kendini biraz düzelttiyse yeni özel koşullarla bu işletmeyi sigortalar durumdayım” diyor. Ölken, Axa Sigorta olarak KOBİ paket poliçelerinde yaşayan portföylerinde 2014’te yüzde 20 büyüme yaşandığını söylüyor.
KOBİ’lerdeki risklerin yüzde 90’ı sigortalanabilir risk
Orient Sigorta Genel Müdürü Kurt Ebik’e göre, kamuoyunda plastik, kimya, boya gibi riskli sektörlerde faaliyet gösteren küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ) sigortalanması konusundaki tartışmalar yersiz. KOBİ’lerdeki risklerin yüzde 90’ının sigortalanabilir olduğuna dikkat çeket Ebik, şunları söylüyor: “1997’de AIG’de çalıştığım dönemde şirket olarak ilk ‘terör teminatı’nı biz vermiştik. Bu konuda da hayli eleştiri almıştık. Ancak, krizin olduğu yerde fırsatın da olduğuna inanıyorum. Sigortalamayacak bir risk yoktur. Sigortalanacak şeyin mutlaka bir risk primi ve fiyatı vardır. Bu, KOBİ’lerdeki risklerin sigortalanması için de geçerli. KOBİ’lere sektör olarak destek verilmesi ve onların sigorta ve risk yönetimi konusunda eğitilmesi gerektiğini düşünüyorum.”
Sigorta şirketleriyle KOBİ’ler arasındaki sorunlar hafifledi
GRC Howden Reasürans Brokerliği Yönetim Kurulu Başkanı Gökçen Süer, küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ) sigortalanamama sorununun azaldığı ve KOBİ’lerle sigorta şirketleri arasında yaşanan sorunların, 2013 ve 2014’teki gibi ateşli olmadığı düşüncesinde. Sigorta şirketlerinde risk iştahının arttığını ve birçok şirketin kendi bünyelerinde KOBİ’lerle ilgili riskleri kabul eder durumda olduklarını belirten Süer, “Olağandışı Riskler Havuzu, tekstil ve mobilya sektörlerine teminat sağlayabilir durumda. Ancak, riskli sektörlerde faaliyet gösteren KOBİ’lere sigorta güvencesi verilmesi için son zamanlarda Havuz’a yönelik talepte bir azalma söz konusu” diyor. Süer’e göre, KOBİ’lerde sigorta bilincinin artması risk mühendisliği hizmetinin artmasıyla da yakından ilgili. Türkiye’de risk mühendisliği hizmetlerinin ucuzlamasını ve erişilebilir olmasını çok önemsediklerini belirten Süer, şu bilgileri veriyor: “Hazine Müsteşarlığı, Türkiye’de risk mühendisliği hizmetlerini çok destekliyor. Biz de Howden Group olarak 15 tane eksperi, Swiss Re tarafından verilen risk mühendisliği eğitimlerinden geçirdik. Bunlar, risk mühendisliği hizmeti verebilir durumda. Bu sayıyı artırmak istiyoruz. Yedi sigorta şirketinin risk mühendislerine de benzer eğitimler düzenledik.”
Sigorta güvencesi arayan KOBİ’ler, GRC Howden’e direkt de başvurabiliyor
Riskli sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin sigorta teminatı bulabilmesi amacıyla Hazine Müsteşarlığı, geçen yıl Olağandışı Riskler Yönetim Merkezi’ni kurdu. Merkez’in yönetimini de beş yıllığına GRC Howden Reasürans Brokerliği’ne verdi. Böylece, sigorta yaptırmakta sıkıntı yaşayan riskli sektörlerdeki şirketlerin, tesislerini sigortalatabilmeleri sağlandı. GRC Howden Reasürans Brokerliği Yönetim Kurulu Başkanı Gökçen Süer’in verdiği bilgilere göre, sistem aslında reasürans havuzu. Sigorta güvencesi ihtiyacındaki işletmeler direkt ya da sigorta şirketleri ve acenteler vasıtasıyla Howden’le bağlantı kuruyor. Talep geldikten sonra yaklaşık bir hafta içinde ilgili işletmeye risk teftişi yapılıyor. Bunun ardından poliçeleşme süreci de bir hafta içinde tamamlanıyor. Havuz, Türkiye’de faaliyet gösteren her sigorta şirketine kapasite sağlayabilir durumda. Şu anda yedi sigorta şirketi aktif olarak Havuz’dan yararlanıyor.