23 Aralık 2024, Pazartesi
spot_img

“Sağlığın geleceğini konuşabilecek ve planlayabilecek donanıma sahibiz” 

Sağlık ve Sigorta Yöneticileri Derneği (SASDER) tarafından bu yıl Cumhuriyet ana teması ile düzenlenen SASDER 10. Ulusal Kongresi’nde konuşan T.C. Sağlık Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci, “Bugün Türkiye’nin sağlığını konuşuyoruz. Sağlığın geleceğini konuşabilecek altyapı ve vizyonun yanında sağlığın geleceğini planlayabilecek donanıma da sahibiz. Türkiye’de yetişen sağlık profesyonelleri sadece Türkiye’nin değil dünyadaki sağlığın geleceğini konuşacak ve masanın hep başköşesinde oturacak saygınlığa erişecek” dedi.

Sağlık ve Sigorta Yöneticileri Derneği (SASDER) tarafından bu yıl Cumhuriyet ana teması ile düzenlenen SASDER 10. Ulusal Kongresi bugün başladı.

Sağlık sektörü paydaşlarını bir araya getiren ve Antalya Calista Luxury Otel’de 5 Kasım tarihine kadar devam edecek kongrenin açılış konuşmaları SASDER Yönetim Kurulu Başkanı Levent Yiğit, SADER Bilimsel Kurulu Başkanı Prof. Dr. Simten Malhan ve T.C. Sağlık Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci tarafından yapıldı.

Kongrede üç gün boyunca sağlık sigortalarından sağlık turizmine, eğitimden depreme, dijitalleşmeden geleceğe ilişkin problemlere kadar birçok masaya yatırılacak.

“Bu yıl kongrede sağlık sigortacılığına daha çok konuşacağız”

Açılış konuşmasında kongre programıyla ilgili bilgiler veren SASDER Yönetim Kurulu Başkanı Levent Yiğit, her yıl bir ana tema çerçevesinde ilerlediklerini belirterek “Bu yıl ana temamız Cumhuriyet. Sağlık sistemimizi 100 yılda nereye getirdiğimizi ve bundan sonra nereye taşıyacağımızı konuşacağız. Öte yandan bu yıl kongrede sağlık sigortacılığına daha geniş bir yer ayırdık. İlk defa acente katılımı var bu bizim adımıza çok sevindirici” dedi.

“Tüm küresel risklerin yansıma alanı sağlık”

Konuşmasına ikinci kez bilimsel kurul başkanı olmaktan gurur duyduğunu söyleyerek başlayan SADER Bilimsel Kurulu Başkanı Prof. Dr. Simten Malhan, “Tüm küresel risklerin yansıma alanı maalesef sağlık. Sağlık sistemlerinin üzerindeki yük giderek artıyor ve pek çok ülkede kilitlenme aşamasına gelmiş durumda. Önümüzdeki iki yıl için birinci risk yaşamsal maliyet krizi olarak görülüyor. Covid 19 sonrası küresel enflasyonun ve küresel işsizliğin artması, sektörlerin şekil ve biçim değiştirmesinden dolayı ülkeler arasında ve hatta ülkelerin kendi içlerinde oluşan gelir eşitsizlikleriyle yaşam krizi maliyetlerinin uzun süre daha görüleceği öngörülüyor. İkinci riskimiz ise doğal felaketler ve ekstrem hava olayları. Maalesef ülkemizde de bunları yaşıyoruz. Bugün 100 yıl önce olduğu gibi değişimin yönünü doğru okumak gerekiyor. Küresel jeopolitikteki gerilimler, yeni bir teknolojik devrim, eşitsizlik ve göçlerle tırmanan toplumsal gerilimler ile yine ekolojik kriz, iklim değişikliği değişim rüzgarlarını kuvvetli biçimde estiriyor” diye konuştu.

“Bütünsel sağlık yaklaşımı yaygınlaşıyor”

Türkiye’de ve dünyada sağlık sistemlerinin gelişimi hakkında bilgiler veren Malhan, “Bugün bambaşka bir sağlık hizmeti sunuyoruz. Covid-19 salgını sonrası bir anda dijitalleşmeye geçtik. Artık birçok yerde sağlık hizmeti talep etme ve alma şekli değişti. Bütünsel sağlık yaklaşımı yerleşmeye başladı. Sanal sağlık hizmetleriyle maliyetleri düşürebileceğiz ve verimliliği arttırarak kaynaklarımızı etkin biçimde kullanabileceğiz. Yapay zeka da elbette sistemlere entegre olacak” dedi.

Malhan, Türkiye’deki sağlık bilgi sistemlerine de değinerek E-nabız sisteminin kendisinden sonra oluşturulan bütün dijital sistemlerin veri altyapısını oluşturduğunu aktararak “Dünyada bir örneği daha bulunmayan bu sisteme 40’dan fazla sistem entegre edildi. 70 milyondan fazla insan bu sistemden faydalanıyor. Türkiye, bu sayede artık büyük datayı yönetebilen ve kaynaklarını etkin kullanmak üzere değer yaratılabilir alanları belirleyen lider ülke konumuna geldi” açıklamalarında bulundu.

“Atatürk’ün Türkiye için çizdiği yol hala tek geçerli yol”

Cumhuriyetin ikinci yüzyılına girdiğimiz bugünlerde küresel ölçekte çok daha proaktif davranılması gerektiğine dikkat çeken Malhan, “Atatürk’ün Türkiye için çizdiği yol hala tek geçerli yol çünkü aklın ve bilimin yol. İşte bu sebeple 10.Ulusal Kongre’mizde sektörümüzü ileriye taşıyacak konu başlıklarını bir araya getirerek aklın ve bilimin ışığında sizlerin takdirlerine sunacağız” ifadelerini kullandı.   

“Sağlığın geleceğini konuşabilecek ve planlayabilecek donanıma sahibiz”  

100. yılda Türkiye’nin sağlığı ve sağlığın geleceğinin konuşulduğu bir toplantıda olmaktan çok mutlu olduğunu dile getiren T.C. Sağlık Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci, “Bugün Türkiye’nin sağlığını konuşuyoruz. Sağlığın geleceğini konuşabilecek altyapı ve vizyonun yanında sağlığın geleceğini planlayabilecek donanıma da sahibiz. Türkiye’de yetişen sağlık profesyonelleri sadece Türkiye’nin değil dünyada sağlığın geleceğini konuşacak ve masanın hep başköşesinde oturacak saygınlığa erişecek. Çünkü sağlık sistemleri için çıkış yolu arayan çok sayıda gelişmekte olan ülke bize bu duyguyu çok fazla hissettiriyor” dedi.

“Dünyada bizimle aynı havayı soluyan her canlı için bir sağlık modeli geliştirmek zorundayız”

Sağlık sistemine yön veren talep ve arzların şekillendiği bir pazarın varlığına vurgu yapan Birinci, “Bu değişimlerim günümüzde farklılıkları daha fazla ön plana çıkardığını görüyoruz. Yeni ve hassas tedavilere olan talep artıyor. Teknolojik gelişmeler ise iş yapış şeklini değiştiriyor. Covid 19 salgını ve iklim değişikliği, insan sağlığı ile ekosistemimiz ve diğer canlıların sağlığı ile bizim sağlığımız arasındaki bağlantının ne kadar güçlü olduğunu gösterdi. Böyle bir paradigmayı ıskalayamayız. Bunu odağımıza koyarak multidisipliner bir yaklaşımla dünyada bizimle birlikte aynı havayı soluyan her canlı için bir model geliştirmek zorundayız” dedi.

“Mevcut sorunlara karşı yeni yöntemler geliştirilmeli”

Arz tarafında sıkıntılar olduğunun altını çizen Birinci, “Yaşlanan nüfus ve kronik hastalıkların artışı gibi faktörler, sağlık personeli eksikliği ve artan sağlık harcamaları gibi sorunlar bizi yönetmesi zor tablolarla yüzleştirecek. Bu bağlamda sağlık siteminin talep ve arz sorunlarına etkin çözümler bulabilmek için mutlaka yeni yöntemler geliştirilmesi lazım.

“Sürdürülebilir politikalara ihtiyacımız var”

Birinci, teknolojik gelişmeler ve demografik değişikliklerin sağlık sisteminin geleceğini büyük oranda değiştirdiğini ve tehdit ettiğini aktararak “Bir tarafta teknolojik gelişmelerin getirdiği çözümler diğer tarafta demografik değişikliklerin oluşturduğu sıkıntılar önümüze çözüm bekleyen sorunlar olarak çıkıyor. Tüm dünyada olduğu gibi tüm bu problemler karşısında sürdürülebilirlikle ilgili söyleyebilecek yeni şeylere ihtiyacımız var. Sistemimizi dönüştürmek ve geliştirmek için çalışmalar yapıyoruz. Sağlığa erişim konusunda iyi bir noktadayız ancak sağlık sektörünün pahalılığı ve yeni teknolojilere gittikçe artan talep bizim için de elbette risk oluşturuyor. Arz ve talebin birbirini kışkırttığı kısır döngüden uzak durarak sağlık hizmetlerinin sürdürülebilirliğini ve toplumun sağlık ihtiyaçlarını karşılamayı hedefleyen politika ve stratejiler geliştirmeli ve tüm bunları yaparken de vatandaşlarımıza hakkaniyetli sağlık hizmeti vermekten geri durmamalıyız” diye konuştu.

“Gelecekte merkezde değerin olduğu bir sağlık sistemi olacak”

Gelecekte merkezde değerin olduğu bir sağlık ve ödeme sisteminin olacağını söyleyen Birinci, “Bu da sağlık sektöründe önemli değişimlerin kapısını aralıyor. Burada hekimler kadar vatandaşlarında kendi sağlığı adına sorumluluk duyması da önem taşıyacak. Sağlık sigortacıları için de birçok yenilik olacak. Hastalığın belki daha fazla özellik kazandığı, bireylerin kişisel sağlık ve refahlarının önemsendiği daha bütünsel bir model olacak ve herkes bu yeni sistemin içinde kendisine yer bulacak. Tüm bunları dikkate alarak biz de Türkiye’nin gelecek vizyonunu inşa etme ve ileriye taşıma sorumluluğuyla hareket ediyoruz. Bu kongrenin de bu doğrultuda değerler çıktılar vereceğine inanıyorum” dedi.   

Sigorta Ekranı:

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER