Quick Sigorta’nın geleceğe yönelik stratejik planları arasında oto sigortalarında güçlenmek var. Bu kapsamda şirket, trafik sigortasındaki güçlü konumunu kasko ve diğer oto sigortalarına da taşıyacak. Quick Sigorta Genel Müdür Eyüp Özsoy ve Oto Teknik Genel Müdürü Yardımcısı Mesrur Özkaya, Quick Sigorta’nın sektördeki liderliğini pekiştirecek adımlar attıklarını ve daha geniş müşteri kitlelerine hitap etmek için ürün çeşitliliğini artırmayı amaçladıklarını vurguladılar.
SİGORTAMEDYA ÖZEL
Sigorta sektörü, her alanda olduğu gibi oto sigortaları alanında da dönüşüm sürecinden geçiyor. Trafik sigortasında güçlü bir konuma sahip olan şirketler, kasko ve diğer oto sigorta ürünlerine de yatırım yaparak pazar paylarını artırmayı hedefliyor. Bu noktada şirketler sadece geleneksel poliçelerle değil, aynı zamanda sigortalıların ihtiyaçlarına yönelik kişiselleştirilmiş çözümlerle de öne çıkmayı amaçlıyor. Sigorta Ekranı’nda Sigorta Medya Genel Yayın Yönetmeni Can Kantar’a konuk olan Quick Sigorta Genel Müdürü Eyüp Özsoy ve Oto Teknik Genel Müdürü Yardımcısı Mesrur Özkaya şirketin gelecek hedeflerini paylaştı. Trafik sigortasındaki güçlü konumlarını kasko ve diğer oto sigorta ürünlerine taşımayı amaçladıklarını belirten Özsoy ve Özkaya, Quick Sigorta özelinde ve sektör genelinde birçok konu başlığına dikkat çektiler.
Quick Sigorta ve Maher Holding olarak ileriki yıllarda oto sigortalarını merkezine alan bir yapı oluşturmayı hedeflediklerini söyleyen Quick Sigorta Genel Müdürü Eyüp Özsoy, “Bu strateji doğrultusunda oto ürünlerimizi çeşitlendirmek, trafik sigortasındaki güçlü konumumuzu kasko ve diğer oto sigortalarına taşımak, hatta pazar liderliğine ulaşmak istiyoruz” dedi.
Özsoy, ürünlerinde kişiselleştirmeye de önem verdiklerine dikkat çekerek, “Sigortalılarımızın araçlarının en iyi şekilde onarılmasını sağlayacak servisler sunmayı hedefliyoruz. Bu bağlamda, sigortalılarımız yetkili servis veya özel servis arasında tercih yapabiliyor. Özellikle özel servislerde, uygun fiyatlar ve avantajlı hizmetlerle cazibe merkezi olmayı amaçlıyoruz. Gelecekte, yalnızca Quick Servis ile sınırlı kalmadan Türkiye genelinde geniş kapsamlı bir anlaşma sağlayarak bu hizmeti tamamen kendi bünyemizden sunmayı planlıyoruz” diye konuştu. Özsoy, Quick Sigorta’nın hem fiyatlama hem de hasar hizmetleri açısından sektörde farklı bir konumda olduğunu da belirtti. Özsoy, “Tecrübe eden acentelerimiz, aslında Quick Sigorta’nın sunduğu hizmetlerin farkını çok iyi görüyorlar. Şu anda hedeflediğimiz pazar payına ulaşmış durumdayız. Hem Quick Sigorta hem de Maher Holding’in otomotiv odaklı stratejisi doğrultusunda, trafik sigortasında olduğu gibi kasko sigortasında da pazar liderliğini hedefliyoruz” dedi.
Özkaynak açısından sektörde dördüncü sıradayız
2024 yılının hem üretim hem de hasar tarafında Türkiye ekonomisine benzer bir seyir izlediğini söyleyen Özsoy, “Genel olarak bir yükseliş ivmesi var. Enflasyon oranlarında artış devam ediyor, ancak döviz kuru sabit kaldı. Zaman zaman yerinde saydığımız, zaman zaman ise yukarı yönlü hareketler gözlemlediğimiz bir yılı geride bırakıyoruz. Quick Sigorta olarak, ‘ilk beş şirket arasında yer almayı’ iki yıldır sabitlemiş durumdayız. Altıncı ay itibariyle 3,3 milyon TL’lik bir kâr elde ettiğimizi görüyoruz. Özkaynak büyüklüğünde ise şirketimiz yaklaşık 11 milyar TL’lik bir büyüklüğe ulaşmış durumda. Bu tek başına büyük bir rakam gibi görünebilir, ancak sermaye yeterliliği gibi önemli bir kavram da devreye giriyor. Bu anlamda, altıncı ay sonuçlarıyla sektördeki diğer şirketlerle karşılaştırıldığında, sermaye yeterlilik oranımız yüzde 194 ile sektörün ikinci sırasında yer alıyor. Ayrıca, özkaynak ve bilanço büyüklüğü açısından Quick Sigorta ve diğer şirketimiz Corpus Sigorta ile birlikte sektörde dördüncü sıradayız” dedi.
Kazan kazan üzerine kurduğumuz bir yapı mevcut
Özsoy, 2017 yılında sigortayı bir merkez noktasına alıp bu merkezin etrafında finansal bir ekosistem oluşturmayı amaçladıklarını belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: “Tüm çalışmalarımızı bu yönde yapıyoruz. 2018 yılında Türkiye’de ilk yabancı sigorta şirketinin satın alımını gerçekleştirdik. O dönemdeki adıyla Türkan Sigorta, eski Demir Sigorta’nın devamı olan şirketi grubumuza katıp ismini Corpus Sigorta olarak değiştirdik. Ardından, Quick Finans şirketimizi BDDK’dan izin alarak faaliyete geçirdik. Bu süreçte, bankacılık ruhsatı alma konusunda bizi ikna etmeye çalıştılar, ancak biz, sigortanın merkezde olduğu bir iş modeli kurmayı hedefliyorduk. Amacımız banka değil, bir finans şirketi kurmaktı. Burada, ekosistemimizin paydaşlarına kredi imkânları sunmayı amaçlıyorduk. Sonrasında, diğer şirketlerimiz sırasıyla faaliyete geçmeye devam etti. En son Quick Hayat Sigorta şirketimizin ruhsatı alındı, öncesinde ise QPAY ödeme sistemleri şirketimizin ruhsatı alındı ve faaliyetlerine başladılar. Ayrıca, gayrimenkul yatırım ortaklığı şirketimiz şu anda borsada işlem görmekte ve QC İnşaat da grubumuzun ekosistemini tamamlayan bir diğer şirketimiz. Şirketlerimiz tamamen sigorta şirketlerimizin iştirakleri şeklinde yapılandırılmış durumda. Buradaki amacımız, Türkiye’de henüz örneği bulunmayan, ancak dünyada örnekleri olan bir finansal ekosistem yaratmaktı. Şu an itibarıyla grup olarak bu ekosistemi tamamlamış durumdayız. Çözüm ortaklarımıza, acentelerimize, eksperlerimize ve servis sağlayıcılarımıza yeni bir ekosistem sunarak ‘kazan-kazan’ prensibiyle herkesin fayda sağlayacağı bir yapı kurmuş olduk.”
3 milyon müşteriye trafik teminatı sağlıyoruz
İkame araç konusunda farklı seçenekler sunduklarını vurgulayan Özsoy, “Sigorta şirketlerinde, eski lastikler için tazminatta değer kazanımı nedeniyle indirim yapılabiliyor ve bu bazen sorun yaratıyor. Biz de bu uygulamayı sürdürüyoruz. Bununla birlikte, hasardan bağımsız olarak yılda iki defa lastik değişim hizmeti de sunuyoruz. Sigortalılarımız poliçelerini satın aldığında, ülke genelinde lastik değişim hizmetinden faydalanabiliyor. Amacımız, sigortalılara ve acentelere uçtan uca konforlu bir hasar süreci sağlamak. Quick Sigorta olarak, yaklaşık 3 milyon müşteriye trafik teminatı sağlıyoruz. Mevcut altyapımızla, ekonomik konjonktürle uyumlu şekilde kasko ürünümüzü yeniden canlandırdık” diye konuştu.
Fiyatlamamızı olması gereken piyasa fiyatlarına çektik
Özsoy, fiyatlamalarla ilgili bilgi verirken, “Pandemi sonrası piyasalarda belirsizlik yaşandı. Döviz kurlarının geleceği öngörülemiyor, enflasyonist bir döneme giriliyordu. Mallarımızın değeri artsa da alım gücümüz düşüyordu. Enflasyon döneminde kasko fiyatlaması belirli çarpanlar üzerinden yapılırdı. O dönemin kasko fiyatlamasına baktığınızda, yerli ve yabancı minimum fiyatlar genelde 1000/50 çarpanlarla belirleniyordu. Biz de bu belirsizlik içinde, güçlü hasar yönetim altyapımız olmasına rağmen maliyetleri kontrol edemeyeceğimizi anladık ve fiyatlamamızı piyasa koşullarına uyarladık. O dönemde trafik sigortasında da piyasayı düzenlemek adına, 2021 Haziran’dan yılsonuna kadar fiyatları yukarıda tutmuştuk. Bu fiyatlandırma stratejisi 2022 ve 2023’ün ortalarına kadar sürdü. Bu süreçte, trafikte yaşanan teknik zarar nedeniyle kasko sigortası, sigorta şirketleri için bir can suyu haline geldi. Teknik kâr rekabeti artırdı ancak fiyatlar öngördüğümüz seviyenin altında kaldı. Araç değerleri arttığı için primler yüksek görünse de çarpan açısından aslında fiyatların düşüşe geçtiğini söyleyebiliriz. Pandemi sonrası, 1000/30 çarpanları görülen kasko fiyatları şu anda 1000/15 seviyelerine kadar indi. Bu durumu acentelerimize ileterek gerekli çalışmaların yapılması gerektiğini gördük ve teknik altyapıyı güçlendirme çalışmalarımıza başladık” dedi.
Acentelerimiz bizim can damarımız
“Quick Sigorta’yı güçlü yapan bizim Türkiye’nin her ilçesinde var olan acentelerimiz” diyen Özsoy, “Şu anda 7.000’i aşkın acentemizle iş birliği içindeyiz. Ayrıca, yaklaşık 5.000 acentemiz de bizimle çalışmak için talepte bulundu. Hepsine yetişmeye çalışıyoruz. Sigorta sektörü, genel olarak büyük bir sektör gibi görünse de 90’lı yıllara baktığımızda aslında o kadar da büyük olmadığını görebiliyoruz. Burada mali değerlerden ziyade, sektörümüzdeki iş ve arkadaşlık ilişkilerinin benzersiz yakınlığını vurgulamak istiyorum. Bu yakınlık, başka hiçbir sektörde kolay kolay bulunmaz. Acentelerimizin bizimle olan bağını şu sözlerinden anlıyoruz: ‘Quick candır.’ Gerçekten de onlar bizim can damarımız. Quick Sigorta olarak, acentelerimizle kurduğumuz bu güçlü bağ sayesinde başarılarımızı sürdürüyoruz” ifadelerini kullandı
Hasar maliyetleri düşmeyecek
Döviz kurlarının stabil görünmesine rağmen hasar maliyetlerinin yalnızca dövizle ilişkili olmadığını belirten Özsoy, maliyetlerin enflasyonun da üzerinde bir artış gösterdiğini ifade etti. Özsoy, “Geçen yıla kıyasla dosya maliyetlerimizde yüzde 104’lük bir artış var. Ancak fiyatlamaya baktığımızda, geçen yıl ile bu yıl arasında sadece yüzde 14 seviyesinde bir prim artışı görüyoruz. Bu durum, sektör genelinde sigorta çarpanlarının düştüğünü gösteriyor” dedi. Prim artışlarının genellikle araç değerlerindeki ve hasar maliyetlerindeki yükselişe bağlı olduğunu belirten Özsoy, 2025’e dair öngörülerini de şöyle paylaştı: “Enflasyon biraz düşebilir, ancak hasar maliyetlerinin azalmasını beklemiyoruz. Hem yurt dışı hem yurt içi enflasyon rakamları, yedek parça ve işçilik maliyetlerindeki yükseliş, fiyatların olması gerekenin altında kalmasına neden oluyor. Mevcut fiyatlama politikaları sürdürülebilir değil. Bugün yapılan poliçelerin aynı şartlarla gelecek yıl sürdürülebilmesi mümkün değil. Bu nedenle grubumuzun gücünden faydalanarak diğer şirketlerimizin kaldıraç etkisiyle bu zorlu piyasa koşullarında varlık göstermeye çalışıyoruz. Ayrıca, sigorta ürünlerimize yeni özellikler ekleyerek kişiselleştirilmiş poliçelerle müşteri tutundurmasını ve sürdürülebilirliği sağlamayı hedefliyoruz.”
2025’te pazar payımızı yüzde 5’in üzerine çıkarmayı planlıyoruz
Özsoy, 2025 yılı için pazar paylarını yüzde 5’in üzerine çıkarmayı planladıklarını, 2026-2027 yıllarında ise pazar liderliği hedeflediklerini vurguladı. Şirketin güçlü mali yapısına da dikkat çeken Özsoy, “Quick Sigorta ve Maher Holding grubu olarak, sektörün ilk beşi içinde yer alan bir grubuz. Öz kaynak büyüklüğü, sermaye yeterliliği ve bilanço büyüklüğü açısından ilk beş sigorta şirketi arasında yer alıyoruz. Bu gücü acentelerle paylaşmak istiyoruz. Finansal market sistemini kullanarak acentelerle birlikte hareket ediyoruz” şeklinde konuştu.
Her bütçeye uygun bir kasko ürünü sunuyoruz
Temmuz ayında yeni kasko ürünleri QPORT’u hizmete sunduklarını ve saha ziyaretlerinde olumlu geri bildirimler aldıklarını söyleyen Quick Sigorta Oto Teknik Genel Müdürü Yardımcısı Mesrur Özkaya, “Acentelerimiz hızlı teklif alabiliyor ve poliçelerini hızla oluşturabiliyor. QPORT ile acenteler, kasko için ilk temaslarında iki farklı ürünle karşılaşıyor: Quick Kasko ve EQO Kasko. EQO Kasko, özel anlaşmalı zincir servisler ile diğer özel anlaşmalı servislerde geçerli ve kondisyon oranı daha yüksek bir ürün. Ayrıca, fiyatı yüzde 20’ye varan indirim içeriyor. Son dönemdeki finansal gelişmeler doğrultusunda, taksitli ödeme seçeneğinin yanı sıra peşin ödeme imkânı da sunuyoruz ve bu büyük ilgi görüyor. Bu sayede, 100 liralık bir kasko ürünü peşin ödeme seçeneğiyle 60 lira seviyelerine kadar düşebiliyor. Yani, her bütçeye uygun bir kasko ürünü sunuyoruz” dedi.
İkame araç konusunda en büyük desteğimiz Qcar Mobilite
İkame araç konusunda yoğun bir rekabet söz konusu olduğunu dile getiren Özkaya, “Bu alanda farklılaşmanın önemine inanıyoruz. İştirakimiz Qcar, bu konuda bize önemli bir kaldıraç sağlıyor. Sigortalılarımızın günlük yaşamlarını sürdürebilmeleri için ihtiyaç duydukları ikame araç desteğini Qcar Mobilite ile sağlıyoruz. Çekici, ikame araç ve servis hizmetlerini bir araya getirerek kapsamlı bir çözüm sunuyoruz. Bu yaklaşım hem sigortalılarımızın ihtiyaçlarını karşılamamıza hem de sektörde rekabet avantajı kazanmamıza olanak tanıyor” dedi.
Doğru riske doğru fiyat veriyoruz
“Güçlü bir öz sermayemiz var, ancak öz sermayemize yansımayan önemli bir değerimiz de mevcut: Veri” diyen Özkaya, şu değerlendirmede bulundu: “Bu veriden yola çıkarak sektördeki ihtiyaçları karşılayan bir tarife geliştirdik. Tarifemiz, sektörün önemli bir kısmına hitap ediyor ve doğru riske doğru fiyat verme hedefimizi destekliyor. Şu anda yüzde 1’lik bir pazar payına ulaştık ve bu, potansiyelimizin sadece küçük bir kısmını temsil ediyor. Mevcut durumu hazırlık aşaması olarak değerlendiriyoruz. Kasko tarafında ciddi bir rekabet yaşanıyor. Geçtiğimiz yılın fiyatlarına kıyasla düşüş gözlemliyoruz ve bu durum, SBM’nin hasar-prim rakamlarına da yansımış durumda. 2023 yılı, kasko açısından son on yılın en kârlı dönemiydi. Ancak bu kârlılık rezervi, sektör tarafından rekabet için kullanılıyor. Biz piyasa dengelerini bozucu bir yaklaşım benimsemiyoruz. Aksine, istediğimiz müşteriye uygun fiyat vererek portföyümüzü büyütmeye çalışıyoruz. Önümüzdeki dönem daha öngörülebilir bir dönem olacak ve fiyatlama politikalarımızı buna göre şekillendiriyoruz.”
Hedefimiz kaskoda güçlenmek
Özkaya, kaskoda hâlâ büyük bir potansiyel olduğunu belirterek, “Türkiye’de yaklaşık 3 milyon trafik sigortası müşterisi bulunuyor ve bunların yalnızca yüzde 30’u kaskolu. Bu, 900 bin potansiyel müşteri anlamına geliyor. Bugün bu potansiyelin yalnızca yüzde 1’ini değerlendiriyoruz. Ancak, elimizdeki veri ve geliştirdiğimiz tarife ile bu oranı artırmayı hedefliyoruz. Önümüzdeki yıllarda, trafikteki güçlü pozisyonumuza benzer bir konuma kaskoda da ulaşmayı planlıyoruz” dedi.
2025’te fiyatlar yükselecek
2022’nin başından bu yana hasar ve prim endekslerini düzenli olarak takip ettiklerini belirten Özkaya, “2023’ün sonlarından itibaren endekslerde ters bir trend gözlemledik. Hasar endeksi yükselirken prim endeksi aynı oranda artmıyor. Bu durum, piyasa fiyatlarının şu an olması gerekenin yaklaşık yüzde 30-40 altında olduğunu gösteriyor” dedi.Özkaya, bu durumun etkilerinin bilançolara yansımasının zaman alacağını ifade ederek, “2023’ün ilk çeyreği itibarıyla bu farkı daha net bir şekilde göreceğimizi düşünüyoruz. Listeleme rakamları da bunu destekliyor. Bu doğrultuda, 2025’te fiyatların enflasyonla paralel veya biraz üzerinde artış göstermesi muhtemel” diye konuştu.
Önceliğimiz kârlılık ve prim yeterliliği
Özkaya, “Önceliğimiz, oto sigortalarında kârlılık ve prim yeterliliğini sağlamak. İkinci olarak ise, trafik sigortasında her zaman arz güvenliğini korumaya odaklanıyoruz. Bugüne kadar bunu başardık. Şu anda günlük pazar payımız yüzde 20 seviyelerine gerilemiş durumda. Bu konuda talepler olsa da hem finansal açıdan hem de büyüklük bakımından bu talepler bizim için her zaman rasyonel olmayabiliyor. Zaten hali hazırda pazarda trafik sigortasında yüzde 20’lik bir paya teminat veriyoruz. Kasko tarafında ise mevcut fiyatların kârlılık açısından çok uygun olmadığını düşünüyoruz. Bu da üretimimizi artırmak adına bir seçenek olabilir. Ancak şu an için bu yönde bir aksiyon almıyoruz” diye konuştu.
Sigorta Ekranı: