Otomatik katılımda ‘cayma oranı’na takılmamak gerektiğini belirten AvivaSA CEO’su Fırat Kuruca, “Bardağın bir de dolu tarafına bakmak lazım. Üç aylık sürede, 2 milyon kişi adeta tereyağından kıl çeker gibi sisteme dahil oldu. Bu kişilerin çoğu sistemle ilk kez tanıştı” diyor.
Türkiye’de yıl başında başlayan, 45 yaş altında özel ve kamu kesiminde çalışan bireylerin, çalıştıkları kurumlar vasıtasıyla otomatik olarak Bireysel Emeklilik Sistemi’ne (BES) dahil edilmesine olanak sağlayan ‘Otomatik Katılım Sistemi’ (OKS), kamuoyunda en çok tartışılan konuların başında geliyor. Ancak, son günlerde tartışmaların odak noktasının sistemin yararlarından çok, sistemdeki cayma (çıkış) oranı olduğu dikkat çekiyor.
Emeklilik şirketi yöneticileri tarafından şubat ayı başında yapılan yorumlarda yüzde 35-40 olduğu belirtilen cayma oranı, şu satırları yazdığım günlerde açıklanan son rakamlara göre yüzde 50’nin de üzerine çıktı. Sistemden çıkışların da çok değişik nedenleri var: Asgari ücretli kesimin yüksek oranı, daha önce BES sözleşmesi yaptırmış olanların ikinci bir yükün altına girmek istememesi ya da sürü psikolojisi yani, çıkanları görüp, “ben neden kalayım ki” mantığı ile hareket etmek, bu nedenlerin başında yer alıyor.
Hayatımız Sigortalı Dergisi olarak, bu ay kapağımıza BES’in toplam fon büyüklüğü itibarıyla lider şirketi AvivaSA Emeklilik ve Hayat’ın yeni CEO’su Fırat Kuruca’yı konuk ettik. Kuruca ile OKS ve BES’te son yaşanan gelişmeler ve AvivaSA ile ilgili olarak kapsamlı bir röportaj yaptık. Röportajımızın sonunda da geleneği bozmadık; sektör ve şirketin dışına çıkıp biraz da Kuruca’yı konuştuk. Kuruca, öncelikle otomatik BES’in işleyişi ile ilgili yorum yapabilmek için iki-üç aylık bir sürenin çok erken olduğunu kaydediyor. Sistemin uzun vadeli olduğunu hatırlatan Kuruca, cayma oranına takılmanın yanlış olduğunu ifade ediyor.
Otomatik katılımda gerekirse düzenleme yapılır
Kamuoyunda otomatik katılımla ilgili olarak odaklanılan, ‘cayma oranı’nın, aslında bardağın boş tarafı olduğunu ifade eden Kuruca, “Bardağın bir de dolu tarafına bakmak lazım. Bir Çin atasözüne göre; ‘En uzun yol, kısa adımlarla başlar.’ Üç aylık sürede, ilk turda 2 milyona yakın kişi adeta tereyağından kıl çeker gibi sisteme dahil edildi. Bu kişilerin çoğu ilk kez sistemle ve bir emeklilik şirketiyle tanıştı. Bunların 1 milyonu da sistemde kalmış gibi gözüküyor” diyor. Başka ülkelerde 3-5 yılda hayata geçen bir sistemin, Türkiye’de 3-5 ay gibi kısa sürede çok kolay bir şekilde hayata geçirildiğine dikkat çeken Kuruca, otomatik katılımın enflasyonun üzerinde yaklaşık yüzde 43 getiri sağlandığını belirten Kuruca, “Ancak yıl yıl bakıldığında bu getiriler farklılaşıyor. Bu da yatırım yapılan enstrümanlarla ilgili. Sözgelimi, Hazine Bonosu yüzde 10 getiri sağlıyorsa sektör olarak emeklilik fonları da bunun üzerinde sözgelimi yüzde 10.5-11 gibi getiri sağlıyor” diyor.
Otomatik katılımda %20 pazar payını hedefledik
Sektör dışında AvivaSA ile ilgili olarak da sorularımızı yanıtlayan Kuruca’ya ilk olarak şirket olarak otomatik katılımla ilgili hedeflerini sorduk. Üç yıl içinde toplam 15 milyon bireyin OKS’ye dahil olmasının beklendiğini ifade eden Kuruca, “10 yıllık perspektifte bakıldığında 14 milyon kişinin, 10 milyonunun sistemde kaldığını varsayalım. AvivaSA olarak aynı Bireysel Emeklilik Sistemi’nde olduğu gibi yüzde 20 pazar payı hedefliyoruz. Ancak, önümüzdeki dönemde piyasadaki konsolidasyonlara bağlı olarak bu oran daha da fazla olabilir” diye konuşuyor. Sözgelimi, tekstil, inşaat, temizlik, güvenlik gibi sektörlerde faaliyet gösteren ve çok büyük katılımcı sayısı olan kurumlarda işe giriş-çıkış oranının yüksek olabildiğini ve kalitenin bozulabildiğini savunan Kuruca, bu nedenle BES’te katılımcı sayısından çok fon büyüklüğünde lider olmayı tercih ettiklerini ifade ediyor.
AvivaSA’nın faaliyetleri sadece emeklilik ürünleri ile sınırlı değil. Şirketle ilgili daha önce yaptığımız haberlerde de dikkat çekildiği gibi hayat sigortacılığı alanında da iddialı olan şirketin özellikle sigorta süresi boyunca teminat kapsamındaki risk gerçekleşmezse sigortalıya ödemiş olduğu primlerin tamamının geri ödendiği “İyi ihtimallerin sigortası – geri ödemeli hayat sigortası” ürünü kamuoyunda da büyük ses getirmişti. Sözgelimi, 12 yıllık poliçe alan bir kişi, bu süre sonunda başına bir şey gelmemesi yani riskin gerçekleşmemesi durumunda 12 yıl boyunca ödediği primi geri alıyor.
‘Sağlıkta şimdilik yokuz ancak inceliyoruz’
Kalp krizi, kanser gibi kritik hastalıkları güvence altına alan koruma ürünlerinde geniş bir ürün gamına sahip olan AvivaSA, yılbaşından itibaren otomatik katılımla sisteme dahil olan müşterilere yönelik, data yönetimi ve çapraz satış imkanlarını da değerlendirmeyi hedefliyor. 2017 yılında piyasaya yeni ürünler sunmayı planladıklarını belirten Kuruca, ürünler konusunda ise şimdilik ser verip, sır vermiyor! Ancak, şunu sözlerine eklemeden de geçmiyor: “AvivaSA’da müşteri odaklılık çok önemli. Müşterilerimizin yaşam döngülerini dikkate alarak onların ihtiyaçlarını karşılayacak ürünler sunmayı hedefliyoruz.” Kuruca, “Emeklilik şirketleri de artık sağlık sigortası satabiliyor. Siz de özellikle tamamlayıcı sağlık sigortası satmayı düşünüyor musunuz?” soruma şu yanıtı veriyor: “Sağlık ya da tamamlayıcı sağlık sigortası, şimdilik ürün gamımızda yok. Ancak, bu konuyu detaylı şekilde inceliyoruz.”
AvivaSA’nın satış kanalları içinde ağırlığı yüzde 55- 60’lık payla bankadan satış (bankasürans) alırken, geri kalan kısım ‘direkt satış’ ve ‘acente’ kanalından oluşuyor. Tüm satış kanallarının yerinin ayrı olduğunu belirten Kuruca’dan aldığımız bilgilere göre, bu konuda önümüzdeki dönemde dengeli bir strateji izleyecek olan şirket ayrıca, dijital satış fırsatlarını da değerlendirecek.
AvivaSA her zaman fırsatlara açık
OKS’de de sektörde faaliyet gösteren emeklilik şirketleri arasında rekabet olduğunu belirten Kuruca, zaman içinde herkesin ayağının yere sağlam basacağını söylüyor. Bununla birlikte, sektördeki 18 şirketten aktif olanların sayısının az olduğunu ve önümüzdeki dönemde şirketler arasında konsolidasyonların yaşanabileceğine dikkat çeken Kuruca’ya son olarak, biz gazetecilerin çok sevdiği o meşhur soruyu da sormadan geçemedim: “AvivaSA olarak gündeminizde satın almayı planladığınız bir şirket var mı?” Kuruca’nın soruya yanıtı kısa ve net oldu: “AvivaSA olarak organik büyümeyi sürdürüyoruz. Gündemimizde birleşme ya da satın alma yok. Ancak, her zaman fırsatlara da açığız.”
12 yıldır AvivaSA’da çalışıyor
Fırat Kuruca, Boğaziçi Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümünü bitirdi. İş hayatına 1989 yılında başladı ve yurt dışında ve Türkiye’de, finans ve idari işler alanlarında çeşitli görevlerde bulundu. AvivaSA Emeklilik ve Hayat’a 2005 yılında Finans’tan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak katıldı. 2017 yılbaşından itibaren AvivaSA CEO’su olarak görev yapan Kuruca’nın 25 yıllık iş deneyimi bulunuyor.