İhtisaslı konularda, konusunda uzman profesyoneller olmadan sigorta sektörü kendi olanaklarıyla bir risk analizi yapacak ise hukuki süreçleri gözetmelidir. Türk hukuk sisteminde farklı kararlara yol açan hukuk uygulamalarını gözeterek riziko konusu kıymetlerde yapılan risk analizlerinin bağlayıcılığını sigorta sözleşmesinde belirtmek gerekmektedir. Sözleşmelere aşağıdaki içerikte bir not eklenir iken yapılan veya yaptırılan risk analizinin hangi amacı taşıdığı açıkça ifade edilmelidir.
Riziko teftişi yapılarak hazırlanan Risk Analiz Raporları, sigorta sözleşmesinin kurulmasından önce bir tür hazırlık niteliğindedir ve yalnızca gözle görülmesi ve saptanması olağan bilgi çerçevesinde mümkün bulunan risklerin önceden belirlenmesine hizmet eder.
Riziko teftişi yapılarak Risk Analiz Raporu düzenlenen durumlarda; risk analizi, sigortacının sigorta konusu ile ilgili bütün önemli hususları öğrenmiş sayıldığı anlamı taşımaz.
Sigorta sözleşmesinde teminat dışında olduğu belirtilen hususlar, risk analizi sonrasında sigortacının sigorta sözleşmesini kurması durumunda da teminat dışında kalmaya devam ederler. Sigorta ettirenin sözleşme öncesi bildirim yükümlülüğü risk analizi yapılması ile hiç bir şekilde ortadan kalkmış veya kapsamı daralmış olmaz.
Sigortacı, riziko teftiş yolu ile yaptığı hazırlık çalışmalarında gözle inceleme sonucu görülmeyen, teknik ve mühendislik bilgisi gerektiren detaylı inceleme ile tespit edilecek hususlar ile proje, tasarım, teknik şartnamelere uygunsuzlukların tespit edilememiş olması sebebiyle hiç bir sorumluluk üstlenmez. Yasa ve sigorta sözleşmesi uyarınca sahip olduğu hakların hiçbirini kaybetmiş veya bunlardan vazgeçmiş sayılamaz. Riziko teftiş yöntemi ile yapılan risk analiz çalışmaları, sigortacının yasa ve sözleşmeden doğan haklarının kısıtlayıcı yönde kullanılması amacıyla kullanılamaz.
Yukarıdaki not her sigorta sözleşmesinde yer almalı. Aksi halde, hasar esnasında oldukça önemli sorunlar ortaya çıkıyor. Ayrıca hukuk karşısında yapılan risk analizinin çerçevesi belirtilmemiş ise basiretli tacir olarak ve konusunu bilen taraf olarak sigortacı sorumluluğu üstlenmek zorunda kalıyor.
Gözlemsel risk incelemesini analiz olarak tanımlamak hata
Ayrıca; gözlemsel bir risk incelemesini ‘analiz’ olarak tanımlamak ciddi bir hata. Riziko ile ilgili bilimsel ve hukuki karşılığı olan bir çalışma yapılmıyor ise analiz tanımını taşımaz. Yapılan çalışmaya da Risk Mühendisliği denilmez. Kanıksanmış biçimde süregelen durumu bir an önce değiştirip normalleşmesini sağlamak lazım. İçinde mühendislik olmayan risk mühendisliği çalışması, içinde yoğurt olmayan ayran gibidir.😊
Bir diğer önemli sorun, Mutabakatlı Kıymet Takdiri (MKT) raporları. Bu konuda da inanılmaz ciddi sorunlar yaşıyoruz. Hiç kimsenin ek işi olacak basit bir çalışma değil. Hem sigortalı hem de sigortacı mağdur olabiliyor. Bu raporları düzenleyenlerin hukuki sorumluluğu taşıması gerekiyor. Mesleki sorumluluk sigortası poliçesi olmayan hiç kimse MKT yapmamalı. Sigortalının mali müşavir, muhasebecisi veya teknik personelinden alınan bilgileri beraber fiyatlayıp mutabakat yapıldığında, sadece bir hatalı çalışma konusunda mutabık kalınmış olunur. Asla doğru bir çalışma olmaz. İkâme ve rayiç bedel tespiti çok zor bir iş. Üç kuruş ücret ile yapılması zaten imkansız olan bir işi bu şekilde gerçekleştirmek sigortacılık sisteminin hatalı işletilmesiyle sektörün zarar görmesine yol açtığı gibi sigortalılara da büyük zarar verir.
Takseli sigorta nedir?
Takseli sigortadan bahsedilebilmesi için her şeyden önce, tarafların birbirine uygun iradelerinin, tespit edilen meblağın aralarındaki sigorta ilişkisi açısından sigorta değeri olarak geçerli olacağı yönünde olması gerekir. Taraflarca kararlaştırılan takse, artık sigorta menfaatinin hem sigorta sözleşmesinin kurulduğu andaki hem de rizikonun gerçekleştiği andaki değerini tayin eder. Taksenin etkisi, kural olarak sigorta sözleşmesinin taraflarıyla sınırlıdır. Taksenin, gerçek sigorta değerinden esaslı surette fazla kararlaştırılması halinde, sigortacı taksede indirime gidebilecektir. Gerçek sigorta değeri ile takse arasında asgari yüzde 10’luk farkın bulunması halinde, taksenin esaslı surette fahiş olduğu kabul edilmelidir. Sigortacının sahip olduğu indirim talebi, hukukî niteliği itibariyle tek taraflı varması gerekli yenilik doğurucu bir haktır. Sigortacının taksenin indirilmesini talep hakkı mutlak emredici hüküm olduğundan sözleşme ile sigorta ettiren lehine sınırlandırılamayacağı gibi ortadan da kaldırılamaz. Çok daha geniş gerekçeli açıklamalar mevcuttur. Dolayısıyla amir kanun esas alınacak ise TTK’nın 1459, 1460, 1461,1462,1463, 1464 maddelerini eass almak gerekir.
Sözleşmelerde açık ifadeler kullanılmalı
Son dönemde karşılaşılan önemli sorunlardan birisi eksik sigorta uygulamalarıdır. Küresel sorunlar ve ülke ekonomisindeki spesifik dalgalanmaların ortaya çıkardığı önemli bir sorundur. Mevcut koşullar, kusursuz sigorta sözleşmesinin düzenlenmesine engeldir. Diğer taraftan; Mutabakatlı Kıymet Takdiri ve Kıymet Takdiri Raporu düzenlenmesi eksik sigortayı önlemez. Sigorta sözleşmesine MKT düzenlenmiş olsa dahi “kısmi hasarda eksik sigorta uygulanacağı mutlaka yazılmalıdır”. Amaç, doğru sigortalının gerçek zararını tazmin etmek ise sözleşmeler düzenlenir iken daha iyi yazım teknikleriyle açık ifadeler ile hazırlanmalıdır.