Sigorta şirketleriyle,
- Otorite uzlaşamıyor,
- Yargı uzlaşamıyor,
- Brokerler uzlaşamıyor,
- Acenteler uzlaşamıyor
- Eksperler uzlaşamıyor,
- TOBB uzlaşamıyor.
Haliyle sigorta şirketleri de tümüyle hem uzlaşamıyor hem de mücadele ediyor. Trajik yanı sigorta şirketleri birbiriyle de uzlaşamıyor. Hatta aynı taraflara karşı yan yana da değiller.
Olmuyor, uzlaşılamıyor…
Brokerlerle;
- Otorite uzlaşamıyor,
- Sigorta şirketleri uzlaşamıyor,
- Acenteler uzlaşamıyor,
- Eksperler uzlaşamıyor.
Acentelerle;
- Otorite uzlaşamıyor,
- Sigorta şirketleri uzlaşamıyor,
- Eksperler uzlaşamıyor,
- Acenteler bir biriyle de uzlaşamıyor,
- İcra komiteleri ile de uzlaşamıyor.
Eksperler ,
Hepsiyle uzlaşıyor gibi görünüp hiç biriyle uzlaşamadan, hepsini idare etmeye çalışıp, bunu da beceremeden devam etme çabası içinde hiçbir şey yapmadan, çok şey yapıyormuş gibi hiç bir şey yapmadan…
Olmuyor , uzlaşamıyoruz, uzlaşmayı beceremiyoruz, uzlaşma konusunda uzlaşmış değiliz.
Sektör ‘güven’ ve ‘iyi niyet’ üzerine kurulu, bunu meslek olarak yapan bir sektör. Hiçbir paydaşı uzlaşı içinde değil ise ‘hem güven yoktur hem de iyi niyet.’ Bu yüzden sektör uzlaşamayacağını anladığı andaki genel olarak ilk temasta bile uzlaşmazlık var, hemen kendi sorunlarını Tahkim ve Yargı’ya götürüyor. Bu sebeple sektörün tüm konuları Yargı içinde ilerliyor. Kendi aralarında uzlaşamayan ‘güven ve iyi niyet’ satıcısı sektörü Yargı uzlaştırabilir mi?
Her anı ve her durumu ‘kaos.’ İşimiz bu, hayatımız bu ve bundan besleniyoruz. Kendi işini göremeyen sektör Yargı’dan destek istediğinde kaostan beslenen diğer meslekler de sürece giriyor. Hukukçuların işsiz kalması olanaklı değil. Bu kadar kaos başkalarına da fırsat yaratıyor.
Otorite bu duruma aldırmıyor. 5684 sayılı yasa ile kaosa ortak edilen veya kendisi dahil olan TOBB, kaos içindeki sektöre yeni bir pozisyon daha katarak sektörü uzlaştırmak yerine yanlış yönlendirilerek uzlaşmazlığa ortak ediliyor. Uzlaşmazlık bu derinlikte ve büyüklükte iken sektörün tüm taraflarının tek müşterisi ‘sigortalı’ ile acaba kim uzlaşabilir ki?
Sigortalı açısından da durum farklı değil. Sigorta edilirken kaos, hasar anında kaos, hatırası kaos. Sigortalının sektör ile ilgili aklında kalanlarının tamamı kaos.
- Sigorta şirketlerinin hiç birini tanımadan,
- Tüm brokerleri bir birine düşürerek,
- Tüm acenteleri bir birine kırdırarak,
- Hasar anında sadece sigortalı olduğu için tedarikçileri koşturarak,
- Eksperleri bir birine düşürerek,
- Avukatları iştahlandırarak,
- Hasar takipçilerini peşinden koşturarak…
Bu kadar kaos içinde hangi insan, hangi işletme, hangi kuruluş sektöre girdiği gibi çıkar, başladığı gibi bitirir, beklediği gibi kapatır? Mümkün mü?
Hani hasar aşamasında kaos olması anlaşılabilir, ama poliçenin satışından, Tahkim sürecine kadar her aşamada var. Kendi içinde barışık olmayan sektör uzlaşabilir mi?
Olgunluk düzeyi uzlaşmaya hazır değil ise hiçbir kişi, kurum ve kuruluş uzlaşamaz. Hazır olmak, uzlaşmayı istemek gerek. Bunun sağlanması için uzlaştıracak kişilerinde yeterliliğinin sorgulanmaması gerek. Neden uzlaşamayız?
Sadece eksperler açısından görüş olarak açıklayabilirim:
- Bilirkişi nosyonu taşıyan, hakemlik misyonu üstlenen meslek için kendi kendini yönetme ehliyetini vermeyen, layık görmeyen otorite ile uzlaşamayız. Mümkün de değil. Meslek biter yine olmaz. İstemeyiz de… “Siz yapamazsınız” deyip, “Biz yaparız” diyerek bu günlere geldik. Sonuçlarından kendileri de memnun değil. Olamazlar da.
- Taraflar ile uzlaştıracak kişiler yeterli değil. Kim bunlar? Neden?
- Meslek siyasallaştırıldı. Sektör içinde, sektöre karşı olarak sektör ile beraber ve sektör ile mücadele ederek uzlaşılmaz.
- Meslek mensupları diğer ülkelerdeki yasa ve yönetmelikleri incelerlerse eksperlik mesleğini daha iyi öğreneceklerdir. Kötüden örnek olmaz. Kendileri de araştırmalılar. Bu denli asil, iyi, önemli ve kaliteli bir meslek ancak bu kadar seviye kaybedebilir. Her gün sektörün tüm taraflarına savaş çığırtkanlığıyla uzlaşı yakalanmaz. Bir dur, bir bak, bir gör, bir düşün, bir anla… Eksper olmak kolay, yapmak zor.
- TOBB şayet bir katkı koyacaksa kendi bünyesinden eksperliği çıkaramıyorsa (ki çıkarması yerinde olur) kendi deneyim ve büyüklüğünü kullanarak ‘kaos’un içinde kalınmasını önlemenin yollarını bulmalı. Bekleyerek daha iyi olamayacak.
- Henüz oluşmayan en önemli şey “ortak akıl.” Mesleğin devamı, yükselmesi ve geleceği için mutlak ve olmazsa olmaz, tek çözüm.
Yoğun bir uzlaşmazlık ve kaos ortasında tüm olumsuzluklarıyla bütünleşerek yaşayan, evrim değiştirmiş bir sektör için birkaç sayfa yazıyla tanımlama yapmak olanaklı değil. Kendisiyle çelişik olan bu durumdan hemen kurtulmadıkça sektör tüm taraflarıyla kaybedecek. Güven ve iyi niyet üzerine kurulu sektörde uzlaşmazlık ve kaosu tırmandırarak kazananı olmayan şekilde devam edemeyiz. Herkes kendi adına uzlaşma çizgisini belirleyerek ve bunu paylaşarak – deklare ederek başlayabilir. Uzlaşmaya açığım, bekliyorum, istiyorsan gel…
MUSTAFA NAZLIER / HAYATIMIZ SİGORTALI
