Küresel ısınmaya bağlı iklimin değişikliği her gün önemini farklı biçimlerde yansıtıyor. Hava olaylarında aşırılıkların sıklıkla ortaya çıkması kanıksanmaya başladı. Sel, fırtına, hortum ve siklon gibi olaylar ile sıklıkla karşılaşırken, kum fırtınalarının da artık duyuluyor olması sayısallık ve çeşitliliğin arttığının göstergesidir. Sera gazı etkisi, karbon salınımı, sıcak su akıntıları, endüstriyel etkiler, aşırı kuraklık, aşırı yağışlar gibi birden fazla etki faktörünün olması süreçlerin yönetilebilir olmasını da zorlaştırıyor.
Küresel ısınma, kısa ve orta vadede çözülecek bir sorun değil. Etki ve sonuçları da henüz tam olarak açıklanamıyor. Son dönemde ülkemizde yaşanan fırtınalar ve rüzgarları esas alarak sigorta sektörü açısından bazı konuların yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Okyanus sınırlı kıtalarda tropikal fırtınalar dahil yaşanan katastrofik hasarların sıklığı, sayısı, dönemi ve etkileri çok daha iyi bilinmektedir. Ülkelerin doğa olaylarını dikkatle inceleyerek olayların öncesinde, esnasında ve sonrasında aldıkları farklı aksiyonlar ile süreç yönettiklerine tanığız.
Fırtına koşullarında arasında fark var
Fırtına, kasırga ve hortumların hayatın bir parçası olduğu, fırtına mevsimlerinde önlemler alınan ABD, fırtına skalasını (Bofor-Beaufort) incelediğimizde Fırtına için 9 bofor koşullarının esas alındığını görmekteyiz. Ülkemizde 7 bofor olan fırtına koşulları arasında önemli fark var.
7 bofor da rüzgar hızı 17.1 m/sn iken 9 bofor da 20.7’nin alt limit olduğunu görmekteyiz. Tüm özellikleriyle 9 bofor oldukça etkili bir hava olayıdır. Dikkat çekmek istediğimiz birkaç konu mevcut. Fırtına katastrofiktir. Tüm alanda aynı etkiyi yaratır.
- Fırtına nasıl ölçülür? Ölçüm istasyonu verileri ne derece doğrudur?
- Neden bazı yapılarda hasar oluşurken bir çok yapıda hasar meydana gelmez?
- Fırtına olduğuna nasıl karar verilmeli?
- Fırtına özelliklerine ulaşmadan (7 bofor koşullarını oluşturmadan) meydana gelen hasarları nasıl değerlendirmek gerek?
- Fırtınada hasar gören yapılardan düşen malzemeler ve parçaların 3’üncü şahıslarda ve kıymetlerde yol açtığı hasarlar da hukuki sorumluluk var mıdır? gibi birçok soruyu incelemek önem taşımaktadır.
Öncelikle kabul görmüş bofor skalasının ayrıntılarını gözden geçirerek otoritenin açıkladığı veriyi esas almak gereklidir.
(extension://efaidnbmnnnibpcajpcglclefindmkaj/ https://www.mgm.gov.tr/FILES/genel/makale/beauort.pdf )
Hasarın kök sebebinin tespiti önemli
Gerçekleşen hava olaylarını nasıl değerlendirmeliyiz? Meteoroloji istasyonu verilerine göre 7 bofor olmayan hava olaylarında da çok sayıda hasar gerçekleşiyor. Bu durumda hasarın ‘Kök Sebebinin’ tespiti önemli hale geliyor. Bir çok binada hasar yok iken bazılarının hasarlanıyor olmasının sebebi yapısal kusurlardır. İmalat ve montaj hataları, kötü işçilik, bakımsızlık ve eskime-yıpranma etkilerini inceleyerek tam tespit yapmak gerekmektedir. Fırtına olmayan hava olaylarında ortaya çıkan hasarlar can ve mal kayıplarına yol açar iken Kök Sebep tespiti bir kez daha önem kazanmaktadır. Katastrofik etkili olaylarda tüm yapılarda hasarı incelerken bazı yapılarda hasar oluşuyor ise bunu, bir gösterge olarak kabul edip, Yakın Sebep Analizi’nde veya illiyet bağı kavramında incelemeye esas konu olarak görmek gerekir.
Hava olayları sonucunda 3’üncü şahıslarda ortaya çıkan kayıp ve zararları tespit eder iken Kök Sebep, Yakın Sebep ve illiyet bağı kavramlarını inceleme ve analizler ile somut hale getirmek gerekir. Sigorta sözleşmesi kapsamında ekspertiz yapılırken, olaya sebep olan bina için Borçlar Kanununun, 58’inci Madde “ Kusursuz Sorumluluk” ilkesini esas alırız. Birinci rücu muhatabı kat maliki olacak iken bina sahibi veya yönetiminin meydana gelen olayda olayın esaslı unsurlarıyla ortaya konulması için özenli ve titiz bir Kök Sebep Analizi’ne ihtiyaçları olacaktır. Gerçekleşen olay;
- Yasa ve yönetmeliklere uygun olmayan bir imalat mıdır ?
- İmalatı gerçekleştiren de kusur var mıdır?
- Bakım veya onarımlar olaya etki etmiş midir?
- Bina sahipleri ve yöneticilerinin ortak alanlar için sigorta konusunda özen göstermeleri kendi menfaatlerine olacaktır.
Ayrıca her olay fırtına değildir. Bofor skalası dahil kar yükü hesapları gibi tüm meteorolojik verilerin mutlaka ama mutlaka revize edilmesi gerekir. Her hava olayı bir risk olarak tanımlanamaz. Mühendislik eksikliği önemlidir.
7 bofor artık her an ve her şekilde olabilecek bir hava olayıdır. 9 bofora yükseltilebilir. Veya artan hava olayları depremde olduğu gibi koasürans ve muafiyet ile değerlendirmeye başlanacaktır. Ayrıca; genel şartlara daha açık ifadeler ile fırtına kabul koşulları yazılmalı, aynı şekilde Kar Ağırlığı da ek teminat olarak ele alınırken kar yükü hesabı coğrafi bölge kriterlerine göre açıkça bildirilmelidir. Kaç m3 kar, o bölge de kar ağırlığı olarak esas alınır konusu belirtilmedikçe, her yağışta oluşabilecek olaylar ek teminata girecektir.
En iyi seçenek sigortalı olmak
Çeşitlenen ve değişen riskli yaşam koşularında en iyi seçenek sigortalı olmaktır. Gerçekleşen bir olayda tazminat almanın da ötesinde sizin adınıza her olayı en küçük ayrıntısına kadar inceleten bir sigortacıya sahip olmak çok daha değerlidir. Bilginin, paradan güçlü olduğunu, sigortalı olarak sigorta sektöründe doyasıya yaşayabilirsiniz.
her yere ağaçları kesip betonlaştırmaya devam edersek tabiatın dengesini bozarsak daha çok afetler gerçekleşir tabiat ana için acilen ağaç dikilmeli