Okul yıllarımda vardı, hala da varmış. Bize bir metin verilirdi, bunun özetini çıkar denilirdi. Özetini çıkarmak için önce konuyu anlamak gerekiyordu. Anladıktan sonra da “Kısaca nasıl anlatılır?” bölümü kalıyordu.
Yani aslında çocuklarıma veya eğitim gören gençlere dediğim şudur: “Okuduğunu veya karşındakinin söylediğini doğru anla; senin anlattığını da karşı taraf anlayabilsin. Yani doğru iletişim ve kendini doğru ifade edebilmek. En önemli konu bu bence.
Tüm bunların yanında okulu sevmediğimiz için de biri anlatsın isteriz, bu da bir başka handikap. PİSA’ya alternatif bir araştırma kurumu kurulmuş adı ABİDE. Onun öğrenciler arasında yaptığı araştırmada öğrencilerin yüzde 66’sının okuduğunu anlamadığı ortaya çıkmış. Bir de okumamak var, onu araştırmamışlar bile. Sadece öğrenciler mi? Pek tabii ki hayır. Bizler de böyleyiz.
Sosyal medyada paylaşımlar yapıyorum zaman zaman. Altına bir iki dostum yorum yazıyor. Benim yazımı ya iyi okumuyorlar, ya anlamak istemiyorlar veya yanlış yorumluyorlar. Yanlış yorumu okuyan da yazıyı okumadığı için yanlış zincir gibi birbirine eklenerek devam ediyor. Soruyorum bu arkadaşlara yazıyı okudunuz mu? Hayır! Sadece başlığa bakıp yorum yapanlarını biliyorum. Bu kesimi asla genelleştirmiyorum. Yanlış anlaşılmasın. Küçük bir kesim de olsa sigorta sektöründe böyle bir sıkıntı var. Bu işin bir kısmı bu bahsettiğim Türkçe’den Türkçe’ye… İşin bir de mevzuat dilinden Türkçe’ye kısmı var ki en kötüsü bu kısım.
Kendini doğru ifade edebilmek önemli
Geçenlerde Trafik sigortalarında bir düzenleme yapıldı. Bu düzenleme Resmi Gazete’de yayımlandı. Sonrasında bir SBM düzenlemesi. Ben okudum gerçekten çok karışık. Ayrıca teknik. Ben birşey anlamadım. Sonra baktım sosyal medyada bu düzenlemelerle ilgili her kafadan bir ses çıkıyor. Yalan yanlışı karmakarışık. Ertesi sabah 5-6 tane Messenger’den mesaj geldi. Can Bey böyle böyle bir şey var, bilgi kirliliği oluştu. Sizden ricamız siz bir yazı yazın da doğrusunu öğrenelim. Ben de anlamadığım için :)) açtım bir şirketin Genel Müdürü’ne telefon, o bana anladığı kısımları anlattı. Anlamadığı bir bölüm için de içeriden yöneticisini çağırarak benimle telefon ile konuşturdu. Şimdi üç düzenleme ile ilgili ben bile böyle bir trafiğin içerisine giriyorsam, sahadaki acente ne yapsın.
Sonrasında bir yazı yazdım. Allah razı olsun diyenden tut da minnet duygularını paylaşan acentelerle karşılaştım. Çok hayır dua aldım. Bunu benim mi yapmam gerekir. Tabii ki benden önce şirketler ve acentelerin STK temsilcileri bu görevi üstlenmelilerdi. Birkaç sigorta şirketinin de hakkını yemeyeyim duyuru yayınlamışlar acentelerine.
Ama SAİK Başkanımız Levent Korkut beyaz ceketi ile turistik gezilerine devam ediyor. Sosyal medyadan da kendisini başkan yapan ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu‘nun Özbekistan ve Çayeli TOBB hizmet binalarının açılış tweetlerini, temsilcisi olduğu acenteleri çok ilgilendirdiği için, RETWEET edip gelecekteki istikbalini garanti altına alma çabasında gördük kendisini. Kendisinin gelecek hesaplarını bilemeyiz o kendisini ilgilendirir. O mevkilere gelenlerin amaçlarının ne olduğunu bir önceki başkanda gördük zaten.
Son çabaları da buna yormamız çok doğal. Özetle bu düzenlemelerin anlaşılabilir yazılmasını, yazılamıyorsa anlaşılabilir meallerinin hatta örnek vererek acentelere anlatılması gerekiyor. Bunu şirketler mi acente STK’ları mı yapar ben bilmem. Bu düzenlemeleri yapan kamu kurumları mutlaka daha açıklayıcı ve anlaşılabilir olmasını sağlayabilirse sorun ortadan kalkacak.