22 Aralık 2024, Pazar
spot_img

Maher Holding ve ADASTEC otonom otobüs sürüşünde buluştu

Maher Holding, geçen yıl yatırım yaptıkları ADASTEC firmasının geliştirdiği otonom sürüş teknolojisini kullanan otobüsle Bilişim Vadisi’nde test sürüşü gerçekleştirdi. 

Maher Holding yönetim kadrosu, geçen yıl yatırım yaptıkları ADASTEC ekibiyle bir araya gelerek ADASTEC firmasının geliştirdiği otonom sürüş teknolojisini kullanan otobüsle Bilişim Vadisi’nde test sürüşü yaptı. 

Maher Holding CEO’su Levent Uluçeçen, Maher Holding Yönetim Kurulu Üyesi Gökay Erdemoğlu, Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar, Quick Sigorta Genel Müdürü Eyüp Özsoy, Quick Finans Genel Müdürü Nihat Karadağ ve Corpus Sigorta Genel Müdürü Murat Şişli’nin katıldığı test sürüşünde, ADASTEC Kurucu Ortağı ve CPO’su Atalay Taşkoparan ve Kurucu Ortağı ve CEO’su Ali Ufuk Peker, Maher Holding ekibine otonom araçlarla ilgili detaylı bilgiler aktarırken otonom otobüslerin gerçek hayatta karşılaşması muhtemel senaryolarda nasıl hareket edeceği de yerinde görülmüş oldu. 

Kısa süre içinde gerekli kanuni düzenlemelerin tüm dünya ülkelerinde hayata geçirilip sigorta imkanlarının da sağlanması ile birlikte şoför koltuklarının boşalmaya başlayacağını belirten Taşkoparan, “Otonom otobüslere yönelik hazırlanan mevzuatlarla ilgili çalışmalarımız sürüyor. Ayrıca AB mevzuatları ve ABD’de halihazırda yürütülen süreçlerden yola çıkarak şoförsüz otonom otobüslerle yolcu taşımacılığının 2025 yılı sonundan itibaren başlayacak” dedi.

Seviye 4 otonom sürüş özelliği olan otobüslerin şoför müdahalesi olmadan önceden belirlenmiş bir güzergahta hizmet verebildiğini belirten Taşkoparan, şoförlerin araç içinde sadece güvenlik ve izleme amaçlı bulunduğu bir geçiş olunduğunu aktararak yazılımın mevcut şoförlük becerileriyle ilgili bilgiler verdi. 

Kısa süre içinde birçok ülke ile iş ortağı olacağız

Taşkoparan, otobüsün planlanan güzergahlarda çevresini algılayarak trafik ışıklarıyla, yaya geçitleriyle ve diğer araçlarla uyumlu bir şekilde görevini icra ettiğini kaydederek “Tıpkı herhangi bir otomobildeki adaptif cruise’un (adaptif hız sabitleyici) devreye girmesi gibi sadece bir butona basarak otobüs otonom sürüşe geçebiliyor. Otobüsümüz, seviye-4 otonom sürüşün özelliği olan, daha önceden öğretilmiş, haritası çıkartılmış rotalarda otonom sürüş gerçekleştiriyor. Ayrıca, otobüsün klasik direksiyon ve diğer kumandaları sayesinde, rota dışı yollarda şoför, direksiyona geçip normal bir araç kullanır gibi yoluna devam edebiliyor. ADASTEC’in geliştidiği Otonom Kontrol Sistemi ayrıca klimasından sinyallerine, farlarından sileceklerine kadar otobüsün80 değişik fonksiyonunu yönetiyor. Hassasiyet gerektiren duraklara yanaşma, engelli rampasını açma gibi manevralarda, sahip olunan birkaç santimetre hassasiyetli konum belirleme becerisi sayesinde, en usta şoförler kadar eksiksiz ve hassas sürücülük hizmetini verebileceğimizi ispatladık. Nitekim yapılan tüm testler sonucunda bugün itibariyle dünyadaki en büyük iki otobüs işletmecisinden de iş ortaklığı sözleşmesi ve iyi niyet mektuplarını aldık. Önümüzdeki iki veya üç sene boyunca ABD’den Fransa’ya, İngiltere’den Avustralya’ya kadar birçok ülkede iş ortaklığı yapacağız” dedi.

AR-GE merkezimiz Türkiye’de

Otonom sürüş teknolojileri özelinde, otomobil ve kamyon segmentlerinde, dünyada 100’ün üzerinde teknoloji firmaları ile araç üreticileri arasında ortaklıklar bulunduğunu söyleyen Taşkoparan, “Yaptıkları analizlerde, otobüs üretim sektörünün bu yatırım planları ve stratejik yapılanmaların dışında kaldığını fark ettik. Her ne kadar şirketi Amerika’da kurmuş olsak da AR-GE merkezimizi Türkiye’de kurunca ticari araç üretimi alanında Türkiye’nin de Avrupa’da lider konumunda olması sebebiyle yerli ticari araç üreticileriyle birlikte bir iş ortaklığına gitme kararı aldık. Uzun süreli iş ortaklıkları yaparak geliştirmekte olduğumuz seviye-4 otonom sürüş teknolojisiyle o firmaların araçlarının bir ortak ürüne dönüşmesi konusunda görüşmeler yaptık ve Karsan ile çalışmaya başladık. Çok kısa sürede ürünlerimizi Karsan’ın fabrika alanı içerisinde test eder hale geldik. Gördük ki bir otobüs üreticisi ile stratejik seviyede iş birliği yapan ve otobüsü seviye-4 otonom olarak rotalarda işletebilen dünyadaki tek firmayız. Bu sebeple geliştirmelerimize daha da büyük bir heyecanla ve tutkuyla devam ediyoruz. Bu liderliği sürdürmek istiyoruz. Teknolojimizi ticari araçlar alanında otobüs dikeyinde daha da derinleştirmek ve dünyanın bütün lider şehirlerinde toplu taşıma araçlarında otonom sürüş teknolojileri kullanmak isteyen belediyelerle ve otobüs işletmecileriyle çalışmak istiyoruz” açıklamalarında bulundu.

Hassas sensörlerle güvenli sürüş 

Seviye-4 otonom sürüş teknolojisine sahip bir otobüsün temel özelliğinin önceden rotası belirlenmiş ve haritası üretilmiş yollarda hizmet vermesi olduğuna dikkat çeken Taşkoparan, “Bu da aracın rotasında güvenle ilerleyebilmesi için etrafını sensörler kullanarak algılama fonksiyonunun çok gelişmiş olmasını gerektirmektedir. ADASTEC, seviye 4 otonom sürüş çözümünde yüksek hassasiyetli, birbirini tamamlayan ve destekleyen sensörler kullanmaktadır. Bu sensörlerden en öne çıkan LiDAR’lardır. Aracın köşelerinde toplam dört adet LiDAR, tepesinde ise daha yüksek hassasiyette beşinci bir LiDAR bulunuyor. Bu da uzun menzilli bir lazerle hassas mesafe ölçümü ve çevreyi üç boyutlu algılama imkanı sağlıyor. Otobüsün tam olarak nerede olduğunu ve trafikteki diğer unsurları bu şekilde algılayan sistemi, GNSS adı verilen yüksek hassasiyetli özel bir GPS de destekliyor. Otobüsün önündeki üç kamera normal şartlarda şoförün görüş alanını, tepedeki iki kamera kavşaklarda şoförün kör noktasındaki görüş alanını, her köşede yer alan kameralar ise dikiz aynalarının görüş alanını kapsıyor. Tüm bunlara ek iki tane termal kamera ile de aracın çevresindeki canlıların gece fark edilmesini sağlıyor. Otonom sürüş sistemi, sensörlerden gelen verilerin, seyir halindeyken işlenmesi ile otobüsün ne zaman durması gerektiğine karar verebiliyor. Örneğin yola yaya çıkınca duruyor ve yaya tamamen önünden çekilince gitmeye devam ediyor. Önceden kendisine tanıtılmamış bir obje karşısına çıkarsa mümkünse konforlu bir şekilde yavaşlayarak duruyor. İki yılı aşkın süredir, gerçek trafik koşullarında ve farklı ülkelerde hizmet vermekte olan seviye-4 otonom sürüş sistemimiz, bu süre zarfında pek çok değişik senaryoyu tecrübe ederek geliştirildi. Artık şehir yaşamında önüne çıkabilecek canlı cansız pek çok objeyi tanıyor, tanımadıkları için sık sık durmasına da gerek kalmıyor. Maher Holding ekibinin test sürüşü sırasında yol üstünde hatalı park etmiş bir araca denk gelindi. Otobüs önce yavaşladı, sonra onun bir süre hareket etmediğini ve park ettiğini anlayınca aracı güvenli ve trafik kurallarına uygun şekilde solladı. Bu da saha tecrübeleri çerçevesinde sistemin dağarcığına eklenmiş senaryolardan biriydi” diye konuştu.

Otonom sürüş teknolojileri ulaşım sektörüne yön verecek

Otonom sürüş teknolojilerinin geleceğin ulaşım sektörünü şekillendirecek en önemli unsurlardan biri olduğunun altını çizen ADASTEC’in CEO’su Dr. Ali Peker, “ADASTEC olarak, akıllı şehirlerin ve sürdürülebilir, temiz ve kapsayıcı bir toplu taşıma için yoğun çaba harcıyoruz. ADASTEC’in “flowride.ai” platformuyla, güvenli ve verimli bir otonom sürüş deneyimi sunmaktayız. Bu, toplu taşıma kullanımını artırarak şehirlerimizi daha yaşanabilir hale getirmek için önemli bir adımdır. Bu adımı atarken Maher Holding Sigorta Şirketleri’ne, ADASTEC’e duydukları güven ve sağladıkları destekten dolayı teşekkür ederiz. Zira, sigortacılık sektörünün, otonom sürüş teknolojilerinin hayatımıza girmesi sürecinde çok önemli bir role sahip olduğuna inanıyoruz” dedi.

Sosyal  teknoloji yatırımlarına önem veriyoruz

Otonom otobüs deneyimini değerlendiren Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar, Maher Grubunun klasik yatırımlarının dışında sosyal teknoloji diye adlandırdığı yatırımları olduğunu belirterek “Adastec bunlardan biri. Öte yandan biliyorsunuz Boğaziçi Üniversitesi ile birlikte yaptığımız aşı yatırımlarımız var. Capoom ile yaptığımız yatırımlar, uzay alanında keza. Bunlardan en önemlilerinden biri de otonom yazılımlarından Adastec. Bugün de Adastec’in Bilişim Vadisi’ndeki test merkezinde otobüsü yakından görme fırsatı yakaladık ve test ettik. Gerçekten gurur duyduk. Bir yandan finansal bir yatırım yaparken diğer yandan da sigortacılığın nereye evrileceği konusunda birtakım çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Ayrıca kredilendirme açısından konunun nerelere gelebileceği tartışıyoruz” ifadelerini kullandı.

Geleceğin sigortacılığı gündemimizde

Gelecekte sigortacılık anlayışına dikkat çeken Quick Sigorta Genel Müdürü Eyüp Özsoy, Maher Holding’in amiral gemisi olan Quick Sigorta’nın birçok alanda yaptığı yatırımlar olduğunu aktararak “Bunlar içinde de teknolojik yatırımlar öne çıkıyor. Otonom sürüş yazılımı da öne çıkıyor. Sigortacılığın gelecekte nasıl konumlanacağı, teknolojiyle birlikte nasıl ele alınacağı konusu bizim gündemimizde. Biz de bu gelişmeleri, otonom araç yazılımı yatırımımızla harmanlayarak kendi adımıza bir konumlandırma yapmak istiyoruz” dedi. 

Yeni sigorta ihtiyaçları doğacak

Corpus Sigorta Genel Müdürü Murat Şişli ise yeni doğacak sigorta ihtiyaçlarına vurgu yaparak “Gelecek kendi kendini kullanan arabalara doğru gidiyor. Günümüzde birçok firma da bu özelliklere sahip araçlarını piyasaya sundu. Biz de geleceğe yatırım yapan bir grup olma yolunda ilerliyoruz. Bu çerçevede Adastec çok başarılı bir giriş oldu çünkü Adastec dünyada otonom otobüs yazılımını hayata geçiren ilk firma oldu. Biz de burada olmaktan mutluyuz, bu bizim diğer yatırımlarımız için de önemli bir konu. Bu tür araçlar arttıkça sigorta ihtiyaçlarıyla ilgili deb soru işaretleri oluşmaya başladı. Burada işin mutfağına tanık olup öğreniyoruz ve bazı durumlarda işin yasal mevzuatlarının oluşturulmasına katkıda bulunabiliyoruz. Gelişmeleri bizde heyecanla bekliyoruz” şeklinde konuştu. 

Adastec  geleceğin teknolojisi alanında lider bir girişim

Yatırımı finansman alanı açısından değerlendiren Quick Finans Genel Müdürü Nihat Karadağ, Adastec’in geleceğin teknolojisi alanında lider bir girişim olduğunu söyleyerek “ Biz de finans olarak yer alma şansına sahibiz çünkü kendimizi yeni nesil finansman şirketi olarak konumlandırıyoruz. Bizim de katkılarımız olabilir. Örneğin araçların satışı veya tedarik finansmanında kredilendirebiliriz. Bu anlamda Quick Finans olarak bizim de çok ilgimizi çeken ve gelecek planlarımız arasında yer alan bir girişim olduğunu söyleyebilirim” dedi.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER