NART Sigorta & Reasürans Yönetim Kurulu Başkanı Levent Nart, son üç ayda sağlık sigortalarına olan ilginin arttığını belirterek; “Öngörüm önümüzdeki yıllarda sağlık sigortaları prim hacmiyle sektörün bir numaralı üretim tarafı olacak” dedi.
Pandemi, insanlara sağlığın önemini bir kez daha hatırlattı. Tüm sigorta sektörü yüzde 23 civarında büyürken sektör içindeki sağlık branşının büyümesi bu rakamın bile üstüne çıktı. Bugün sağlık sigortalarının toplam pazar payının tüm sigorta sektörü içinde trafik sigortalarından sonra ikinci seyrettiğine dikkat çeken NART Sigorta & Reasürans Yönetim Kurulu Başkanı Levent Nart; “Benim şöyle bir öngörüm var. 2020 yılı sonunda ve önümüzdeki yıllarda sağlık sigortalarındaki prim hacminin sigorta sektörünün bir numaralı üretim tarafı olacağını varsayıyorum” dedi.
Blomberg TV’de yayınlanan bir programa katılan Levent Nart, pandemi ile birlikte son üç ayda talebi artan sağlık sigortaları hakkında bilgi verdi. Programda son üç ayda tüketicilerin sağlık branşına olan ilgisinin yüzde 25 oranında arttığına dikkat çeken Nart, “Yılsonuna doğru bu rakamın yüzde 50’lere çıkmasını bekliyoruz. Bu artışın sebebi ilk olarak sağlık sigorta şirketlerinin genel şartlar içerisine pandemiyi teminat altına almasıydı. Dolayısıyla mart sonuna doğru sadece tamamlayıcı sağlık sigortalarında bu oran adet olarak yüzde 27 oranında arttı. Özel sağlık sigortaları yani göreceli olarak daha pahalı olan ürünler ise durağan seyretti. Artışın bir diğer sebebi de seyahat sağlık sigortalarında pandemi hastalıklarının teminat dışı olması gerekirken sektör bir ay önce teminat altına alma kararı aldı. Bugün yurtdışına gittiğinizde ve seyahat sağlık sigortası aldığınızda uçak geri taşıması dâhil birçok imkândan faydalanabiliyorsunuz” diye konuştu.
Nart, programda sağlık sigortası yaptırırken nelere dikkat edilmesi gerektiği konusunda ise şunları söyledi: “Sigorta yaptırmak istediğiniz sigorta şirketinin yaygınlığı çok önemli. Bu şirketin hastanelerle olan anlaşmasına bakmak gerekiyor. Bunun dışında müşteri önce kendi ihtiyaçlarını belirlemeli. Türkiye’de yaşıyor ise ona göre bir ürün seçmeli yoksa 90 günü geçmemek şartı ile yurtdışında yaşayan bir öğrenci veya iş insanı olabilir ona göre yurtdışı koruması olan bir ürün yaptırması daha uygun. Ama genel olarak herkese tavsiyem sağlık sigortası konusunu ihmal etmemeleri. Bu ürün yaygınlaştıkça hem ürünün fiyatı hem de alına bilirliği daha uygun koşullarda olacaktır. Genç yaşta kronik hastalığa yakalanmadan sağlık sigorta geçmişinin başlatılması oldukça önemli.”
Fiyat artışları medikal enflasyona bağlı
Nart, programda sağlık sigortalarında gerçekleşen fiyat artışlarının öncelikle kişinin sağlık durumuna ve kullanımına bağlı olarak değiştiğine dikkat çekerken, şu tespitlerde bulundu: “Bireysel sigortalarda fiyat artışı değişebiliyor. Birinci olarak tıp enflasyonu veya medikal sektördeki maliyet artışı fiyatlar açısından önemli. İkinci olarak ise sigortalının hasar prim oranı dikkate alınıyor. Üçüncü kriter ise yaşınız. Yaş ilerledikçe ilave yaş primi olabiliyor. Hiç hasarınız olmasa da yaştan dolayı priminiz artabiliyor.”
Nart, medikal enflasyonun Türkiye’nin normal enflasyonuna göre daha fazla arttığına da dikkat çekerek, “Medikal enflasyon yüzde 20 oranında artış var. Çünkü hastanelerde yurtdışından gelen cihazlar kullanıyor. Bu da sağlık sigortalarında prim artışlarının normal enflasyonun ötesinde artmasına neden oluyor” dedi.
Avrupa’da gençlere pahalı, yaşlıya ucuz satılıyor
Nart, yaş arttıkça sağlık sigortalarında fiyatların arttığını belirtiyor ve Avrupa’da ise durumun daha farklı olduğuna vurgu yapıyor: “Bunun yöntemini Avrupalılar buldu. Avrupalılar artık gençlerden daha fazla prim alıp yaşlılardan daha düşük prim alarak bu işi çözüyor. Birde devletin tek taraflı fesh yetkisini sigorta şirketlerine bırakmaması lazım. Çünkü tüketici açıkçası zayıf taraf. Bugün 25 yaşında sağlık sistemine girdiniz ve 35 yaşında spor yaparken önemli bir dizinizde kronik bir problem oldu. Sizin artık başka bir sigorta şirketine geçmeniz bireysel olarak çok zor. Almanya gibi gelişmiş pazarlarda ise tüketicinin bu zayıf durumunu gören devlet sigorta şirketlerinin tek taraflı fesh hakkını yok ediyor. Yani tüketici isterse sigorta şirketini bırakabilir. Ama sigorta şirketine sen bırakamazsın diyor. Sözleşmesini, ömür boyu yenileme garantisi olmasa bile sistemden çıkaramazsın diyor. Bu tür hakların Türkiye‘de de olması lazım.”