Bir önceki yazımı “Anılan kurallarla ilgili benim de bir derlemem olacak. Onu bir sonraki yazıma bırakayım…” diye bitirmiştim.
HAYATIMIZ SİGORTALI / Dr. Erhan Ayberk
Firmaların çalışanlarına uymayı taahhüt ettirerek imzalatacakları, ‘SOSYAL MEDYA KURALLARI’ na ilişkin benim önerilerim aşağıdaki gibidir:
- Çalışanların hangi sosyal medya kanallarında, profillerine çalıştıkları kurumu yazabilecekleri önemlidir. Bazı sosyal medya oluşumları içerikleri itibarıyla kurumun temsili açısından uygun olmayabilir. (cinsellik, şiddet, nefret siteleri vb.) Bu tür oluşumlarda kurum adını zikretmemek marka açısından hayati olabilir.
- Üyesi olunan sosyal medya hesaplarında, eğer kurumda çalışıldığı belirtiliyorsa, rakip markalarla ilgili yorum yapmamak (olumlu ya da olumsuz) uyulması zorunlu etik bir kural olarak belirlenebilir.
- Kendi kurumuyla ilgili tartışmalara, kurumsal sosyal medya yöneticilerinin izni dışında katılmamak.
- Sosyal medya hesaplarına erişimin hangi saatlerde yapılabileceği belirtilmelidir. (öğle tatili, mesai sonrası vs.)
- Kurum ile ilgili ‘sır niteliğindeki bilgilerin’ ne olursa olsun paylaşılmaması. (Örneğin, lansmanı yapılacak yeni bir ürün hakkında sadece lansman sorumluları duyuru yapabilmelidir.)
- Kurum içi çalışma hayatı ile ilgili olumsuz geri bildirimlerin yeri kişilerin sosyal medya hesapları olmamalıdır. Bu husus, hazırlanacak ‘sosyal medya kuralları’ taahhütnamesine ilave edilmeli; ancak karşılığında da çalışanların her türlü sorununu korkmadan iletebileceği, adil bir ‘İnsan Kaynakları Yönetimi’ garanti edilmelidir.
- Hesabı olunan sosyal medya sitelerinde, kurumla ilgili olumsuz paylaşımlara rastlanıldığında durumdan kurum yönetimini haberdar etme sorumluluğu verilmelidir. Böylece her çalışan, kurumun kriz yönetiminin birer parçası haline getirilebilir. Sosyal medyayı yasaklamak yerine bu güçten faydalanmak daha akılcıdır.
- Çalışılan kurumun belirtildiği tüm hesaplarda, çalışan aynı zamanda kurumun bir sosyal medya elçisidir. Dolayısıyla yasa dışı bir eylemde bulunmamalıdır. Kişisel görüşlerin belirtilmesinde elbette anayasa gereği bir sakınca yoktur; ancak eyleme dönüştürülmüş her yasa dışı hareketin kurumlara üstlenmeyi kabul etmeyecekleri bir yüke neden olacağını da gözden kaçırmamak gerekir.
- Hakaret, tehdit, aşağılama, cinsel taciz, etnik ayırım, cinsel ayırım ve dinsel ayırım konularında; profiline çalıştığı şirketi yazan tüm çalışanlar sorumlu davranmalı ve uzak durmalılardır. Bu bir zorunluluktur.
- Sosyal medya hesabı olan ve profiline çalıştığı kurumu not eden çalışanlar, kurumun izni olmadığı müddetçe, herhangi bir ticari girişimde bulunmayacaklarını taahhüt etmelidirler. (Sosyal medya hesaplarından ne kendi kurumunun ürününü ne de kişisel eşyası dışındaki bir ticari ürünü satmamalıdırlar).
Yukarıda belirtilen hususların yazılı olduğu bir ‘Sosyal Medya Kuralları’ listesinin tüm çalışanlara imzalatılması; çalışanlara sosyal medya hesaplarının yasaklanmasından daha verimlidir.
