KPMG Türkiye, ‘Sektörel Bakış 2020 – İlaç Raporu’nu yayımladı. Küresel ilaç sektörünün değerlendirildiği raporda korona virüs ile ilgili gelişmelere de yer verildi. Rapora göre, Fortune 1000’de yer alan 938 dev şirketin de içinde bulunduğu en az beş milyon kurumsal yapı, virüsün sebep olacağı ekonomik bunalımdan etkilenecek
KPMG Türkiye’nin hazırladığı ‘Sektörel Bakış 2020 – İlaç Raporu’nda ilaç sektöründe 2019 ve 2020 değerlendirildi. Dünyayı sarsan korona virüsle ilgili çalışmalara da geniş yer verilen raporda, virüsün ekonomiye ve ilaç sektörüne etkileri ele alındı.
COVID-19’un, artık 2020 yılının ana gündem maddesi olduğunu belirten KPMG Türkiye İlaç ve Sağlık Sektör Lideri Hakan Orhan; “Teknik olarak 2002’de ortaya çıkan SARS virüsüyle yüzde 80-90 oranında benzeşen COVID-19; şiddetli akut solunum sendromu salgınının yeni versiyonu olarak kabul ediliyor. SARS’a ve 2012’de görülen MERS’e oranla daha bulaşıcı olan virüs, solumum yoluyla insandan insana geçebiliyor. Üstelik, hastalık evresinde benzer semptomlar görülmekle birlikte; semptomların şiddeti insandan insana değiştiğinden hastalığı hafif geçirenlerin hastaneye gitmemeleri de bulaşıcılığı artırıyor” dedi.
İlaç şirketleri değer kazanacak
COVID-19’un küresel ekonomiye ve şirketlere etkisi hakkında öngörüleri aktaran Orhan, şöyle konuştu:
“Virüs, can kayıpları ve toplumsal endişe akımının ötesinde tüm sektörlerin performansını olumsuz etkiliyor. Dun&BradStreet’in araştırmasına göre, Fortune 1000’de yer alan 938 dev şirketin de içinde bulunduğu en az beş milyon kurumsal yapı; virüsün yarattığı ekonomik bunalımdan olumsuz etkilenecek. Küresel büyüme beklentileri aşağı çekildi. Sadece Çin’de iki ayda 550 milyar dolar gelir kaybına yol açtı. Virüsün kontrol altına alınması noktasında ilaç sektörünün üzerinde çok büyük bir yük var. Büyük ilaç şirketleri başta olmak üzere sektör kaynaklarını buraya yöneltti. Aşının bulunması ve deney aşamasına gelmesi; küresel sağlık açıdan önem taşımakla birlikte; sektördeki ilaç şirketlerinin hisselerinin göreceli olarak değer kazandığını da belirtmek gerek.”
Rapordan COVID-19’la ilgili dikkat çeken başlıklar şöyle;
- Bulaşıcılığı nedeniyle virüsün yayılma hızı, MERS ve SARS’tan çok daha yüksek. MERS’in bin kişiye bulaşması 2,5 yıl sürdü. Bu süre SARS için 130 gündü. COVID-19 ise aynı eşiği sadece 48 günde aştı.
- Rapor tarihi itibarıyla virüsün merkezi Çin’de 80 bini aşkın vaka kayda girdi. Virüsle ilgili ‘temel üreme sayısı’ olarak bilinen katsayının 1,4 ila 2,5 arasında olduğu düşünülüyor. Bu da virüs sahibi her kişinin virüsü ortalama 1 ila 3 kişiye bulaştırabileceğini gösteriyor.
- Virüsün ölümcül boyutu ise MERS ve SARS’a oranla çok daha düşük. Virüsten etkilenen her 50 kişiden ölenlerin sayısı MERS için 17, SARS için 5 iken COVID-19 için 1… Bu rakam yüzde 2’nin biraz üzerinde ölüm oranına işaret ediyor.
- COVID-19 tedavisi için Faz-3 Klinik Araştırma sürecinin nisan sonunda tamamlanması bekleniyor. Bir yandan aşı geliştirme çalışmaları klinik deney aşamasına girerken, diğer yandan hastalığın seyrini en azından semptomlarını tedavi edebilecek yöntemler uygulanmaya devam ediyor.
- İlaç sektörünün devleri de COVID-19’a çare bulabilmek için seferber olmuş durumda. Moderna ve Johnson&Johnson profilaktik aşılar üzerinde çalışırken, dünyanın en büyük aşı üreticilerinden biri olan GlaxoSmithKline, sahip oldukları yeni bir aşı üretim teknolojisini diğer şirketlerin kullanımına açacağını duyurdu.
- Tüm çabalara rağmen kısa vadede kullanıma sunulacak bir aşı üretilmesi beklenmiyor.