Merhaba değerli okuyucularımız,
Geçtiğimiz ay, bu yazıyı okuduğunuz dergi grubunda sektör profesyonellerinden birinin trafik sigortalarıyla ilgili tespiti çok konuşuldu.
Meslektaşımız dedi ki, “Hiç kimse vahim tabloyu görmedi.”
Bunu duyunca aklıma bir Temel fıkrası geldi. Hani, Temel mezartaşına yazdırmış ya “Ola size ölüyorum dedum dedum inanmadınız. Bak gördünüz mü ne oldi?”
Bendeniz bu tabloyu geçen yıl Ağustos’tan beri gördüm ve yazdım; dedim ki (Ana Başlık Olarak), ‘Geliyor Gelmekte Olan’ (Ağustos 2021); ‘Pandemi Frekansı Bitti, Aman Dikkat’ (Eylül 2021); ‘Kaskocular, Yandım Allah Diyor’ (Kasım 2021); ‘Enflasyon, Devalüasyon ve Sigorta Sektörü’ (Aralık 2021); ‘Asgari Ücret Artışı En Çok Sigortacıları Vurur’ (Ocak 2022); ‘Hayat Dışı Yanıyor’(Nisan 2022) ve son olarak da ‘Trafik Fena Çarpıyor’ (Mayıs 2022).
Görmesine görüyoruz ama yapacak bir şey yok
Mesele görmemek değil aslında, görmesine görüyoruz da yapacak bir şey yok.
Diyelim ki öngördük trafik zararını, ne yapacağız? Poliçe kesmesek SEDDK ceza kesecek, ayrıca geriden gelen ve sürekli maliyeti artan hasarları nereye kadar finanse edebileceksin. Bir yandan elindeki acentelere bir şekilde cevap vermek ve ilişkini sürdürmek zorundasın.
Kırk katır mı, kırk satır mı, tam olarak bu…
Hadi keseyim desen sermaye ihtiyacı doğacak, ortaklar bu işe ne diyecek?
Aha şimdi de temmuzda asgari ücrete tekrar zam geliyor. Hem cari hasarlara, hem yeni poliçelere ekstra bir yük daha. Seneye seçim var, Hazine’den de umut yok demektir bu. Kimse öyle sigortacılar lehine yüksek bir fiyat ayarlaması beklemesin.
Sonuçta tablo karanlık ve izahı yok. İzahı olmayanın da mizahı oluyor. O da başta anlattığım temel fıkrası zaten.
Bu aylık da bu kadar.
Kalın sağlıcakla…