Açıklanan verilere göre, Türkiye’de 9,2 milyonun üzerinde konutta Zorunlu deprem sigortası (DASK) bulunmuyor. İstanbul’da ise 1,6 milyon konutun deprem sigortası yok.
17 Ağustos Marmara Depremi’nin yıl dönümüne yaklaştığımız bugünlerde zorunlu deprem sigortası ile ilgi açıklanan veriler dikkat çekiyor. Söz konusu verilere göre, ülke genelinde 9,2 milyon, İstanbul’da ise 1,6 milyon konutta deprem sigortası yok.
Türkiye genelindeki 20 milyon 32 bin konuttan yüzde 53,90’ı, yani 10 milyon 795 bin 698 konut için deprem sigortası yaptırıldı. Henüz 9 milyon 236 bin 302 konutun Zorunlu Deprem Sigortası bulunmuyor.
Konut sayısı sigortalılık oranı yüksek illerin başında yüzde 84,10 ile Bolu, yüzde 82,10 ile Yalova geliyor. Bu oran Gümüşhane’de yüzde 31,10’a, Hakkari’de ise yüzde 14,20’ye düşüyor.
Ülkede en yoğun kentleşmenin yaşandığı ve 6 milyon 840 bin konutun yer aldığı Marmara, deprem sigortasına en fazla ilgi gösteren bölge olarak öne çıkıyor. Bölgede yüzde 62,90’lık oranla 4 milyon 302 bin 607 konutun Zorunlu Deprem Sigortası bulunuyor.
Karadeniz son sırada
Marmara Bölgesi’ni, yüzde 54,60 ile Ege, yüzde 49,20 ile İç Anadolu, yüzde 48,70 ile Doğu Anadolu, yüzde 48,30 ile Güneydoğu Anadolu, yüzde 47,20 ile Akdeniz ve yüzde 44,40 ile Karadeniz izledi.
Büyükşehirlerin sigortalılık oranları, İstanbul’da yüzde 61,90’a, İzmir’de yüzde 58,50’ye, Ankara’da yüzde 56,10’a, Bursa’da yüzde 57,40’a ve Antalya’da yüzde 53,40’a ulaştı.
DASK’tan 22 yılda 1 milyar TL’nin üzerinde ödeme
DASK’ın kurulduğu Eylül 2000’den bu yana meydana gelen depremlerin ardından hasar sahiplerine 1 milyar 248 milyon lira ödemede bulunuldu. Uzmanlarca büyük bir deprem beklenen ve “ekonominin başkenti” olarak adlandırılan İstanbul’da sigortalılık oranı Marmara Bölgesi ortalamasının üzerine çıkmış durumda.
Uzmanlar DASK için çağrıda bulunuyor
Megakentte bulunan 4 milyon 153 bin konutun 61,9’unun sigortalı olduğu görülürken deprem sigortası bulunmayan konut sayısı ise 1 milyon 582 bin 505 adet olarak kayıtlara geçti. Uzmanlar, depreme karşı konutlara DASK yaptırılması, riskli binaların güçlendirilmesi ve gerekirse dönüştürülmesi çağrısında bulunuyor.
