AXA Türkiye’nin yılın ikinci yarısında Groupama sinerjiyle beraber sektörden biraz daha pozitif ayrıştığını söyleyen AXA Sigorta CEO’su Yavuz Ölken, “2024 ve 2026 yıllarında, Axa Türkiye olarak 6 bin dağıtım kanalımız aracılığıyla, hayat emeklilik, hayat dışı ve sağlık alanlarındaki sinerjiyi etkin bir şekilde kullanacağız. Sektördeki tüm fırsatları müşteri perspektifinden değerlendirerek yöneteceğiz. Bu yönetim metodolojisiyle, müşteri ve sigortalı sayımızı kesinlikle artıracağız. Hedefimiz sigortalı sayısıyla büyümek” dedi.
Sigortalılık oranlarının artması, finansal güvenlik ve risk yönetimi açısından önem taşıyor. Daha fazla insanın sigorta sistemine dâhil olması, toplumun genel refahının yükselmesi ve beklenmedik durumlar karşısında korunma sağlanması açısından da değerli. Öte yandan sigorta şirketlerinin sigortalı sayılarını artırmaları şirketlerin büyümesi için de kritik bir faktör olarak öne çıkıyor. Daha fazla sigortalı, şirketin, müşteri tabanını genişletip finansal gücünü artırarak risklere karşı daha geniş koruma sunmasını sağlıyor.
Sigorta Ekranı’nda Sigorta Medya Genel Yayın Yönetmeni Can Kantar’ın konuğu olan AXA Sigorta CEO’su Yavuz Ölken, sigortalı sayısını artırmanın sektör ve AXA Türkiye nezdinde önemine dikkat çekti. AXA Türkiye olarak 2024 ve sonrası için sektördeki tüm fırsatları müşteri perspektifinden değerlendirerek yöneteceklerini aktaran Ölken, şirketin mevcut durum ile 2024 ve sonrası için hedeflerini de paylaştı. Ölken, sektördeki önemli konularla ilgili değerlendirmelerde de bulundu.
Hedefimiz sigortalı sayısıyla büyümek
AXA Türkiye’nin yılın ikinci yarısında Groupama sinerjiyle beraber sektörden biraz daha pozitif ayrıştığını söyleyen Ölken, “Sağlık, kasko, ticari ve kurumsal sigortalarımızı bir araya getirdiğimizde, müşteri sayılarımızın gelişimi her zaman odak noktamız olmuştur. Çeşitli yıllara yayılan trendleri incelediğimizde müşteri sayımızın 3 milyon bandında seyrettiğini görüyoruz. Ancak, artık bu sayıyı aşarak 3 milyon bandının üzerine çıkmış bulunmaktayız. Bu bizim için ve gelecek için çok önemli bir gösterge. Müşteri başına poliçe adetine döndüğümüzde, burada da önceki yıllara göre artışlarımız var. Burada çimento aile kavramımız. Bizim aile sigortacılığını yaklaşık 2 yıldır lanse etmemiz, bunun üzerine odaklanmamız, sağlığı, kaskoyu, konutu, bunları birbirine bağlantılılık olarak gerek indirim gerek sadakat gerek ürün kâr zararlarında farkı dikkate almamız, bireysel segmentte büyümemizi sağlıyor. Piyasadaki reasürans sıkışmaları sebebiyle ticari kurumsalda da beklediğimizden fazla iş akışı oldu. Bunlar bizim için önemli fırsatlar ama hepsini dengeli yapmak lazım. Hep büyüme diyoruz ama hiçbir zaman irrasyonel bir büyüme tutkumuz olmadı. Altında teknik sürdürebilirlik yoksa sürdüremeyeceğimiz bir fiyatı piyasaya sunmadık. 2024 ve 2026 yıllarında, Axa Türkiye olarak 6.000 dağıtım kanalımız aracılığıyla, hayat emeklilik, hayat dışı ve sağlık alanlarındaki sinerjiyi etkin bir şekilde kullanacağız. Müşteri segmentlerinin kâr ve zarar durumlarını daha fazla ön plana alacak, sektördeki tüm fırsatları müşteri perspektifinden değerlendirerek yöneteceğiz. Bu yönetim metodolojisiyle, müşteri ve sigortalı sayımızı kesinlikle artıracağımızı söyleyebilirim. 2024, bu hedefler doğrultusunda önemli bir yıl olacak. Varlıkların büyümesiyle hâlâ fiyat artış trendi sürüyor. O yılın ikinci yarısı bir platoya oturacak ama bizim hedefimiz sigortalı sayısıyla büyümek. Bundan taviz verme şansımız yok. Geçmişten farklı olan şu, güçlü bir şekilde artık konsolide bir Axa Türkiye çatısında hayat emeklilik, sağlık ve hayat dışını beraber yöneteceğiz” diye konuştu.
Sektörün bundan sonra en önemli becerisi büyüme olacak
Sigorta sektörü özelinde 2023 yılını değerlendiren Ölken, sigorta sektörünün hayat dışı branşlarda 486 milyar TL’lik bir üretim gerçekleştirdiğini ve yüzde 110’a varan bir büyüme kaydettiğini, hayat emeklilik tarafında ise bireysel emeklilik ve otomatik katılım toplamında fon büyüklüğünün yüzde 75 artarak 756-760 milyar seviyelerine yükseldiğini aktardı. Bunun, sektörün kusursuz fırtınalar yıllarını iyi yönetmeye devam ettiğinin bir göstergesi olduğunu belirten Ölken, “Sektörün bundan sonrası için en önemli becerisi büyüme olacak. Bu görev hem şirketlere hem acentelere hem de tüm dağıtım kanallarına düşüyor. Büyümeden sektörümüzü olgun bir seviyeye getirme şansımız yok. Büyüyeceğiz ki 2024 ve 2030’da bizi bekleyen trendlere hazır olalım” dedi.
Finansal gelir fırsatlarıyla sektör kâr üretecek
Sektörün kâr-zarar durumunun henüz ortaya çıkmadığını ancak öncü verilere göre teknik karlığın sıkıntı yaşadığı branşlar olduğunu belirten Ölken, “Finansal gelir fırsatlarıyla birlikte Türk sigorta sektörü kâr üretecektir. Sektör 20 milyar Türk lirasını aşkın bir ödenmiş sermaye ile 130 milyara yaklaşan bir öz kaynağa sahip. Sektör çok zor bir yıl geçirdi. Büyüme, kârlılık konuşacağımız noktada nasıl bir yolculuktan çıktığımızı unutmamız lazım. Maraş depremleri çok zorlu bir süreci önümüze getirdi. Türk sigorta sektöründe küçük, orta, büyük ölçekli, birbirinden çok farklı doğal afetler yaşadık. Frekans ve şiddet olarak önceki yılların neredeyse beş misline ulaşan bir maliyetle karşılaştık. Ekonomide iki defa üst üste artmış asgari ücret, seçim öncesi seçim sonrası Türk lirasında yaşanan büyük bir devalüasyon, global pazarlarda yaşanan euro ve dolar bazlı enflasyon gibi unsurlarla bizim zorluk derecemizi gitgide yukarı çıkartan bir yılın sonuna geldik” diye konuştu.
2023’ü başarıyla kapadık
Geçtiğimiz yılı AXA Sigorta özelinde de değerlendiren Ölken, 2023 yılının şirket için bambaşka bir yıl olduğunun altını çizerek, “Bütün bu emsalsiz sürecin yanında biz satın alma ve entegrasyon sürecini de 2023 yılının içine sıkıştırdık. 2023 iyi bir hazırlık yılıydı. Böyle yıllarda sihir yoktur, takım vardır. Gerçekten bunu gördüğümüz bir yıl oldu. Axa ekosisteminde çalışan bütün paydaşlar irade ortaya koydu. Büyük satın almalar, deprem sonrası toparlanma ve yüzde 110’luk büyümeyle, hayat emeklilikte 5 milyar TL’yi aşan bir büyüklüğe ulaştık. Bazı fonlarımız büyük şirketler arasında bile birinci sıralara yerleşerek fon geri dönüşlerinde önemli başarılar elde etti. Emeklilik branşında, yaşayan sözleşme sayısında kayda değer artışlar yaşadık. Bizim açımızdan büyüme çok önemliydi. İlk kez 2024’te AXA Türkiye olarak 6000’e yaklaşan bir dağıtım kanalı kitlesi ile çalışmaya başlıyoruz” açıklamalarında bulundu.
Ödenmiş sermayemizi 5,7 milyar seviyesine yükselttik
2023 yılı sonunda AXA Türkiye’nin önemli karar aldığını belirten Ölken, şunları söyledi: “Grubumuzun desteğiyle ödenmiş sermayemizde büyük bir artış yaptık.1,7 milyar olan ödenmiş sermayemizi 5,7 milyar seviyesine yükselttik. Türk sigortacılığında çok önemli bir adım attığımızı düşünüyorum. Örnek olacağına eminim, çünkü sektörün 2023 yılı sonunda yaşadığı problemlerden bir tanesi reasürans plasmanları oldu. Axa Türkiye olarak uzun yıllardır yüksek konservasyonu çok iyi bir sermaye oranı sayesinde gerçekleştiriyoruz. Dolayısıyla 2023 ve 2024 yenilemeleri, reasürans bağımlılığımızın sürdürülebilir olduğunun ispat edildiği bir yıl oldu. Bu anlamda da güçlü sermayenin örnek olmasının temenni ediyorum. Konservasyon yukarı çıktıkça reasürör ile ilişki daha sürdürülebilir hale gelir. Türk sigortacılığının önünde bu önemli bir ev ödevi. Sektör bu konu üzerinde çalışıyor, biz de tüm şirketleri bu manada destekliyoruz” diye konuştu.
Yenilikçi ürünlerimiz devam ediyor
2023’te inovasyon, büyük veri ve yapay zekâya öncelik verdiklerini aktaran Ölken, bu alanlarda yaptıkları çalışmalardan bahsetti. Sağlık sigortacılığında Groupama satın almasıyla ortaya çıkan sinerji sonunda yeni ürünler ve özel sağlık sigortalarındaki pozisyonlarını güçlendirecek yeni ürünlere yatırım yaptıklarını dile getiren Ölken, “Dijital sağlık ürünümüz Türkiye’de ilk ve tek. İkinci görüş veya görüntülü aramayla verilen desteğin dışında tam muayene ve reçete yazılan ve aynı zamanda yatarak tedavisi içinde olan bu ürün çok ön plana çıktı. Yapay zekâya çok yatırımımız oldu. Hasar yönetiminde resmi proseslerinden üretilen verilerle çok anlamlı ve hızlı hasar süreçleri yarattık. Müşteri memnuniyet anketlerinde bunun gibi yenilikçi uygulamalarda 5 üzerinden 4,4 seviyeleri yakalandı. Yapay zekâ sahte hasar yönetimlerinde de çok ön plana çıkıyor. Yenilikçi ürünlerimiz devam ediyor” açıklamalarında bulundu.
“Geleceğin Kilidini Açmak” stratejisiyle ilerliyoruz
Ölken, geride bıraktıkları yılda bölgesel yapılanmalarını da tamamladıklarını aktararak “Tüm bölge organizasyonlarımız 2024’te hazır. 6000’e yakın dağıtım kanalını hep beraber verimli bir halde destekleyeceğiz. Sahada olacağız. 2024’te, hasarı zamanında ödeyeceğiz. Her bir ilde olması gereken potansiyelle performans mukayeselerini yapacağız ve mutlaka her ilin, her segmentin potansiyele koşmasını istiyoruz. Yaklaşık 2,5 yıldır geleceğe hazır olmak için yatırım yaptık. Geçen hafta grubumuz geleceğin kilidini açmak gibi çok iddialı söylemlerle Avrupa’da gündeme geldi. Artık “Geleceğin Kilidini Açmak” (Unlock the Future) stratejisiyle hayatımızı sürdürüyoruz. Bunun için de büyümek, sadeleşmek ve teknolojiyi ileri götürmek olmak üzere 3 ana eksenimiz var” dedi.
Sektör 2024’te enflasyon üstünde reel büyüme bekliyor
Sektör adına 2024’te enflasyon üstünde reel büyüme beklendiğini söyleyen Ölken, şöyle devam etti: “Biz onu biraz daha fazla bekliyoruz, çünkü sahip olduğumuz değerler bunu hak ediyor. Öyle bir planlama yaptık. Bu sene büyüme yolculuğumuzun hayat ve hayat emeklilikte farklı olacağından eminim. Güçlü büyümeler yapacağız. Herhangi bir branşı öne çıkarmanın ötesinde sigortacılık yapacağız. Sigortacılık deneyimimizi, teknolojik yatırımlarımızın fırsatlarını ortaya koyacağız. Bu sektörün büyümekten başka çaresi yok. Biz de bu anlamda doğru bir sermaye, güçlü bir organizasyon ve yatırımlarla 2024’e başladık. İlk ayımız oldukça olumlu. Özellikle kurumsal ticari segment ve sağlıkta çok iyi bir sürecin içindeyiz. Doğru bir satış metodolojisiyle sahada olmanın fırsatlarını görüyoruz. Büyüme konusunda bir endişem yok. Teknik kârlılığa dönmemiz lazım. Sadece finansal kârlarla bir yere varamayız. Bu anlamda da teknik becerilerimizden ödün vermemiz lazım. Riske uygun fiyatlama önemli. Ülkedeki makroekonomik göstergeler zorlu bir yıl işaret etse de geçmişten daha fazla netlik var. Yönettiğimiz 2022 ve 2023 dönemlerindeki belirsizliklerden biraz daha arınmış olmak, en azından negatifi bile öngörebilmek hayatımızı kolaylaştıracak. Türk sigorta sektörü her zaman çözüm bulmuştur. Axa’da bunlardan bir tanesidir.”
Kaskoda yıl sonuna kadar atipik fiyat artışları beklemiyoruz
Sektörün 2022 Eylül’ünden 2023 Haziran’ına kadar üç asgari ücret zammı ve döviz kurlarındaki devalüasyon nedeniyle maliyet artışıyla karşılaştığını hatırlatan Ölken, “Sektör bu süreçte kasko fiyatlarını yukarı çıkarmak zorunda kaldı. Birdenbire 40 bin lira hasarları konuşmaya başladık. Şu anda kaskoda ortalama prim artışları yüzde 50-58 aralığına gelmiş durumda. Ben kasko açısından bundan sonrasının plato olduğunu düşünüyorum. Öte yandan kasko frekansında düşüş var. 2022’nin son çeyreği ve 2023’ün ilk 6 ayında yüzde 18-19 olacağını öngördüğümüz kasko frekansı yüzde 15-16’lara düştü. Dolayısıyla kaskoda beklenenden bir miktar fazla kâr var ama onun arkasında şirketlerin verimli hasar yönetimi, aynı zamanda total olarak sektörde frekansın daha aşağı düşüşü var. Biz yapay zekayla fiyatlamaları geleceği öngörerek yapan şirketlerden biri olarak frekanstan daha çok avantaj sağladık. Kaskoda yıl sonuna kadar aylık enflasyonlarla, kurdaki hareketlerle, yedek parça tedarikinde yaşanan sıkıntıların getirdiği fiyat artışlarının dışında bir önceki dönemde yaşadığımız atipik fiyat artışlarıyla karşılaşılmayacağını rahatlıkla söyleyebilirim” şeklinde konuştu.
KOBİ sigortacılığı sektör için en büyük fırsat
KOBİ’lere yönelik sigorta paketlerinin pratik ve basit olması gerektiğini söyleyen Ölken, “Dağıtım kanallarımızın kendi bölgelerinde, illerinde, ilçelerinde KOBİ sigortacılığına odaklanmalarını tavsiye ediyoruz. Bu anlamda bazı kritik noktalar var, orada sigorta şirketi olarak bize çok görev düşüyor. Buna hem bireysel hem KOBİ sigortacılığında hazır olmak zorundayız. Hazır olduğumuz zaman doğru bir portföy yöneteceğiz. Doğru yönetirken doğru fiyatlayacağız. Hazır olmakla, büyümeyle fiyat agresifliğini ayrı bir yere koymamız lazım. Bu sektörün önündeki en büyük fırsat KOBİ sigortacılığında var. Riskleri ıslah etmek için risk mühendislerine ihtiyacımız var. Bir nevi acentelerimiz risk yöneticisi olmak zorunda. KOBİ sigortacılığında 2024-2026 yolculuğunda şirketimizin biraz daha öne çıkacağını düşünüyorum, çünkü kapasite ve iş kabul anlamında çok hazırız. Sahada yaygın bölge teşkilatımız ve risk mühendislerimiz var. Bu işe odaklanmış acentelerimizin sayısının günden güne arttığını düşünüyorum. Gelecek Fakültesi’nde yeni nesil acentelerimizi bu konuda daha çok eğitime tabi tutuyoruz. Bu bir günde değişmez, bir sihirli değnek yok elimizde. Sihir yok, takım var. Bu takımı biraz KOBİ’nin üzerine doğru itmemiz lazım ama Marmara Bölgesi’nin, Türkiye’nin ekonomisinin yüzde 60-70’ni temsil ettiğini unutmayalım. Dolayısıyla sektör olarak Marmara Bölgesi’nde sigorta yapma iştahımızı önümüzdeki 3-4 yıl çok iyi noktaya götürmemiz gerekiyor” dedi.
Herkes trafikte serbest tarifeyi savunmalı
Trafik branşına yönelik açıklamalarda bulunan Ölken, herkesin serbest tarifeyi savunmak zorunda olduğunu belirterek, “Trafik sigortasında iyi ve kötü sürücü ayrışmıyor. Dünya ehliyet bazlı trafik sigortasına, doğrudan tazmine gitmiş durumda, biz hala fiyat tartışıyoruz. İyi ve kötü sürücüyü ayrıştırmanın yegâne metodu, serbest tarife geçmektir. Bugün sektörün önce yarı esnek sigortacılığa dönmesi lazım. Biz bunu SEDDK ile de görüşüyoruz. Kendilerinin sektörü yaşatmak, büyütmek üzere attıkları adımlardan da gayet umutluyuz. Acentelerimiz kendi açılarından çok zorluk çekiyor olabilirler. Eskiden bir dokunuşla poliçe keserken belki şimdi dokuz dokunuşla poliçe kesiyorlar. Karşılıklı empati yapmamız lazım. Her yazdığı 100 lirada hasar prim tarafı olarak 30 ila 40 TL kaybeden bir sektörden bahsediyoruz. Bunları dengelemek için sermayedarı zararları yönetmek adına kaç yıl boyunca ikna edebilirsiniz? Dolayısıyla çıkış yolumuz, önce yarı esnek, ardından esnek, sonra serbest ve daha sonra belki ehliyet temelli, belki sürücü bazlı, belki de doğrudan tazmindir” diye konuştu.
Yeni acente bulmak için teklif platformuna gerek yok
Sistemin içinde teklif platformunun da olabileceğini ancak bunun yeni acente bulmak için gerekli olmadığını dile getiren Ölken, “Yeni acente bulmak için zaten herkes sokakta. Bütün şirketlerin satış stratejileri var. Dolayısıyla benim görüşüm şudur, dijital platform olacaktır. Acentelerimiz görmek istediler. Mevzuat buna imkân verdi. SEDDK da gelen şikâyetleri yönetmek adına böyle bir açılımı uygun gördü. Bize de buna riayet etmek düşer. Uzun zaman harcadık, yatırım yaptık, hemen entegre olduk. Ancak çözümün orada olmadığı konusunda da mutabık olmamız lazım. Platform üzerinden poliçeleşen 10000/4 rakamları var. Belki ileride bu artacaktır ama platformdan alınan fiyatlarla sistemdeki fiyatlar değişmiyor. Şirketin sisteminde poliçe kesildiğini daha çok görüyoruz” dedi.
Acentenin hayatını sadeleştirmeyi hedefliyoruz
2024’te müşteriye daha hızlı hizmet vermek adına acentenin hayatını sadeleştirmeyi hedeflediklerini söyleyen Ölken, “Bunların hazırlık gerektirdiğini biliyoruz ve bu yönde iyi yatırımlarımız var. Bütün acentelerimizin verimliliğini arttırmak zorundayız. Büyümek için verimli olmanız ve sürdürülebilir bir gelişim sağlamanız lazım. Sadeleşeceğiz, verimli olacağız, iyi eğitim alacağız, iyi odaklanacağız, Sahada güçlü olacağız ve acente teşkilatımızla beraber güçlü adımlarla büyüyeceğiz. Doğru segmentasyon ve doğru fiyatlama yapacağız ama en önemlisi sahayı çok dinleyeceğiz. Axa çalışanları olarak hepimiz aynı takımın birer bireyiyiz. Müşteriyi daha çok dinlemek istiyoruz. Müşteriyi dinledikçe çözüm daha çok ortaya çıkıyor. 2024-2026 yıllarında büyüme, sadeleşme, verimlilik ve teknoloji üzerinde çalışacağız. Bütün acentelerimizi de bu konuda destekleyeceğiz” dedi.
Sektör jenerasyon farklarını dikkate almalı
Acentelerin önündeki tehditlerin sigorta şirketleri için de geçerli olduğunun altını çizen Ölken, dünyadaki hizmet sektörü ilk kez beş jenerasyona aynı anda hizmet edecek. Bizler Baby Boomer sayılıyoruz, sonra X, Y, Z ve alfa geldi. Bugün 10 yaş alfa ve gelecek 5 ila 10 yılda hepsi sigorta müşterisi olacak. Sektörün bu jenerasyon farklarını dikkate alacak şekilde organizasyonlarını yeniden yapılandırması gerekiyor. Bizler portföyümüzde beş farklı jenerasyona veya yeni nesil sınai ve ticari tanımlara hazır olmazsak iletişimde, üründe, hizmette, hasar yönetiminde, acente eğitiminde, acente desteklemekte bir yere varamayız. Dolayısıyla tehditlerimiz var ama bu sektör tehditleri yönetmeyi hep becerdi. Ana meselemize ve sigortacılık gelişime daha çok odaklanmamız lazım” şeklinde konuştu.
Çalışmalarımızla topluma etki etmeyi amaçlıyoruz
Axa Türkiye olarak, son altı yıldır topluma etki etme amacını taşıyan bir grup olarak faaliyet gösterdiklerini dile getiren Ölken, “Bu misyonumuzu Türkiye’de ve küresel düzeyde sürdürmeyi hedefliyoruz. Spor, eğitim ve sosyal sorumluluk projeleri gibi alanlarda etkinlik gösteriyoruz. Şirket içinde oluşturduğumuz organizasyon, çalışanlarımızın çoğunluğunu kapsayarak çeşitli bilgi akışlarına ve yönetim özgürlüklerine olanak tanıyor. İçsel bir birlik ve dayanışma anlayışını ön planda tutuyoruz. Kadınları güçlendirmeyi, gençleri geleceğe hazırlamayı ve 2024 yılında tarımı daha fazla desteklemeyi planlıyoruz. İklim değişimi, göç eşitsizliği ve kaliteli gıdaya erişim gibi konulara dikkat çekerek toplumda farkındalık oluşturmayı amaçlıyoruz. Önceki belgeselimizin devamı niteliğinde yeni projelerle bu hedefe ulaşmayı planlıyoruz. Ayrıca, Türk sporuna katkı sağlamaya devam ederken özellikle yetiştirici kulüplerin yanında durma kararlılığımızı vurguluyoruz. Sanat, gençler ve inovasyon alanında destek verdiğimiz İstanbul Yıldız Teknik Üniversitesi gibi kurumlarla iş birliğimizi sürdürerek bu alandaki projelere bütçe ayırıyoruz. Reklam ve tanıtım bütçemizi topluma doğrudan etki edebileceğimiz ve katkı sağlayabileceğimiz alanlara yönlendirmeye öncelik veriyoruz. Sürdürülebilirlik, çevre yönetimi ve yeşil prim gibi konuları önemsiyor ve bu alanlarda çeşitli aksiyonlar alıyoruz. Elektrikli araçlar, güneş enerjisi, rüzgar enerjisi gibi çevre dostu teknolojilere odaklanarak yeşil prim konusunu da ele alıyoruz” açıklamalarında bulundu.
Sigorta Ekranı: