İTO Sigortacılık Meslek Komitesi tarafından düzenlenen “Hayat ve BES Acentelerinin Sektörel Sorunları” toplantısında konuşan SEDDK Başkanı Mehmet Akif Eroğlu, BES ve hayat alanında penetrasyonu artırmak için reform niteliğinde ürünler planlandığını söyledi.
İTO Sigortacılık Meslek Komitesi, “Hayat ve BES Acentelerinin Sektörel Sorunları” toplantısı düzenledi. Önceki gün 123 acentenin katılımıyla İTO Meclis Salonu’nda gerçekleştirilen toplantının moderatörlüğünü İstanbul Ticaret Odası Sigortacılık Meslek Komitesi Başkanı Özgür Yılmaz üstlendi. Toplantıda konuşan SEDDK Başkanı Mehmet Akif Eroğlu, BES’in önemli bir başarı hikâyesi olduğunu belirterek hayat ve BES alanında penetrasyonu artırmak amacıyla reform niteliğinde ürünlerin planlandığını aktardı.
SEDDK Başkanı Mehmet Akif Eroğlu, TSB Birlik Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hayat ve Emeklilik Komite Başkanı Taylan Türkölmez ve TOBB SAİK Başkanı Levent Korkut’un konuşmacı olarak yer aldığı toplantıda BES’in en önemli büyüme kanalı olarak görülen hayat sigortacılığı üzerine öngörüler paylaşılırken bu alanlarda hizmet veren acentelerin soruları cevaplandı.
Türkiye’nin ekonomik büyüklüğü dikkate alındığında BES’in büyüklüğünün yeterli olmadığının altını çizen Eroğlu, “BES’te doğal sınırlara ulaştık. Sistemin yavaşladığı yerlerde düzenlemelerle ivme yarattık. Finansal ihtiyaçlar nedeniyle sistemden erken ayrılan katılımcılar için fonların teminat gösterilmesini sağlayarak çözüm ürettik. Ancak bütün bunlar yapısal reformlar değil. Eksiklikleri az konuşuyoruz, o tarafı daha çok konuşup o yönde ilerlememiz lazım” dedi.
Sistemin kurgusunu en baştan ele almalıyız
BES’in emeklilik hedefleyen bir tasarruf ürünü olduğunu söyleyen Eroğlu, “56 yaş sınırı uzun bir süre. Zaten katılımcılar beklemiyorlar. İnsanlar ilk finansal ihtiyaçta çıkıyorlar. Beyaz eşya için bile çıkanlar var. Sistemin kurgusu hakkında yeniden düşünmemiz lazım” diye konuştu.
Türkiye’nin tasarrufa ihtiyacı olduğuna dikkat çeken Eroğlu, “Bunu da tasarrufu odağa koyarak, bu konuda bilinci arttırarak yapabiliriz. İnsanlara ulaşıp onlara dokunmamız lazım. Hepimize bu konuda görev düşüyor” dedi.
Eroğlu, deprem sonrası kamuoyunda sigorta ile ilgili çok önemli bir farkındalık oluştuğunu aktararak, “Bu rüzgarı arkamıza almamız lazım. Özellikle reel sektör tarafındaki bu farkındalığı hayat tarafına da taşımamız gerekiyor. Hayat ve BES tarafında büyük resmi değiştirmek için dağıtım kanallarına çok iş düşüyor. İnsanlara riskleri anlatıp çözüm önerileri sunmamız gerekiyor. Bu yüzden dağıtım kanallarını çok önemsiyorum. Mutlak surette vatandaşın karşısına 5-10 yıllık kısa vadeli tasarruf ürünleri çıkarmamız lazım. OKS ve BES’i emeklilik olarak tasarlayıp onu yaşlı bakımı gibi ürünlerle entegre ederek alternatif modeller sunmalıyız” ifadelerini kullandı.
Nitelikli gençleri sigorta sektörüne kazandıracağız
İstihdam projesine de değinen Eroğlu, nitelikli gençlerle, nitelikli reel sektörü buluşturacak çözümler üretilmesi gerektiğini dile getirerek, “İstihdam projemizle gençlerin ihtiyacı olan pratik ihtiyacını karşılayacağız. Şirketlerde, acentelerde ve bölge müdürlüklerinde gençler 4 ay çalışarak işin pratiğini öğrenecekler. Diğer taraftan da onları SEGEM ve TSEV eğitimleri ile sertifikalandıracağız” dedi.
BES sosyal güvenlik açıklarına karşı önemli bir uygulama
Türkiye’de geçmiş yıllarda ortaya çıkan ve devlet bütçesini olumsuz etkileyen sosyal güvenlik açıklarının bütçeye aşırı yük getirdiğini belirten İstanbul Ticaret Odası Sigortacılık Meslek Komitesi Başkanı Özgür Yılmaz, “Yatırım fonlarının verimsiz işletilmesi, emeklilik yaşının düşük olması, artan nüfus oranı, yaşam ömrünün uzaması gibi nedenlerle, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sosyal güvenlik sistemi olumsuz etkiledi. Ülkemizde 2003 yılında faaliyete geçen Bireysel Emeklilik Sistemi’nin, sosyal güvenlik açıklarını göz önünde bulundurduğumuzda ne kadar önemli bir uygulama olduğu görülüyor” dedi.
Fon büyüklüğü 433 milyar lirayı aştı
Yılmaz, 2013 tarihinden itibaren başka hiçbir yatırım aracında olmayan brüt asgari ücrete kadar ödenen her katkı payı üzerinden yüzde 25’lik devlet katkısının, 2022 yılından itibaren yüzde 30 olarak uygulanmaya başlandığını hatırlatarak, “2017 yılından itibaren yürürlüğe giren düzenleme ile BES’e katılım, işletmeler üzerinden kademeli olarak, 5 ve daha üstü çalışanı olan ve 45 yaşını doldurmamış ücretliler için Otomatik Katılım Sistemiyle (OKS) zorunlu hale getirildi. Ayrıca 18 yaş altı çocukların sisteme katılabilmesi sağlandı. 2022 yılı sonu itibarıyla 7 milyon 800 bin kişinin üzerinde bu sistemin katılımcısı olup, BES ve OKS katılımcı sayısıyla beraber 14 milyon 520 kişinin üzerinde ve 433 milyar lirayı aşan fon büyüklüğüne ulaştı” diye konuştu.
Sistemden 200 bin kişi emekli oldu
Sistemden emekli olan kişi sayısının 200 bine yaklaştığını söyleyen Yılmaz, şunları söyledi: “BES fonları yatırım istihdam ve üretime de önemli destek sağlayarak ülke ekonomisine katkı sağlıyor. İlgili fonlar ülkenin finansman ihtiyacını karşılayarak BES’in hızlı büyümesi ekonomimizin tasarruf açığının kapamasını ve ekonomiye sağladığı katkı ile dışa bağımlılığı azaltıyor. Sistem ile sigortacılık alanında penetrasyonun artmasıyla birlikte meslekler içindeki üretim payımız da büyüyor. Bu sebeple BES katılımcısını ve tasarruf sahiplerini ne kadar konfor içine yaklaştırabilirsek, ülke ekonomisine ve büyümeye o denli katkı sağlamış oluruz.”
Acentelerin sisteme daha fazla katkı vermesi lazım
Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Hayat Grubu Branşı Toplam primlerin yüzde 78’i bankalar, yüzde 11’i merkez ve yüzde 9’u acente tarafından üretiliyor. Acenteler olarak bizlerin bu sisteme daha fazla katkı vermemiz gerektiği aşikâr. Ancak bir yandan da acente komisyon oranları arttırılmalı, BES katılımcısını sistemde tutan bireysel emeklilik aracısına ve acentesine devamlılık bonusları verilmeli, acente sahibi ve teknik personelin bireysel emeklilik lisansının alınmasında kolaylık sağlanmalı, istihdam edilen bireysel emeklilik aracısına, asgari ücret ve SGK desteği verilmeli” dedi.
