Geçen aylarda vefat eden babasının konut kredisi alırken yaptırdığı kredili hayat sigortası, Manisa’da işçi olarak çalışan Ercan Örtimur’u büyük bir borç yükü altına girmekten kurtardı. Babasının kalan borcu, sigorta şirketi tarafından ödenen Örtimur, “Sigorta olmasaydı, 3-4 yıl belimi doğrultamazdım” diyor.
HAYATIMIZ SİGORTALI/ALP SÜER
Adı, Ercan Örtimur. Manisa’da özel sektörde jant üreten bir fabrikada üretim elemanı olarak çalışıyor. Bir başka deyişle, Türkiye’de emeğiyle geçimini sağlamaya çalışan milyonlarca insandan biri. Okuyucular, bir fabrikada çalışan bir kişinin, SİGORTALI Dergisi’nin sayfalarında neden yer aldığını merak edebilir. Hemen söyleyelim: Geçen aylarda vefat eden babasının yaptırdığı bir kredili hayat sigortası poliçesi, Örtimur’u büyük bir borç yükü altına girmekten kurtardı. Ülkemizde, bazı tüketici derneklerinin eleştirileri yanında, birçok bireyin bankalardan kredi alırken, sigorta talep edildiğinde “Hayat sigortası mı, aman benden uzak dursun!” deyip tu kaka ettikleri sigorta, Ercan Bey’in örneğinde olduğu gibi aslında birçok kişinin de tabiri caizse ‘hayat’ını kurtarıyor.
Bankaya 8 bin TL ödendi
Örtimur’un verdiği bilgilere göre, Örtimur’un babası, 2013’te Bank Asya, Manisa Merkez Şube’den masraflarıyla birlikte yaklaşık 24 bin TL’lik bir konut kredisi almış. Krediyi alırken de Asya Emeklilik’ten ‘kredili hayat sigortası’ yaptırmış. Kredinin de yaklaşık 16 bin TL’sini bankaya ödemiş. Ancak, amansız bir hastalığa yakalandığı için, geri kalan kısmı ödeyemeden vefat etmiş. Kredi alırken, sigorta yaptırdığı için bankaya 8 bin 290 TL’lik kredi borcunu ise Asya Emeklilik ödemiş. Sigorta yaptırılmasaydı olacakları bilmek için kâhin olmaya gerek yok: Kendisi vefat ettiği için borç yükü, oğlu Ercan Örtimur üzerine kalacaktı. Kredinin tamamı ödenmediği sürece de satın alınan konut üzerindeki ipotek kalkmayacaktı.
İyi ki sigorta var
Nitekim babasının banka kredisiyle birlikte kendi imkânlarıyla satın aldığı konutta oturan Ercan Bey de babasının sigorta yaptırmış olmasından dolayı oldukça memnun. Örtimur, “Askerden yeni geldim. Düğün hazırlıkları yapıyorum. Babam bankadan kredi alırken sigorta yaptırmamış olsaydı, bankaya olan yaklaşık 8 bin TL’lik borcu, başkalarından borç alarak ben ödemek zorunda kalacaktım. Bu durumda da 3-4 yıl belimi doğrultamazdım. Bu nedenle sigortanın büyük yararını gördüm” diyor. Buraya kadar anlattığımız sadece Ercan Örtimur’un hikâyesi. Bu toplumda, Örtimur gibi daha onlarca insan var. Ancak, bankalardan tüketici kredisi kullanırken yapılan sigortayı halen bir maliyet unsuru olarak gören birey de çok.
Sigortayı maliyet unsuru olarak görmek doğru değil
Bankalardan tüketici kredisi alırken yapılan ‘Kredili Hayat Sigortası’nı dosya masrafı bir maliyet unsuru olarak görmek doğru değil. Banka müşterisi, sigorta sayesinde sakatlık, maluliyet vb. gibi durumlarda kendisini, vefatı halinde de geride kalan sevdiklerini güvence altına alarak, kredi borcunun bankaya ödenmesini sağlıyor. Böylece satın aldığı konutu kaybetme riski de ortadan kalkıyor. Ayrıca, sigorta banka açısından da verdiği kredinin hızla ve tamamının tahsil edilmesine imkân veriyor. Bu nedenle, kredili hayat sigortalarının önemini topluma, özellikle de başta tüketici dernekleri olmak üzere sivil toplum kuruluşlarına iyi anlatmak gerekiyor.