Sigortamedia Mayıs ayında 7’nci yaşına giriyor. Bu geçen altı yılda, farklı bir anlayış ile sektöre hizmet verdik. Yapılanları kopya yapmak yerine yeni şeyler ürettik. Yeniliklerimiz ile taklit edilen, takip edilen olduk. İlk tüketiciye yönelik dergi, ilk bayide kendi adı ile satılan dergi, ilk sektör TV’si, ilk şikayet sitesi, ilk elektronik gazete, ilk dijital dergi uygulaması daha unuttuklarım da vardır. Sektör basınının takip ettiği bir yayın grubu olmak gurur verici. Bu arada birçok rakibimize esin kaynağı olmamız, hatta açtığımız yolu takip edenler olması sevindirici. Sektörün gelişmesine yardımcı olacaksa hiçbir itirazımız olamaz.
Geçen altı yılda karşımızda kartelleşmeye çalışan bir gruba karşı mücadele ettiğimizi görüyoruz. Biz ‘önce gazeteciyiz’ diyoruz. İşimizi iyi yapmaya çalışıyoruz. Bu arada ‘Meyve veren ağaç taşlanır’ misali saldırılara da maruz kalmıyor değiliz. Taklitlerimiz ile hedef şaşırtılmaya çalışıldığına tanık da oluyoruz. Bu taklitler isim benzerliklerinden tutun daha birçok konulara kadar uzanıyor. Ama bizi sektör altı yılda iyi tanıdığı için endişe etmemize gerek kalmıyor. Her ay yayımlarımızda 140-150 haber yer alıyor. Bunların yarıdan çoğu bizim özel haberimiz. Fakat karşımızda hiçbir özel haber yapmadan sağdan soldan aldıkları haberlerin başlıklarındaki ünlem işaretlerini bile değiştirmeden kullananların olduğuna tanık oluyoruz. Türkçe’yi dahi bilmeden bu işlere girmeleri gerçekten içler acısı bir durum… İşin diğer tarafı, reklam ilişkisi olmayan şirketler aleyhine tehdit edip haber yapmanın çok geride kalmış bir yöntem olduğunun altını çizmekte fayda var.
Twitter’de bir günde 10 binden başlayan takipçi sayıları aylar geçtikçe 90’lı sayıları aşamıyor. Okuyucuların ve sektörün bu kadar saf zannedilmesi hakikaten tuhaf… Bizden başka kimse bu işi yapmasın demiyoruz. Ama bu işi ayağa düşürmeyelim diyoruz. Sektör bunları hak etmiyor…
Bir sevindirici haber, artık sektör basını da haberi bizden öğreniyor. Özellikle yılbaşından bu yana sektörde yaşanan haber sayılabilecek önemli değişimleri sektör basını ve sektör bizim yayımlarımızdan öğrendi. Bunlar bir iki saat sonrası ya da bilemediniz bir gün geriden gelirlerdi. Geçtiğimiz ay içerisinde iki haberi iki yayın kuruluşumuz neredeyse 1.5 ay sonra verdiler. Bir atama haberinin dahi bizden iki ay sonra verildiğine şahit oldum, pes dedim.
SİGORTACIM DERGİSİ hayırlı olsun
Yayın grubu olarak sadece şirketlerle ilişki içerisinde değiliz. Biz şirketlerin sorunları ile ne kadar yakından ilgileniyorsak da acente, broker, eksper ve sektörün hizmet sağlayıcılarına da bir o kadar yakınız. Sektörün temel direkleri acentelerin bir süre daha vazgeçilmez olacağı bir gerçek. Acente tarafında mesleklerine duyarlı broker değil gerçekten acente, iş takipçiliği değil gerçekten poliçe satarak para kazanan acente Sivil Toplum Kuruluşu (STK) başkanlarının sayısı çokça. Eski zihniyet debelenip dururken, mesleklerine sahip çıkan genç STK yöneticileri çıkmaya başladı. Dik duruşları ve samimiyetleri ile fark yaratıyor bu kişiler. Konuyu TÜSAF Başkanı Murat Büyükçelebi’ye getirmek istiyorum. Kendisi Türkiye’nin en büyük acente STK’sının başında. Aynı zamanda SAİK yönetiminde de görev alıyor. Büyükçelebi, meslektaşları tarafından her geçen gün büyük güven duyuluyor ve seviliyor. Büyükçelebi ile geçtiğimiz sene bir acente toplantısında tanışmıştık. Bu sene buluştuğumuzda bir yayın çıkarmak istediklerini, bu konuda kendilerine yardım etmemizi istedi. Çünkü bu işbirlikteliğini yapabilecekleri tek kuruluştuk. Sigortamedia yayınları acentelerin takip ettiği yayınlar olmasının yanı sıra sadece sigorta şirketlerinin mesajlarını acentelere iletsin diye çıkarılan bir yayın olmadı bugüne kadar. Bu birliktelikten doğan SİGORTACIM DERGİSİ, yayın hayatına başladı. 15 Nisan’da dijimecmua portalında yer aldı ve basılı olarak tüm sigorta şirketlerine ve acentelere ulaştırıldı. Sigortamedia olarak derginin sadece editoryal ve tasarım hazırlığını yaptığımızı belirtmem gerekir.
TSB’de yeni sayfa açıldı
En son olarak TSB’de Genel Sekreterlik değişimi ile ilgili haberimizi sektör de basın da bizden öğrendi. Konu buraya gelmişken değinmeden edemeyeceğim. Türkiye Sigorta Birliği’nde (TSB) Genel Sekreter sorununun bir arap saçına döndüğünü geçtiğimiz yazılarımda da belirtmiştim. Erhan Tunçay’ın ayrılması, genel sekreter olmadan geçen süreç ve daha sonrası sektöre büyük zaman kaybettirdi. Olay çözümlendiği için konunun perde arkasına girmeyeceğim. Ama Ankara’daki iki önemli kurumun çekişmesi ne yazık ki ‘sigorta şirketlerinin birliğine ve sektöre büyük zarar verdi’ diyerek konuyu kapatmak isterim. Ortada bir yanlış varsa TSB de buna müdahil edilerek sektöre büyük zarar verildi. Zamanı gelince bu iddiaları tek tek açıklamaktan çekinmem…
Kalkavan’a teşekkür Eroğlu’na başarılar
TSB eski Genel Sekreteri Mehmet Kalkavan çok değerli bir yöneticidir ve sigorta sektörüne gerçekten büyük emekleri geçmiştir. Öncelikle kendisine teşekkür etmemiz gerektiğinin altını çizmem gerekir. Kendisi bu işlerde neredeyse sağlığını kaybediyordu. Bundan ötesi var mı? Kalkavan, TSB’deki görevinden ayrıldıktan sonra Türk Sigorta Enstitüsü’ne (TSEV) Genel Müdürü olarak atandı. Kalkavan’a TSEV’deki görevinde başarılar dilerim öncelikle. TSB’nin yeni Genel Sekreteri Ziraat Sigorta eski Genel Müdürü Mehmet Akif Eroğlu da çok değerli bir yönetici. Geçmişi dolu. Ziraat Sigorta’da yapılabilecek en önemli konuları halletti denilebilir. Bundan sonra gelecek genel müdürün organizasyon ve yapısal sorunlarla uğraşmadan direkt üretimi artırmaya yönelik çalışmalar yapması yetecek sanırım. Eroğlu 1 Mayıs itibarıyla TSB Genel Sekreterlik görevine başladı. Eroğlu’nun en büyük avantajı, hem elementer hem de hayat ve BES tarafında çalışmış olması ve banka sigortacılığını iyi bilmesi. Bir de tarım sigortaları var ki kendisi bu konulara da hakim. Dezavantajı ise acente, broker ve eksper tarafı ile tanışmamış olması. Bu eksikliklerini de en kısa sürede tamamlayacağını düşünüyorum. Eroğlu’na yeni görevinde başarılar dileriz. Yayın grubu olarak her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu da eklemek isterim.
David Kohen bildiğiniz David Kohen !
David Kohen’i evinde ziyaret ettim. Rahatsızlandığında gidememiştik. Kitabı çıktığında da gidememiştik. Hem geçmiş olsun hem de kitabımı imzalatmak için ziyaret ettik. Kendisiyle iki saat sohbet ettik. Hala sektör sorunlarına kafa yoruyor. Hala dünyadaki sigortacılık haberlerini takip ediyor. David Bey ile sohbet etmek gerçekten büyük bir keyif veriyor. Bugünden konuşurken birdenbire 50 yıl öncesine gidebiliyoruz. David Bey hala BES’i sevmiyor. ‘Bu bir emeklilik değil, isminden emeklilik çıkarılmalıdır’ diyor. Bilindiği gibi David Bey hayat sigortacısıdır. Kendisini çok iyi gördüm ve çok yormamak için yanında fazla kalamadım. Kitabını imzalattım, güzel bir havada boğazda bir balık yeme sözü ile yanından ayrıldım. Allah ona uzun ömür versin. Onu çok seviyorum…
