23 Aralık 2024, Pazartesi
spot_img

Günümüz koşullarında ‘EKSİK SİGORTA’ sorunu

Mustafa Nazlıer / SİGORTAMEDYA

Eksik sigorta, son dönemin ciddi bir sektör sorunudur. Sorunu tanımlamak için gerekçelerini incelemek isterim. Son 5 yıl, küresel sorunların zirve yaptığı bir dönemdir. Yerelde siyasi krizler, ekonomik krizler vs. bir yana asıl olan küresel ekonomiyi de etki altına alan olay ve faktörlerdir. Savaşlar, politik riskler, Covid-19, küresel ısınma etkileri ve diğer faktörler dünya ekonomisine şekil vermiştir. Tüm dünyayı etkileyen bu faktörlerin etkileri farklı coğrafyalarda farklı boyutlarda kendini göstermekte ve hissedilmektedir. Türkiye olarak;

·    Enerji ve dışa bağımlılık,

·    Hammadde temin ve tedariklerinde dışa bağımlılık ,

·    Yerli ve milli üretim kapasitemiz,

·    Türk Lirası’nın değer kaybı,

·    Jeopolitik sorunlar,

·    Dünya pazarlarında artan emtia fiyatları.

gibi bazı ana başlıklar ülkemizin son yıllardaki ekonomi trendlerinde yaşanan büyük farklılıklara kaynak gösterilebilir. Bu faktörlerin sektörel bazlı etkilerini sigorta sektörüne indirgediğimizde en belirgin sorunu olarak, sigorta bedellerinin belirlenmesi ve Eksik Sigorta boyutunun gözle görülür artışı dikkat çekmektedir.

Emtia fiyatları artıyor

Küresel sorunlar zincirinin belirgin görüldüğü ve derin hissedildiği bir durumdayız. Dünya pazarlarında yükselen emtea fiyatlarının, tedarik ve lojisitik maliyetlerini de artırmasıyla ciddi fiyat artışlarına tanık olmaktayız. Yazının, ekonomi yazısı olmadığını belirtmek isterim. Amacım, eksik sigortanın nasıl ortaya çıktığı ve öngörülebilirlik seviyesindeki azalmanın, sigorta bedellerini nasıl etkilediği konularına açıklık getirebilmek.

Çok basit bir analiz ile artış oranlarını gözlemlemek olanaklı;

1.1.2018 USD Döviz Kuru 3.77 TL

1.1.2019 USD Döviz Kuru 5.34 TL

1.1.2020 USD Döviz Kuru 5.95 TL

1.1.2021 USD Döviz Kuru 7.37 TL

1.1.2022 USD Döviz Kuru 13.44TL

Yazıyı hazırladığım tarih 9.3.2022 itibarıyla 1 USD=14.50 TL

Sadece kur artışı bu şekilde gerçekleşirken son 5 yıl için bir yaklaşım olarak dışa bağımlı her kıymet için fiyatların 5 kat arttığını görüyoruz.

2018 yılında sigorta edilen endüstriyel bir tesis, hastane, imalat sektörü, makine-ekipman sektörü, enerji sektörü vb. dışa bağımlı sektörlerde bir X kıymetin değeri 10 USD iken TL karşılığı 377 TL’dir.  Sigorta sözleşmesi TL olarak düzelenmiş ise bu gün X kıymetinin ulaştığı değer 1.885 TL olmalıdır.

Söz konusu X kıymetinde hiçbir değer artırıcı özellik, teknoloji, donanım, yazılım v.b bir iyileştirme veya geliştirme olmadığını kabul ederek 2018 yılında alınan kıymet için kesinlikle sigorta bedeli özellikle mühendislik branşı poliçeleri başta olmak üzere yeni değer esaslı poliçelerde 1.885 TL olmalıdır. Yangın poliçelerinde ise 1.885 TL, yeni değerin kıymet özelliklerine göre amortisman oranı veya piyasa 2’nci el değeri öğrenilerek, yeni değer esaslı olmayacak ise 2’nci el bedeli poliçeye konu olmalıdır.

X kıymeti için piyasada 2’nci el fiyat veya kıymet bulunamıyor ise faydalı kullanım ömrü esas alınarak amortisman takdir edilebilir. Bir yaklaşım olarak örneğin 2018 yılında alınan ve faydalı kullanım ömrü 25 yıl olan bir kıymet, 2022 yılında hasara uğramış ise 5 yıl kullanıldığı dikkate alınarak yüzde 20 oranında amortisman uygulamasına tabi tutulduğunda 1.885 TL – yüzde 20  (377 TL) = 1.508 TL rayiç değer olarak dikkate alınabilir.

Mali kayıt sigorta sözleşmesine bağlı hasarda hukuk bakımından önemsizdir. Özellikle mali kayıtların sahiplik ve aidiyet durumu için istendiğini dikkate alıyoruz. Ayrıca, mali kayıt amortisman gideri olarak X kıymetinden her yıl yüzde 20 indirim yaparak mali kayıtlarda yer vereceğinden 5’inci yıl sonunda X kıymeti değerini sıfırlayacaktır. Demirbaş ve amortismana tabi olan kıymetler için bu durumu dikkate almadan mali kayıt üzerinden teminat sağlamak ciddi bir hatadır.

Kıymet takdiri çalışması

Sigorta sektörü teminat sağlamadan önce mali kayıt sorunlarını dikkate alarak ‘Kıymet Takdiri’ veya ‘Mutabakatlı Kıymet Takdiri’ çalışmalarıyla sigorta sözleşmesine konu kıymetlerin değer ve bedellerini raporlayarak sigortalıların mağduriyetini önlemek için çalışmalar yapmaktadır. Yapılan bu çalışmaları sigorta sözleşmesine ek olarak hazırlayıp sigortalıya ait adreste yer alan tüm kıymetleri gruplandırarak her bir kıymet için yeni ve rayiç değer tespiti yapabilmektedir. Yapılan fiyatlama çalışması sigortalı ve sigortacı tarafından müşterek imzalanarak, sigorta sözleşmesine konu bedeller tespit edilmiş ve sözleşmede bu duruma açıklık getirilmiş ise bu fiyatlama çalışması mutabakatlı kıymet takdiri ile teminat altına alma durumunu sağlamış olur. Sigortalı ve sigortacı yapılan fiyatlama çalışmasını müştereken imzalamaz; ancak yine de sigorta sözleşmesi kurulur iken esas alırlar ise kıymet takdiri olarak esas alındığı kabul edilir.

Dolaysıyla, sigortalı ile sigortacının arasında sigorta bedellerini belirleyen bir rapor var; ancak tarafların imzasını taşımıyor ise sadece kıymet takdir raporu iken taraflarca imzalanarak poliçede numarası ile yer aldığında mutabakatlı kıymet takdiri şeklinde güvence verildiği kabul edilir.

Mutabakatlı kıymet raporları amir kanun olan Türk Ticaret Kanunu’nda ‘Takseli Sigorta’ başlığı altında yer alırlar. Amir kanun, özel sözleşme olan sigorta sözleşmesinin üzerinde yer alacağından yasayı esas almak doğru olandır.

Takseli sigorta konusunda birçok kaynak bulunmaktadır. Prof. Dr. KEMAL ŞENOCAK  (Ankara Üniversitesi, Hukuk Fakültesi, Ticaret Hukuku Anabilim Dalı, Ankara, Türkiye) Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi Yıl: 2009 Cilt: 25 Sayı: 2 ISSN: 1300-1396 Sayfa Aralığı: 177 – 207 metinlerinde kısaca;

Takseli sigorta

“Özet: Takseli sigortadan bahsedilebilmesi için her şeyden önce, tarafların birbirine uygun iradelerinin, tespit edilen meblağın aralarındaki sigorta ilişkisi açısından sigorta değeri olarak geçerli olacağı yönünde olması gerekir. Taraflarca kararlaştırılan takse, artık sigorta menfaatinin hem sigorta sözleşmesinin kurulduğu andaki hem de rizikonun gerçekleştiği andaki değerini tayin eder. Taksenin etkisi, kural olarak sigorta sözleşmesinin taraflarıyla sınırlıdır. Taksenin, gerçek sigorta değerinden esaslı surette fazla kararlaştırılması halinde, sigortacı taksede indirime gidebilecektir. Gerçek sigorta değeri ile takse arasında asgari yüzde 10’luk farkın bulunması halinde, taksenin esaslı surette fahiş olduğu kabul edilmelidir. Sigortacının sahip olduğu indirim talebi, hukukî niteliği itibariyle tek taraflı varması gerekli yenilik doğurucu bir haktır. Sigortacının taksenin indirilmesini talep hakkı mutlak emredici hüküm olduğundan sözleşme ile sigorta ettiren lehine sınırlandırılamayacağı gibi ortadan da kaldırılamaz.”

Çok daha geniş gerekçeli açıklamalar mevcuttur. Dolayısıyla amir kanun esas alınacak ise aşağıdaki maddelerini göz önüne alarak hareket edebilmek olanaklıdır. Türk Ticaret Kanunu’nda yer alan ilgili maddeler aşağıdaki gibidir:

III – Tazminat ilkesi

1. Genel olarak

MADDE 1459- (1) Sigortacı, sigortalının uğradığı zararı tazmin eder.

2. Sigorta değeri

MADDE 1460- (1) Sigorta değeri sigorta olunan menfaatin tam değeridir.

3. Sigorta bedeli

MADDE 1461- (1) Sigortacının sorumluluğu sigorta bedeli ile sınırlıdır. Sigorta bedeli, rizikonun gerçekleştiği andaki sigortalı menfaatin değerini aşsa bile, sigortacı uğranılan zarardan fazlasını ödemez.

(2) Aynen tazmini öngören yeni değer sigortaları hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.

4. Hükümleri

a) Eksik sigorta

MADDE 1462- (1) Sigorta bedeli, sigorta değerinden az olduğu takdirde, sigorta edilmiş menfaatin bir kısmının zarara uğraması hâlinde sigortacı, aksine sözleşme yoksa, sigorta bedelinin sigorta değerine olan oranına göre tazminat öder.

b) Aşkın sigorta

MADDE 1463- (1) Sigorta bedeli sigorta olunan menfaatin değerinin üstünde ise, aşan kısım geçersizdir. Bu sebeple, sigorta bedeli ile sigorta priminin onu karşılayan kısmı indirilir ve tahsil edilmiş fazla prim geri verilir.

(2) Sigorta ettirenin, mali çıkar sağlamak amacıyla kötü niyetle yaptığı aşkın sigorta sözleşmesi geçersizdir.

Sözleşme yapılırken geçersizliği bilmeyen sigortacı, durumu öğrendiği sigorta döneminin sonuna kadar prime hak

kazanır.

c) Takseli sigorta

MADDE 1464- (1) Taraflar sözleşme ile sigorta değerini belirli bir para olarak belirlemişlerse, bu para taraflar arasında, sigorta değeri için esas olur.

(2) Takse esaslı şekilde fahiş ise, sigortacı taksenin indirilmesini isteyebilir. Umulan kazanç takselenmiş ise, taksenin sözleşme yapıldığı sırada ticari tahminlere göre elde edilmesi mümkün görülen kazancı aşması hâlinde sigortacı bunun indirilmesini isteyebilir.

Sigorta sektörünün sigortalılar ile ilk irtibatı kuran üretim kaynakları yani broker- acente ve bankalar son dönemlerde oldukça fazla sorunla karşılaşmakta ve güçlükler yaşamaktadır. Eksik sigorta; küresel sorunlar ve ülke ekonomisindeki spesifik dalgalanmalardan istenmedik şekilde ortaya çıkar iken sigorta şirketlerinin çözüm odaklı yaklaşımları sorunları ortadan kaldırabilir.

Sigortalılar bakımından; sigortalı olma iradesini istikrarlı ve düzenli şekilde sağlayanlar, kesintisiz sigortalı olanlar, primden kaçınmayan gerçek sektör müşterileri için farklı bakış açıları ile değerlendirmek sigortacılığın temel prensiplerinden olan Azami İyi Niyet prensibinin gereklerini sağlamak ile olanaklı olacaktır.

Mevcut koşulları gözden geçirdiğimizde dinamik ve farklı risk faktörlerinin aşırı etkin olduğu olağanüstü bir dönemden geçilmekte olduğu açıktır. Bu nedenle mevcut koşullar kusursuz sigorta sözleşmesi düzenlenmesine engeldir. Broker-acente-banka gibi üretim kaynaklarını sorumlu tutmak kolaya kaçmak olacaktır.

Doğrudan uygulama içinde yer alan sektör mensubu olarak görüşüm; haksız kazanç amacı gütmeyen veya sebepsiz zenginleşme amacı olmayan sigortalılarda, ‘bir kısım koşulları oluşmuş ise sür prim alınarak’, sigorta bedelini olması gereken sigorta değerine eşitleyip eksik sigortanın uygulanmaması olabilir. Kritik olan husus “Koşullar neler olmalı? sorusunda saklı. Örneğin; kesintisiz aynı üretim kaynağında (Broker, acente, banka v.b ) 3 yıldır sigortalı olanlarda sürprim ile bedel değer ayarlaması yapılarak eksik sigorta uygulamasına gidilmemesi, sürekli sigortalılık halini koruyan sigortalılar için olabilir.

Avrupa ve ABD uygulamalarında farklı seçenekleri esas alıyoruz. Bir kısım sigorta programlarında bu ve benzer konulara doğrudan çözüm yaratan kloz ve wordingler mevcut. Sadece eksik sigorta değil, sigortasız kıymetlerin hasar anında fark edilmesiyle ortaya çıkan sigortasızlığı da aynı yöntemle ortadan kaldıran sürprim uygulamalarını yapmaktayız.

Sürprim uygulaması önemli

Bu ve benzer çözüm önerilerinin sigorta sektöründe aracılara sunulması için birden çok zorlayıcı durum var. Bu, sigorta sektöründe büyümeyi sağlamak ve çözüm önerisi sunabilmekle ilgili. Ayrıca sürprim uygulaması, doğru prim almayı da açıklar. Dolayısıyla sektörü büyütecek olan kendi kararları olacaktır.

Bu yazı ile değişen, dinamik ve riskli iş hayatında sigorta sektörü olarak sigortalıları korumak üzere neler yapabiliriz konusuna başlık açmak istedim. Yukarıdaki açıklamalarımla bazı konu ve terimleri öne çıkarmak gerekiyor. Çok derin ve geniş bir konu ama kısaca: Sigorta bedeli, sigorta değeri, takseli sigorta, sürprim, MKT ve KT raporları gibi ana başlıkların iyi bilinmesinde yarar var. Diğer taraftan, Mutabakat Kıymet Takdiri ve Kıymet Takdiri Raporu düzenlenmesi eksik sigortayı önlemez. Şayet, bu raporları TL olarak esas alıp sigorta bedeli belirlendi ise sigorta bedelini tek başına döviz esaslı çevirmek hiçbir fayda sağlamaz. Yanlış anlaşılmaların önünü kesmek için bu konuyu iyi irdelemek gerek. Özetle; poliçeye esas bedeller doğru tespit edilip döviz cinsinden hesaplanarak hem kıymet bedeli hem de sigorta poliçesinin döviz bazlı olması önemlidir. Tam bu noktada sadece eksik sigorta konusu için değil, Covid ve savaşları gözlemleyerek mutlaka ama mutlaka Yerli ve Milli tanımlamalarını da en değerli konu olarak ele almamız gerek.

Ekmeği fırından almak gerek

Sonuç olarak; profesyonel ve gerçek sigortacılık için ayrıca sigorta poliçesinin devreye girdiği hasar aşamasında iyi bir ekspertiz çalışması ve taraflarda verimli bir sonuç için günün koşullarını göz önünde bulunduran, azami iyi niyet prensibine bağlı kalan ve uzlaşmacı yanı ile öne çıkan her tutumun çok değerli olduğunu hatırlatmak isterim.

Not: Broker ve acente doğru sigortalı olmak için en iyi seçenektir. Banka sigortacılığının sigortalılara daha fazla sorun ve yük getirdiğini deneyimliyoruz. Sadece doğru sigorta sözleşmesi için değil risk yönetimi ve hasar anındaki desteklerden dolayı broker ve acentenin yeri doldurulamaz. Ekmeği Fırından almak her daman daha iyidir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER