Global Menkul Değerler (GMD), yatırımcılara yönelik hazırladığı ‘2025 Türkiye Strateji Raporu’nu güncelledi. Raporda, “Ticaret savaşlarının ilk aşamasında, ılımlı tarife oranı ve düşen emtia fiyatları sayesinde, yeni dünya düzeninde olumlu ayrışma izlenimi veren Türkiye ekonomisinin, ekonomi politikalarında kararlılığın devamı ve iç siyasi dalgalanmaların kontrol edilebilir boyutta kalması şartıyla, istikrarlı büyüme ve enflasyonu kalıcı olarak indirme imkanına, yeni dünya ortamında daha rahat ulaşabileceğini düşünüyoruz” denildi.
Global Menkul Değerler, ‘2025 Türkiye Strateji Raporu’nu ticaret savaşlarının hızlanması nedeniyle güncelledi. Global Menkul Değerler Araştırma Departmanı’nın ticaret savaşlarının etkisi ile güncellediği ‘Ticaret Savaşlarının Hızlandırdığı Yeni Dünya Düzeni ve Yeni Denklemde İç Dengeler’ başlıklı rapora göre; küresel ekonomide öne çıkacak 4 bileşen, ‘ekonomide milliyetçilik, kolonileşme, dış ticarette denge ve İç ekonomide oligarşik yapı ile monopolistik sistemlerin yerleşmesi ve koruyucu sistemlerin uygulanması; yerel sanayiye sübvansiyonlar” olarak sıralandı. Küreselleşmenin geride bırakıldığı yeni ticaret sistemi ve yeni dünya düzeni oluşurken, eski dünyada etkin çalışan küresel tedarik zincirlerinin tekrar inşa edilecek olmasına bağlı olarak küresel ekonomide resesyon riski yaratabileceğine dikkat çekilen raporda, daha şimdiden, küresel büyümenin bu yıl 0,5-1 puan azalması yönünde tahminlerin ağırlık kazandığı belirtildi.
Merkez bankaları yeni düzeni destekleyecek
Türkiye ekonomisine yönelik beklentilerin de yer aldığı raporda, “Dezenflasyon sürecinin devamını önceliklendiren bu para politikası çerçevesinde de, yıllık enflasyondaki düşüşün süreceği yönündeki öngörümüzü koruyoruz. Özellikle, 2018 yılı başlarında yüzde 15’in altında seyreden ancak sonrasında hızlı bir artış trendine girerek yüzde 25 civarına ulaşan kur geçişkenliğinin, TCMB’nin son açıklamalarına göre yüzde 30-40’a yükselmiş olması da, para politikasındaki sıkı yaklaşımın devamının fiyat istikrarının korunmasında önemini daha çarpıcı bir hale getirmektedir. Ayrıca, küresel ticaret savaşlarının emtialar üzerinde yarattığı aşağı yönlü baskıları ve içeride de talep koşullarının zayıf görünümünü önemli destekleyici unsurlar olarak görüyoruz. Bu doğrultuda, Şubat ayında öngörülerimize paralel şekilde yüzde 40’ın altına inen yıllık enflasyonun, yılın son çeyreğinde yüzde 30’un altına ineceğine dair beklentimizi korurken; yılı yüzde 29,5 seviyesinde tamamlayacağını tahmin ediyoruz (Strateji Raporumuzda yıl sonu tahminimiz yüzde 27,5 idi)” ifadeleri yer aldı.
Özetle; ticaret savaşlarının ilk aşamasında, ılımlı tarife oranı ve düşen emtia fiyatları sayesinde, yeni dünya düzeninde Türkiye’nin olumlu ayrışma izlenimi verdiği anlatılan raporda, Türkiye ekonomisinin, ekonomi politikalarında kararlılığın devamı ve iç siyasi dalgalanmaların kontrol edilebilir boyutta kalması şartıyla, istikrarlı büyüme ve enflasyonu kalıcı olarak indirme imkanına, yeni dünya ortamında daha rahat ulaşabileceğini öngörüsü paylaşıldı. Raporda bu öngörünün küresel merkez bankalarından beklenen destekleyici yaklaşımın da yeni dengelerin diğer bir destekleyici yanı olacağına yer verildi.
BİST’te yüzde 42’lik getiri potansiyeli var
Ekonomik görünümde elde edilen kazanım ve politika kararlılığının, hisse piyasasında henüz karşılık bulmadığına dikkat çekilen Raporda, “Ticaret savaşlarının öne çıkardığı yeni dünya düzeninin geçiş aşamasında, ‘dış dünya yerine yerel ekonomiye hizmet eden şirketlerin, sofistike olmayan iş modeline sahip şirketlerin ve agresif büyüme planları olmayan, kendi iç dengelerinden finanse edilen ve güçlü nakit yapısına sahip şirketlerin’ pozitif ayrışabileceğini düşünüyoruz. BİST100 endeksi için 12 aylık hedef fiyatımızı 13.450 seviyesinde tutarken; bu seviye yüzde 42’lik getiri potansiyeline işaret etmektedir. 2025yılı için Uzun Vadeli Model Portföyümüzde GARAN, VAKBN, ASELS, ASTOR, CIMSA, EKGYO ve FROTO’yu tutarken; EREGL’yi çıkararak yerine BIMAS’ı koyuyoruz. Model Portföyümüzün yıl başından beri getirisi ise; nominal yüzde 11,3, BİST’e relatif de yüzde 13,4 düzeyinde” denildi.