Deloitte’un Sigorta Liderlerini bir araya getirdiği toplantıda sektörde yaşanan rekabet ve bu rekabetin kârlılığa yansıması tartışıldı. Öte yandan sigorta sektöründe yaşanan suistimallerin önlenmesi için analitik uygulama modelleri paylaşıldı.
Türkiye’de profesyonel hizmetler alanında 27’nci yılını dolduran Deloitte Türkiye, sigorta sektörünün üst düzey yöneticilerini bir araya getirdi. ‘Bilgi güvenliği ve risk danışmanlığında dünya lideriyiz’ iddiasıyla, Deloitte Sohbetleri kapsamında düzenlenen Sigorta Liderleri Toplantısı’nda, sigorta sektöründe destekten yoksun kalma durumunda gerçekleşen tazminatlar, sigortacılığın büyüme modeli ve sektördeki suistimal analitiği tartışıldı. Açılış konuşmasını Deloitte Türkiye CEO’su Hüseyin Gürer’in gerçekleştirdiği etkinliğe konuk konuşmacı olarak katılan T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürü Dr. Ahmet Genç, sigorta sektörünün iyileştirilmesi için devam eden birçok çalışma olduğunu, 2014 yılında birçok ürünün çıkmış olacağını belirtti. Genç, söyle devam etti; “Sigorta sektörünü düşünüldüğü kadar karamsar görmemek gerekiyor. İyileştirmeler yapıyoruz ve bu iyileştirmeler de devam edecek. Bu değişikliklerden biri olarak, Sigorta İhtisas Mahkemeleri’nde kanun değişikliği yapıldı. İşlemlerin daha kısa sürede yapılması için Sigorta İhtisas Mahkemeleri yılsonunda devreye giriyor. Trafik sigortalarında ise 2018′e kadar teminatların nereye gideceğini düzenliyoruz. Bu konu da sektörü oldukça rahatlatacaktır.”
Deloitte Türkiye Yönetici Ortağı Hüseyin Gürer, yaptığı açılış konuşmasında, sigortacılığın alt seviyelerde duran bir sektör olmasının nedeninin ekonomik sebepler dışında, yıllarca bankacılık altına sıkışmış bir sektör olarak görülmesinden kaynaklandığını belirtti. Günümüz sigortacılığında ise ciddi bir kâr sorunu olduğuna değinen Gürer, bunun temelinde fiyatlama rekabetinin olduğunu söyledi. Halka, sigorta bilinci verilmesi gerektiğini de ekleyen Gürer, “Türkiye’nin sigortacılık anlamında hiçbir eksiği yok, zorluklar aşılacaktır” diye konuştu.
Daha fazla poliçe satıyor olmamız gerekir
Anadolu Sigorta Eski Genel Müdürü ve TSRSB Eski Başkanı Mustafa Su’nun yönettiği ‘Destekten Yoksun Kalma Tazminatında Standardizasyon’ panelinde ilk söz alan Generali Sigorta Teknik ve Reasürans Genel Müdür Yardımcısı Mine Ayhan oldu. Ayhan, kârsızlık sorununu sektördeki hızlı değişimlere bağladı. 1990 yılından bu yana sektörü bölerek analiz eden Ayhan, “Bu kadar fazla ve hızlı gelişen sigortacılık ortamında büyümeyi görmek bile bir başarı” dedi. Ayhan, Türk sigorta şirketlerinin hizmet kalitesinin dünyayla yarışabileceğini söyledi ve ekledi, “Bize neredeyse sadece riski yüksek olanlar geliyor. Hizmet kalitemiz bu kadar iyiyken daha fazla poliçe satıyor olmamız gerekir. Yeterli poliçe satamama sıkıntısı kâr sorununun nedenlerinden biri.”
Hasar talepleri sigortalıdan gelmiyor
İkinci olarak söz alan Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen, sektörün üç büyük problemi olduğuna değindi. Problemlerden ilk olarak, satılan poliçede ürün maliyetinin çok uzun bir sürede görülebildiğini, bu yüzden, ürün fiyatlandırmada sorunlar yaşandığını gösteren Gülen, ikinci olarak ise sektördeki ciddi fiyat farkına değindi. Gülen, fiyatlardaki ciddi farklardan dolayı müşterinin nereye gitmesi gerektiğini bilemediğini söyledi. Bir diğer önemli problemi ise Gülen şöyle açıkladı; “Hasar talepleri sigortalıdan gelmiyor. Sektördeki fiyat farklarından ve müşteri haklarını bilmediğinden hasar talepleri mahkeme yoluyla geliyor. Bu da süreci uzatıyor. Kâr sorununun çözülmesinde bu sürecin kısaltılması da büyük önem taşıyor.”
Standartların ortaya net bir şekilde koyulması lazım
Son olarak konuşan Euroko Sigorta Genel Müdürü Okan Utkueri, özellikle trafik sigortalarının evrim geçirdiğini belirtti. Eskiden düşük olan tazminat limitlerinin arttığını söyleyen Utkueri, daha iyi gelişebilmek için yeni şeyler yaratmanın peşinden gidilmemesi, bunun yerine dışarıdaki örneklerin alınıp uygulanmasının gerektiğini söyledi. Utkueri, “Bizim için en önemlisi müşteri. Merkezimizde mağdur var. Müşterinin isteği tazminatını hızlı ve kaliteli şekilde alabilmek, bizim de amacımız bu. Fakat trafik sigortalarında ödenecek tazminatların yapısı oldukça değişken, bir standart yok. Kâr sorununun çözülmesi için standartların ortaya net bir şekilde koyulması lazım” şeklinde konuştu.
‘Sigortacılıkta Büyüme Modeli’ tartışıldı
Deloitte Sohbetleri kapsamında gerçekleşen etkinliğin bir diğer panelinde ise ‘Sigortacılıkta Büyüme Modeli’ masaya yatırıldı. Deloitte Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Ortağı Yücel Ersöz moderatörlüğünde gerçekleşen panelde, Deloitte Hollanda Finansal Hizmetler ekibinden Raymond Wennekes ile Mark de Koo konuştular. Yücel Ersöz, Türkiye’de sigortacılık sektörü üzerine yaptığı değerlendirmesinde, “Uzun süredir Türkiye’nin demografik yapısıyla sigortacılık sektörü için çok önemli bir potansiyel barındırdığı konuşuluyor, bunun üzerine planlar ve projeksiyonlar gerçekleştiriliyor” dedi. Mark de Koo ve Raymond Wennekes ise, sigorta sektöründe Deloitte’un geliştirdiği büyüme modeli yaklaşımının kullanılması durumunda müşteri kârlılığının doğrudan etkileneceğini belirtti.
Suistimalleri önlemek için Analitik Uygulama Modeli
Deloitte Türkiye Kurumsal Risk Hizmetleri Direktörü Gül Saraçoğlu’nun yönettiği son panelde ise, Deloitte Orta ve Doğu Avrupa Analytics Lideri Flavio Palaci ve Anadolu Sigorta Eski Genel Müdürü ve TSRSB Eski Başkanı Mustafa Su konuşma yaptı.
Panelde, sektörün en önemli sorunlarından birisini oluşturan ve sistem üzerinde yarattığı parasal yükün çok ciddi düzeylere ulaştığı hesaplanan suistimallerin önlenmesi için analitik uygulama modelleri tartışıldı. Saraçoğlu, sigorta sektöründeki bu suistimallerin, her şirkette her departmandan her profilde insan tarafından gerçekleştirilebildiğini iletti. Mustafa Su ise, “Avrupa Sigorta ve Reasürans Federasyonu’na göre bu sahtekarlıkların ancak yüzde 5 ile yüzde 10’u saptanabiliyor. Günümüzde, ülkemizde de analitik çözümleme için gerekli olan çok sayıda veri biriktirilmeye başlandı” dedi.
Sektörün bu sorununa ilişkin bilgileri sadece değerlendirmenin yeterli olmadığına değinen Flavio Pallaci ise, “Dünyada şirketlerin sadece yüzde 10’u ileri düzeyde suistimali tespit edecek sisteme sahip. Bunların zararını en aza indirmek için en etkili yollardan olan bu sistemin içeriğinde ise sırasıyla suistimali bulan, önleyen, tespit eden, tanımlayarak cevap veren, daha sonrasında ise bu durumdan ders çıkararak uyum sağlamayı esas alan düzenlemeler bulunuyor. Deloitte’un geliştirdiği ileri analitik yöntemlerin kullanılması durumunda kuşkulu vakalarda suistimallerin yakalanma olasılığı yüzde 6’lardan yüzde 25’lere kadar çıkabiliyor” dedi.
Etkinliğin kapanış konuşmasını gerçekleştiren Deloitte Türkiye Finansal Hizmetler Endüstri Lideri Hasan Kılıç, “2008’den 2013’ün 2. çeyreğine kadar sigortacılık ve emeklilik şirketlerinin aktifleri birleşik olarak yaklaşık yüzde 18’lik bir büyüme göstermiştir. Bunun yanı sıra hayat sigortası branşının istikrarlı karlılığına devam ettiğini biliyoruz. Ancak görüyoruz ki, bu olumlu tabloya karşın rekabet, fiyatlama ve suistimali önleme sigortacılık sektörünün en gelişime açık unsurlarını oluşturuyor” diye konuştu.