“Belirsizliğin tırmandığı, değişimin hızlandığı dijital bir ekonomide yaşıyoruz” diyen Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen, şirketlerin varlıklarının artık tüketici beklentilerine ve iş yapma koşullarındaki değişime hızla uyum sağlama yeteneklerine bağlı olduğunu söylüyor. Bu nedenle her sektör ve şirket için, İngilizcede “agile” denilen “çeviklik”in en kritik özellik haline geldiğini kaydeden Gülen, Linkedin’deki makalesinde önemli değerlendirmelerde bulunuyor.
Çevik şirketler ürün ve hizmetlerini sürekli olarak müşterilerinin ihtiyaçlarına göre düzenler. Yüksek hızlarıyla giderek daha dinamik hale gelen bir ortamda çalışırlar. Müşterilerine iletişim kanalı ne olursa olsun standartlaştırılmış müşteri yolculukları şeklinde kesintisiz ve tutarlı birinci sınıf bir hizmet sunarlar. Onları düzenli olarak başkalarına tavsiye eden oldukça memnun müşterileri vardır.
Sigorta sektöründe de çeviklik; müşteri beklentilerine yanıt verme, yeni ürünü hızla pazara sunma, yeni müşteri kazanma ve pazardaki fırsatları yakalamada önemli rol oynuyor.Uluslararası yönetim danışmanlığı şirketi Korn Ferry’nin yaptığı bir çalışmaya göre sektörde çevik yönetim modelleriyle öne çıkan şirketler, pazardaki değişime daha hızlı adapte olurken, insan kaynağını daha verimli kullanıyor, müşterileri için daha büyük değer yaratıyor ve operasyonlarını da daha kârlı bir noktaya taşıyorlar.
Her ne kadar son dönemde herkes çeviklikten bahsetse de iş dünyasında çevikliği kazanmak o kadar kolay değil. Korn Ferry’nin çalışması da bu noktanın altını çiziyor. “Şirketlerin yüzde 97’si ölçeklendirilmiş bir çevik işletim modelini uygulamakta başarısız oluyor” diyor. Çevik yönetim modelini şirketin tüm faaliyetlerine yaymak yani ölçeklendirmek için öncelikle güçlendirilmiş yüksek etkileşimli ekipler oluşturmak gerekiyor. Güçlendirilmiş ekipler, riski daha iyi ele alırken belirsizliğe yukarıdan aşağıya, sıralı, süreç merkezli yaklaşımlardan daha iyi uyum sağlıyor.
Sigorta gibi geleneksel ve muhafazakar bir sektörde çevik bir kültürün nasıl yaratılacağına gelince… Burada da işin insani yönüne odaklanan sağlam bir metodolojiye ihtiyaç var.
Korn Ferry bu noktada model, yöntem, zihniyet ve hareket başlıkları altında 4 basamaklı bir metodoloji ortaya koyuyor. Bu dört basamağı şöyle özetlemek mümkün:
Öncelikle çevik model çevik ekiplerin çalışma bağlamını ele almalı. İş mimarileri ve performans yönetim sistemleri de dahil olmak üzere tüm boyutlarda verimli bir şekilde çalışana kadar birimler tasarlanmalı, test edilmeli ve yinelenmeli. Çevik işletim modeli için en etkili yöntemleri ve standartları seçmeli, eğitmeli, test etmeli ve uyarlamalı. Zihniyetleri değiştirmek için insanların çeşitli boyutlarda düşünme ve davranma şekli değiştirilmeli. Kültürü ve zihniyeti geniş ölçekte değiştiren hareket ise liderle başlamalı. Bu nedenle ilk olarak istenilen yöntemi, çevik modeli ve kültürü hayal etmek ve onu büyük, cesur bir gelecek arzusuna bağlamak gerekiyor. Daha sonra liderler, istenen inanç ve davranışları organizasyonlara geniş ölçekte yaymalı.
Çevik dönüşüm bir sigorta şirketinin iş yapma biçiminde devrim yaratır. Şirketi sürekli değişen iç faktörlere, rekabet ortamına, endüstri trendlerine ve teknolojilerine hazırlar. Doğru yapıldığında çevik yaklaşımlar dönüşümün başarısız olma riskini pratik olarak ortadan kaldırır.
Biz de Aksigorta’yı geleneksel bir sigortacılık anlayışının ötesinde, geleceğin sigortacılığını inşa eden bir iş ortamı, bir çalışanlar grubu olarak hayal ediyoruz. İş yapma tarzımızı geleceğin yeni beklenti ve ihtiyaçlarına karşılık verecek şekilde düzenliyoruz. Çevik ekiplere dönüşerek, herkesin potansiyeline ulaşmasını sağlamak için en iyisini yapmaya odaklanıyoruz. Dönüşüm yarattığımız çalışma biçimimizle, tabuları ve hiyerarşinin getirdiği engelleri yıkıyor; çalışma hayatına yeni başlayan arkadaşlarımızın da bu işe yıllarını vermiş arkadaşlarımızın da sonuç odaklı bir yaklaşımla bilgi akışında olabilmelerini sağlıyoruz.
İşe alımdan kariyer gelişimine, performans yönetiminden eğitim ve gelişim fırsatlarına kadar tüm insan kaynakları uygulamalarında sürekli gelişim ilkesiyle, çalışanların kendilerini daha esnek ve özgür hissedecekleri, ortak hedefler doğrultusunda değer üretecekleri bir çalışma ortamı oluşturuyoruz.
Biz geleceği inşa ediyoruz ve gelecek, çevik şirketlerin. Eğer diğer şirketler de bu yoldan yürürse Türkiye’nin sigorta sektörü yeni rekabet koşullarına hazır ve güçlü olacak.