Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen, sosyal medya hesabından “Sigorta sektörünün geleceğine ilişkin üç senaryo” başlıklı bir makale yayınladı. Gülen’in “Önümüzdeki 15 yılda sektörde bizi neler bekliyor olacak?” sorusuna cevap verdiği makalesi şöyle…
Her şey gibi sektörümüz de hızla değişiyor. Bu hızlı değişimin nasıl bir gelecek getireceği de en önemli sorulardan biri. İçinde bulunduğumuz dönemle birlikte sadece bir yılda birçok şeyin kökten değiştiğine tanıklık ettik. Peki, önümüzdeki 15 yılda sektörde bizi neler bekliyor olacak? Dünyanın en büyük veri analizi ve risk yönetimi şirketlerinden biri olan Verisk Analytics’in Başkan Yardımcısı ve COO’su Mark Anquillare’ın kaleme aldığı bir yazıda bu soruya yanıt aranıyor.
Anquillare, üç senaryo üzerinden sigorta sektörünün geleceğinin ve gelecekte sahibinin kim olacağının yanıtını veriyor. Ortaya koyduğu senaryolar ise çarpıcı.
Her şey birbiriyle bağlantılı
Öncelikle birinci senaryodan başlayalım. Bu senaryoya göre gelecek 15 yılda yani 2036 yılı itibarı ile sektörde oyunun kuralları tamamen değişiyor. Pazarda bilinen birkaç sigorta şirketi kalıyor. Oyuncuların çoğunu teknoloji şirketleri oluşturuyor. Anquillare, “Bu gelecek senaryosunda neredeyse her şey birbiriyle bağlantılı olacak. Ürün ve hizmetler akıllı teknolojiler içerecek, mobil olacak, veri üretecek ve gerçek zamanlı olarak veriler analiz edilecek. Tamamen bağlantılı ve entegre sigorta ekosistemini ilk geliştirenler, geleceğin sigorta pazarını kazanacak” diyor.
Bu senaryonun gerçekleşmesinin önünde bazı engeller de var. Bu engellerin başında regülasyonların serbest bir ortamda büyüyen genç teknoloji şirketleri için üstesinden gelecek zor bir konu olması geliyor.
Değişime adapte olanlar
İkinci senaryoda karşımızda yıkıcı gelişmelerin tümünü savuşturmuş bir sektör var. Yerleşik ve köklü şirketlerin yeni ortama uyum sağlayarak hayatta kaldığı; ve müşterilerin güvenini koruduğu bir yapıyla karşı karşıyayız. Yani ilkinde adeta nesli tükenen köklü şirketler ikincisinde yarışı kazanıyor ve yüksek etkinliğe sahip; sürekli gelişen bir ekosistem inşa ediyor. Bu senaryoda özellikle hızlı ve tutkulu start up’ların başarısız olduğunu belirten Anquillare; “Yine bazı köklü şirketler de hızlı adapte olmayı başaramıyor. Ancak değişime adapte olanlar her zamankinden daha güçlü bir yapı kuruyor” diyor. Anquillare’e göre ikinci seçenek Verisk’in de savunduğu ve üzerinde çalıştığı senaryo. Bu senaryonun gerçekleşme ihtimalinin neden güçlü olduğunu da şöyle açıklıyor:
“Sektörümüz güçlü ve zayıf yönlerini iyi bilmenin avantajına sahip. Felaketlerle uğraştığı için zorluğa nasıl yanıt vermesi gerektiğini biliyor. Hızlı bir şekilde adapte olmak ve değişime yanıt vermek DNA’mızda var.”
Otomatikleştirilmiş yapay zekâ
Bu senaryoda sektör, sigorta ekosistemini etkin bir şekilde uyarlıyor, üretkenliği artırırken açık sistemleri benimsiyor. Maliyetleri düşürmek ve müşteri memnuniyetini artırmak için otomasyon kullanıyor. Dijital deneyimini kullanıcı dostu haline getiriyor. Otomatikleştirilmiş yapay zekâ sistemleri, sigortacıların portföylerini etkin şekilde yönetmelerini mümkün kılarken, şirketlerin yeni pazarlara, fırsatlara ve tehditlere hızlı bir şekilde yanıt vermesini sağlıyor. Bu senaryoyla sigorta sektörü, teknoloji kullanımıyla dijital güven oluşturuyor ve yarışı kazanıyor.
Üçüncü senaryoda ise sektörde çok fazla bir değişiklik yok. Yeni teknoloji sektöre yön vermeye devam ediyor. Aslında bu model sektörün yıkıcı bir değişime uğramayacağına, bu konudaki yaratılan korkunun gereksiz olduğuna inananları destekliyor. Hangi senaryo gerçek olur bilinmez. Ancak Anquillare gibi ben de ikinci senaryonun gerçekleşme olasılığını daha yüksek buluyorum. Değişimi tehdit olarak görmek bir yana, değişimin yaratacağı yeni ihtiyaçlara ve bu ihtiyaçlara en hızlı şekilde yanıt vermeye odaklanmalıyız.
Kaynak: https://www.linkedin.com/pulse/sigorta-sekt%25C3%25B6r%25C3%25BCn%25C3%25BCn-gelece%25C4%259Fine-ili%25C5%259Fkin-%25C3%25BC%25C3%25A7-senaryo-u%25C4%259Fur-g%25C3%25BClen/?trackingId=KBrrglT3S0%2Bpw1SOongh0Q%3D%3D
