Türkiye Sigorta sektörü, 2021 yılında yaşanan hortum, şiddetli yağış, dolu ve yangınlar nedeniyle oluşan hasarlar için 510 milyon lira ödedi. Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Atilla Benli, “Üye şirketimizle birlikte sigortalılarımızın ve ülkemizin sigortası, dünyamızın ve yarınlarımızın güvencesi olmaya devam edeceğiz” dedi.
Hortum, şiddetli yağış, dolu ve yangınlar gibi ekstrem olayın en fazla yaşandığı yıl olan 2021 yılında, AFAD verilerine göre; yalnızca ülkemizde, 107 sel ve su baskını, 66 orman yangını ile 16 kar-tipi, 39 heyelan meydana geldi. Türkiye’de geçen yıl Temmuz ve Ağustos aylarında yaşanan sel ve yangın afetleri nedeniyle sigorta şirketlerine 3 bin 937 hasar ihbarı ulaştı. Türkiye sigorta sektörünün karşıladığı hasar miktarı 510 milyon lira olarak gerçekleşti. Son yıllarda küresel ısınmanın etkisinin giderek arttığını belirten Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkanı Atilla Benli, “Türkiye Sigorta Birliği olarak 70 üye şirketimizle; sigortalılarımızın ve ülkemizin teminatı, dünyamızın ve yarınlarımızın güvencesi olmayı, felaketlerin üstesinden gelmeyi sürdüreceğiz” dedi.
Doğal afetler artacak
“Hep birlikte daha da fazlasını yapabiliriz” diyen TSB Başkanı doğal afetler karşısında birlik olma mesajı verdi: “Dünyamızı, bize bahşedilenleri, alın teriyle kazandıklarımızı korumamız gerektiği bilinciyle ve dayanışmayla daha da güçlü olabiliriz. Artan riskler ve değerlenen varlıklarımız, bugün sigortalanmanın önemini bize yeniden hatırlatıyor. Elimizdekilere sahip çıkmak, onları çoğaltmak için, daha yeşil, daha yaşanabilir bir dünya için kendimizi, sevdiklerimizi, ‘tek evimiz’ dünyamızı koruyalım. Kaybetmeden harekete geçelim, kıymetlerimizi sigorta ile güvence altına alalım. Çünkü sigorta, kıymet bilmektir…” Yaşanan gelişmelerin ve yapılan araştırmaların doğal afetlerin artacağına işaret ettiğinin altını çizen Atilla Benli, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünyamızdan, geleceğimizden biz sorumluyuz. Dolular, seller, orman yangınları gibi küresel iklim krizinin yıkıcı etkileri yaşanırken, olan biteni uzaktan izleyebileceğimiz başka bir dünyamız yok. Hiçbirimiz, tek bir canımızı dahi kaybetmeye, ‘akciğerlerimiz’ ormanlarımızın zarar görmesine, dededen toruna emekle, alın teriyle kazanılmış varlıklarımızı yitirmeye tahammül edemeyiz. Bunun önüne geçmek için temennimiz, küresel ısınma, iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik konularında tüm dünyanın omuz omuza vermesi, bu mücadeleyi tek yürek olarak sürdürmesi.”
