18 Aralık 2024, Çarşamba
spot_img

Fahri Altıngöz: Sigortacılıkta çatı kanuna ihtiyaç var

Sigorta Tatbikatçıları Derneği adına Başkan Fahri Altıngöz; Ekonomi Reform Paketi’nde Sigorta Kodifikasyonu’nun yer alması gerektiğini bildirdi. Altıngöz, sigortacılık sektörünün gelişimi için sigorta kodifikasyonuna ihtiyaç olduğunu söyledi.

“Tek bir çatı kanun yapılanmasının ekonomi reform paketinin amacına da uygun olacağını, sektörün büyümesinin kamunun yükünü azaltıcı bir misyonun yanı sıra tasarruf oranımıza da olumlu katkı sağlayacağına” işaret eden Altıngöz, sözlerine şöyle devam etti:

“Sayın Cumhurbaşkanımız 2021 yılı ekonomik reform paketinin amacının; makroekonomik istikrarın temini ile rekabetçi üretim ve verimlilik artışlarının sağlanması olduğunu belirtti. Ana reform alanları olarak ise, yapısal ve makro ekonomik politikalar başlıklarının belirlendiğini ifade etti”.

Altıngöz açıklamasında, “Sigortacılık sektörünün gelişimi için, yapısal reformlar kapsamında; sigorta kodu, tek bir çatı kanun olarak yeniden kaleme alınmalı” vurgusu yaparak “Sigortacılık mevzuatının tek ve kapsamlı bir metinde toplanması; ve mevzuat hükümleri arasında eşgüdümün sağlanması amacıyla; tek bir kamu otoritesinin yetkili kılınması daha doğru ve gerçekçi bir çözüm olacaktır” dedi.

Bunun gerekçelerini geçmişten günümüze açıklayan Altıngöz; yurt dışı iyi uygulama örneklerini de anlattı:

“Bilindiği üzere, Osmanlı Devleti’nde kara sigortası niteliğindeki sigorta sözleşmelerine ilişkin ilk düzenleme 1906 tarihlidir. Sigortaya ilişkin bu ilk hükümler, 1850 tarihli Kaanunname-i Ticaret’in (Ticaret Kanunu) Eklerinden biri olarak yürürlüğe konulmuştur. Cumhuriyet döneminde sigorta sözleşmeleri hakkındaki hükümler ilk olarak 1926 yılında çıkarılan Ticaret Kanunu’nda yer almıştır. 

2. Dünya Savaşı sonrasında 1956 yılında (1957-2012 yılları arasında yürürlükte kalan) 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu kabul edilmiş ve sigorta sözleşmesi bu kanunun 5. Kitabını oluşturmuştur. 6762 sayılı (1956 tarihli) TTK’nın Gerekçe’sinde şu açıklama mevcuttur: “Her nevi sigortalara mütaallik kaidelerin, tasarının beşinci kitabında bir araya toplanması münasip görülmüştür. Bununla beraber esaslı değişiklikler teklif edilmemiştir. Çünkü hazırlanmakta olan sigorta kodunun yürürlüğe girmesi zamanına kadar geçecek süre içinde bugünkü durumu değiştirmeyi gerektiren âcil bir sebep yoktur.”

1956 yılında “hazırlanmakta olduğu” belirtilen sigorta kodu, 2011 yılında yasalaşan (yeni ve en son) Türk Ticaret Kanunu’nun hazırlandığı sırada halâ şekillenmiş olmadığı gibi bugün de henüz tamamlanmamıştır.

Günümüzde sigortaya ilişkin yasal düzenlemeler çok sayıda kanuna dağılmış durumdadır. Öne çıkan bazılarını kısaca belirtirsek:  

– Sigorta sözleşmesi büyük kısmı itibariyle TTK içinde,

– Tüketici sözleşmesi niteliğini taşıyan (taraflarından biri tüketici olan) sigorta sözleşmelerine uygulanacak kurallar Tüketicinin Korunması hakkında Kanun’da

– Devletin sigortacılık faaliyetini ve bu faaliyeti yürüten oyuncuları (sigorta ve reasürans şirketleri, TSB, sigorta aracıları (acenteler ve brokerler), eksperler, aktüerler) düzenleme ve denetlemesine ilişkin kurallar Sigortacılık Kanunu’nda,

– Trafik sigortasına ilişkin özel düzenleme Karayolları Trafik Kanunu içinde, 

– Afet sigortalarına ilişkin bazı hükümler Afet Sigortaları Kanunu içinde,

– Tarım sigortalarını düzenleyen hükümler Tarım Sigortaları Kanunu içinde bulunmaktadır. 

Ayrıca Türk Sivil Havacılık Kanunu, Tababet ve Şuabatı Sanatların Tarzı İcrası Hakkında Kanun ve Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu gibi metinlerde de sigorta ile ilgili yasal hükümler mevcuttur.

Bütün bu hükümlerin tek bir kapsamlı metinde toplanması ve hükümler arasında eşgüdümün sağlanması amacıyla tek bir kamu otoritesinin yetkili kılınması daha doğru ve gerçekçi bir çözümdür.

Şu anda, değişik kanunların farklı Bakanlıkların görev ve yetki alanına girdiği dikkate alınırsa, sigorta ile ilgili hükümlerin yasalaştırılması, değiştirilmesi hususunda her seferinde başka bir kamu makamının sevk ve yönetimi söz konusu olmaktadır. Bu da gereken çözümlerin zamanında benimsenmesini zorlaştırmaktadır.

1956 tarihli TTK’nın sigortaya ilişkin düzenlemesi yarım yüzyıldan uzun bir zaman boyunca hemen hemen hiç değişikliğe uğramadan, donmuş vaziyette uygulamada kalmıştır. Bu hükümler aracılığıyla ihtiyaçların karşılanması mümkün olamamış ve ülkemizde sigortacılığın beklenen düzeyde gelişmesi sekteye uğramıştır.

2011 tarihinde TBMM’de kabul edilen TTK’nın, sigorta hukuku ile ilgili düzenlemeleri günümüz ihtiyaçlarını karşılama açısından yeterli bulunmamaktadır.

Gereken yenileştirmeleri gecikmeden yapabilmek için, sigortayı diğer konulardan ayrıştırmak ve bir bütünlük içinde yalnızca sigortaya ilişkin bir kodifikasyonda toplamak gerekmektedir. Almanya, Fransa ve İsviçre’de sigorta (Ticaret Kanunu gibi) geniş kapsamlı yasalar içinde bir alt başlık olarak değil, bağımsız bir kanun veya kod olarak düzenlenmektedir: Almanya’da VVG (sözleşme kanunu) ve VAG (düzenleme ve denetleme kanunu); İsviçre’ de LCA (sözleşme kanunu) ve Fransa’da Code des Assurances (sigorta kodifikasyonu) mevcuttur.  İngiltere’de de MIA (Deniz Sigortaları Yasası)  ve Insurance Act 2015 münhasıran sigortaya ilişkin (başka hususu içermeyen) yasalardır.”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER