24 Aralık 2024, Salı
spot_img

En büyük risk “insan” ve trajedi

mnMustafa Nazlıer’in Tüm YazılarıSon 15 yılımızı değişen dünya ile küreselleşme değişimlerinin mesleğe olan etkilerini anlamaya ve anlatmaya ayırdık, hiçbir şey yapamadık. Gelişim ve değişime uyum sağlamak şart. Bilgi ve teknolojinin yaratacağı efektleri biliyorduk. Kendimize göre ciddi ve önemli olduğunu düşündüğümüz projeler hazırladık. Uzmanlar ile görüştük, akademisyenlerden destek aldık. Elimizde ne var ne yok hepsini sunduk ve çekildik. Geleceğimizi kurgulayarak çekildik.  Sigorta eksperi kimdir, nasıl yetiştirilir? Ekpserlik sınav nasıl olmalı, eksperlik mesleği nasıl etkinleşir, mesleğin önemi nedir?  Sektörde neye bilgi denir, nasıl toplanır, nereden kullanıma açılır, teknoloji ve alt yapısı ne olmalı, tüm kurum ve kuruluşlar ile kamuya faydası ne olur, nasıl sağlanır, veri tabanı nasıl işletilir ise faydalı olur, uluslararası örneklerinden daha iyi nasıl yaparız?  Sigorta Eksperleri Odaları ve Odalar Birliği neden kurulmalı, nasıl kurulur, ne yapar, Odalar kurulursa sonucunda ne olur? Sayılanlar yapılanların bir kısmı. Bunları yaparken muhatapları ile temasta kaldık, yol göstermelerini ve desteklerini istedik, öyle de olduğunu sandık. Son ana kadar da öyleydi. Şapkadan tavşan çıktı ve 5684 sayılı kanun ile TOBB bünyesinde teşekkül edildik. Bu alana sığmayacak kadar çok konu var ve tamamı yazılı olarak dernek kayıtlarında bulunuyor. Birkaç ana konu iletiyorum. Sonuç olarak, 15 yıllık birikmişliğin neticesinde birçok sorun halledilmeyi beklerken aynı zamanda değişime uyum da sağlamanın şart olduğu dönemde, tercihen olmasa da içine konulduğumuz TOBB bünyesinde 7 yılı geçirdik. Hiçbir zaman olmadığı kadar refüze edilmiş durumdayız! Geçmişiyle bugünü arasında inanılmaz fark olan bir durum içindeyiz. Tam bu arada Marsh & McLennan Companies, Swiss Re, Zurich Insurance Group, the Oxford Martin School (Oxford Üniversitesi), the National University of Singapore, Wharton Risk Management ve Decision Processes Center (Pennsylvania Üniversitesi) 2014 Global Riskler raporunu açıklıyor. SigortaHaber e-gazete’de yer alan haberin başlığı ise şöyle: 2014 yılında dünyanın karşılaşacağı en büyük risk : MAL VARLIĞI UÇURUMU. Dünya Ekonomi Forumu Global Riskler 2014 rapor sonuçlarına göre, önümüzdeki on yıl küresel ölçekte etki yaratabilecek en olası risk, gelir eşitsizliği. Dikkat edilmesi gereken diğer riskler; finansal krizler, işsizlik ve olağanüstü hava durumundaki olaylar. 31 küresel riskin analiz edildiği rapor, ayrıca jeopolitik riskler, dijital dezentegrasyon ve genç işsizliği ile ilgili özel ve derinlemesine araştırmalar içeriyor. Marsh & McLennan Companies, Swiss Re, Zurich Insurance Group, the Oxford Martin School (Oxford Üniversitesi), the National University of Singapore, Wharton Risk Management ve Decision Processes Center (Pennsylvania Üniversitesi) uzmanlarının işbirliği ile hazırlananan ve yayınlanan Dünya Ekonomi Forumu Global Riskler 2014 raporuna katkıda bulunan 700’ün üzerinde global uzmana göre önümüzdeki 10 yılda ciddi küresel hasara neden olacak en olası risk olarak zengin ve yoksul vatandaşlar arasındaki gelir farkı görülüyor. Özel çalışma detayında ise:  Çevrimiçi dünyada artan “sibergeddon” (tüm dünyadaki bilgisayar sistemleri, ağı ve aktivitesinin sabotaj ile çökertilmesi üzerine kurulu bir felaket senaryosu) riski  Dünya güç ve baskı dağılımında çok kutuplu bir yapıya doğru giderken artan jeopolitik risk  Genç işsizliği ile eksik istihdam sorunları ele alınmış ve çıkış yolu olarak, genç nüfusla bir araya gelerek çözüm üretmek önerilmiş. Swiss Re, Group CRO (Chief Risk Officer) David Cole, “Birçok genç insan bugün çetin bir savaş ile karşı karşıya. Finansal kriz ve küreselleşmenin bir sonucu olarak genç nesil, olgun pazarlarda giderek azalan iş imkanları ve yaşlanan nüfusun desteklenme ihtiyacı ile mücadele veriyor. Gelişmekte olan pazarlarda daha fazla iş imkanı varken bu işgücü, ihtiyacı karşılayacak geniş tabanlı beceri gruplarına sahip değil. Bu noktada etkin beceri değişimleri, fonksiyonel iş piyasaları, amaçla örtüşen eğitim sistemleri ve sürdürülebilir bir gelecek kurmak için genç nüfusla bir araya gelerek çözüm üretmeye başlamamız çok önemli” diye belirtiyor. (Tam da bizim sektörde olduğu gibi…) Global riskler raporunun en çok dikkat çeken hususu ‘en büyük risk kaynağının insan odaklı olduğuna’ işaret etmesi ve ‘genç nüfus’ ile bir araya gelmeyi önermesi. Güzel tespit, ama geç yapılmış bir saptama. Ülkemizin içinde bulunduğu duruma yorum getirmeyeceğim, ama mesleğim ile ilgili olarak en büyük sorun ve risk “İNSAN”. Derneklerin altyapısı, eksperlik mesleğinin en önemli veritabanı Mesleğin içinde bulunduğu durumu tespit etmek için gerçekleşen ve gerçekleşmeyenler ile ilgili sorumluların umursamazlığı durumu daha vahim yapıyor. Ve geleceğin temsilcisi gençlerin geçmiş bilgilerden yoksun, çaresiz saldırışları da durumun sağlıklı değerlendirilmesini de engelliyor. Eleştirel yaklaşım yerini akla teslim etmeli. Meslek örgütü olarak üç derneğin yazılı kayıtları, geçmişi ortaya koymaya yetecektir. Doğru bilgi ile hareket etmedikçe doğru sonuca ulaşmak mümkün değil. Derneklerin altyapısı, sigorta sektöründe eksperlik ile ilgili en önemli veritabanıdır. Sicil dahil!.. Eksperlik mesleğinin olumsuz etkileşimi, iyi veya kötü niyetli ayrımı yapmaksızın doğrudan insandır. Aynı kişiler ile farklı sonuç elde edilemez. Bu koşullarda halen beklenti içinde olunmasını da buradan açıklayamam… Evet risk gerçekleşti, olmaz denilen oldu veayında bu köşeden yazdığım aşağıdaki yazı konusudur. “SEKTÖR BİRBİRİNİ ANLIYOR MU ?(2011 Ocak yazısı) 2.Eksperler Kurultayı’nda sigorta eksperlerinin istekleri ve tarafların beklentilerini gözlemlediğimizde farklı bakış açılarının sorunlara sebep teşkil ettiğini görüyoruz. Genel olarak eksperlerin dile getirdiği “BAĞIMSIZLIK VE TARAFSIZLIK” vurgusunun altında yatan sorunların, sektör uygulamalarından kaynaklanan hususlar olduğu ortaya çıkıyor. Sigorta sektörü, uygulama ve fikir birliği içinde olmadığından sigorta şirketlerinin farklı uygulamalara gidiyor olmalar,ı eksperlerin çalışma güçlükleri ve emek kayıplarını ortaya çıkardığından üstüne basa basa tek kurtuluş yolu olarak gördükleri “TAM BAĞIMSIZ VE TARAFSIZ” çalışma olacağı hususunu vurgulayarak sorunun parçası olmadıklarını anlatmaya çalışıyorlar. Bu durumu, eksperler açısından KARINCA’nın hikayesine yakın görüyorum. …. Küçük bir Karınca her sabah erkenden işine gelir ve neşe içinde çalışmaya başlardı… Çok çalışır… Çok üretir… Ve bunları keyif içinde yapardı. Patronu Aslan, Karınca’nın başında yöneticisi olmadan kendiliğinden bu kadar hevesle çalışmasına çok şaşırırdı. Bir gün verimliliği ve karı arttırmak için aklına parlak bir fikir geldi. Eğer Karınca, başında bir yönetici bile olmadan bu kadar üretken olabiliyorsa, bir de başarılı bir yöneticisi olsa neler yapardı… Bunun üzerine, müthiş bir yöneticilik kariyeri olan ve yazdığı raporlarla ünlü Hamamböceği’ni işe aldı. Hamamböceği işe öncelikle bir saat alarak başladı. Böylece Karınca’nın çalıştığı saatleri tam olarak ölçebilecekti. İş saatlerinde gevşekliğe müsaade etmeyecekti. Elbette raporlarını düzenleyecek bir sekretere de ihtiyacı olacaktı. Bu nedenle, he
m telefon trafiğini yönetmek ve hem de arşiv işleri için Örümcek’i işe aldı. Aslan, gelişmelerden çok memnundu. Hamamböceği’nin hazırladığı raporlar gerçekten harikaydı. Hatta ondan üretim hızını ölçen ve karlılığı analiz eden renkli grafikler de hazırlamasını istedi. Böylece bu raporları ortaklarına sunum yaparken kullanabilecekti. Hamamböceği, bu raporları üretebilmek için yeni bir bilgisayara ve donanıma ihtiyaç duydu. Artık, artan ekipmanlar için de bir bilgi işlem departmanı oluşturmanın zamanı gelmişti. Bu işleri idare etmek için Sinek’i işe aldı. Bir zamanlar mutlu, üretken ve rahat olan Karınca bu yeni toplantı düzeninden ve evrak işlerinden yılmıştı. Zamanının büyük bir kısmı sorulan soruları cevaplamak ve evrak işleri yapmakla geçiyordu. Aslan, Karınca’nın bölümünün giderek büyümesinden memnundu. Bölümü daha da büyütmek üzere bir üst yöneticiye ihtiyaç olduğunu düşündü. Ve bölüm başkanı olarak başarıları ile ünlü Ağustosböceği’ni işe aldı. Kendi rahatına ve keyfine düşkün Ağustosböceği’nin ilk icraatı ofisi rahat edebileceği yeni mobilyalarla döşemek oldu. Tabii ki kendisinin yeni bir bilgisayara, bütçe kontrol ve stratejik verimlilik planı hazırlanması için kişisel bir yardımcıya ihtiyacı vardı. Bunun üzerine eski işyerindeki yardımcısını işe aldı. Karınca’nın çalıştığı yer giderek kimsenin gülmediği, neşesiz ve mutsuz bir mekana dönüşmüştü. Ağustosböceği, patronu Aslan’ı ortamın ruh halini değiştirecek bir çalışma yapılması gerektiğine ikna etti. Bunun üzerine, Karınca’nın bölümünde olup bitenleri gözden geçiren Aslan, üretimin ve karlılığın dramatik bir şekilde düştüğünü farketti. Hemen, son derece itibarlı ve iyi tanınmış bir danışman olan Baykuş’u sorunu çözmesi için işe aldı. Baykuş, Karınca’nın departmanında üç ay geçirdi. Bu hummalı çalışmanın ardından ciltlerce süren muhteşem bir rapor yazdı. Raporun sonucu şuydu: “Departmanda aşırı istihdam vardı”. Aslan, raporu inceledikten sonra dramatik bir karar verdi. Ve, elbette, ilk olarak negatif tavırlarıyla dikkat çeken, mutsuz ve çalışma isteğini kaybetmiş olan Karınca’yı işten çıkardı. Şimdi ne olacak? Ne olmalı? Sigorta sektörü çok uzun bir aradan sonra zarar açıklıyor. Sigorta sektörünün oto kaza branşındaki farklı uygulamalara başlaması 6 – 7 yıl öncesine dayanır. Eksper raporlarını farklı şirketlerin üzerinden almak, anlaşmalı servis, yedek parça tedariği, asistan firmalar, anlaşmalı perttotal şirketleri vs. tümü tek tek denendi ve sonunda sektör zarar açıkladı. Sigorta eksperleri de Kurultay’da özet olarak KARINCA’yı işten çıkarmanın sorunu çözüp çözmeyeceğini sorguladılar. Ancak aynı gemideyiz, birbirimizi anlamak için tarafların daha iyi iletişim içinde olmaları şart. Sorunu beraber çözeceğiz…” Bu yazımla dönemsel bir soruna işaret etmiştim. Durum halen geçerli. Masaldı, gerçek oldu… Bağımsızlığı tek kurtuluş gören akıl, şu an bağımsız hatta tam bağımsız. O kadar ki, işi bile yok. Düşünce çöktü. Sektöre karşı sektör için ve sektörden ayrı … Olabilir mi? Olursa böyle olur. Bugün Destek Hizmetleri Yönetmeliği, işten çıkarılan Karınca yerine alınan yeni aktörler için hazırlanıyor. Maalesef gerçekten doğru bir yönetmelik. TRAJEDİ… (Nedir bu karıncanın çektiği..) Bir sisteme talep edilen veriyi yükleyen kişiye eksper, yaptığı işe de eksperlik denmez. Ancak sigorta sektörünün ihtiyacı, talep ettiği verinin yüklenmesi. Bunu kimin yaptığının hiç önemi yok. Bu yüzden şu an bölgelerde hasar servisleri kapatıldı, ana merkezlerde az sayıda profesyonel ve uzman kişiler veri derleyerek hasar yönetimi sağlıyorlar. Hasar servisi çalışanı 30 kişi, eksper ofisleri 5 kişiyken, durum tersine dönerek yerleşik bir hal aldı . Sigorta sektörü kendisi için doğru olanı yaptı. 10 yıldır tersine dönüşümü seyretme dışında pozitif hiçbir girişim yok. Üzerine 10 yıldır eksper ücretlerine zam da yapılmadı. Son bir ayda gerçekleşen devalüasyon yüzde 23. Ve maalesef oto eksperliği ile oto dışı birlikte değerlendirilip, birlikte temsil ediliyor. En büyük risk insan ve riski gerçekleştirdiler (Kusursuz biçimde). Üstüne Karınca da işten çıkarıldı. Ve her şeye kaldığı yerden devam edeceğiz. Nasıl mı?

  1. Mükemmmel bir makale. Türkiyede Sigortacılık yabancı sermaye ve yabancı kafaya satılınca çöktü. Piyasada sigortacının itibarı sıfır. Sigorta Eksperleri,yabancı sigortacılar adına mali tetikçilik yapıyor. Ustalarımızın hakkını vermiyor. Yedek parça takdirinde vasıfsız parçayı tehditle vasıtalara taktırıyorlar. Yani sigorta eksperelirinin karizmasıda piyasada sıfır. Yabancı sermaye Türkiyeyi sömürüp dışarıya dövizi transfer ediyor ve bunu da bizim kendilerine yönetici diyen ülkemizin seçkinleri ile yaptırıyorlar….Ha sokakta terör estirtmişsin..Ha Tür insanına zulüm edip cebinden parasını almışsın..Mustafa Nazlıer nazikçe bundan bahsediyor.. Sigortacılık Genel Müdürlüğüde bu olan biteni yurd dışına haksız sekilde transfer edilen dolarları,euroları sadece seyrediyor…Başsakanımız Recep Tayyip Erodağan ve Ali babacan bakana duyurulur..

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER