CAN KANTAR/POSTA GAZETESİ
Sigorta yaptırırken çok istekliysek, sigortanın önemini biliyoruz demektir. Bu kişiler genelde sigortayı satın alırken araştırır, teminatlarına bakar ve bunların içerisinde en uygun fiyatlı olanı seçer.
Burada bir sorun yok, doğru bir yöntem. Zorunluluk hissettiği anlarda sigorta yaptıranlar ise, “Aman sigorta yaptırayım da nasıl olursa olsun” diyenler. Bunların aslında kendileri için sıkıntılı bir süreci başlattıklarını söyleyebilirim. Öncelikle teminatları azaltıp poliçenin primini düşürmek en tehlikeli yol. Çünkü 100 TL daha ucuza almak için teminatları devre dışı bırakmak sizlerin binlerce TL eksik tazminat almanıza sebep olur.
Artık tehlikenin nereden geleceği belli değil. 10’uncu kattasındır, cam kırılma teminatını istemeyebilirsin. Bu sayede poliçen 20 TL ucuzlar ama yaşanan dolu nedeniyle camın kırıldığında 8-10 bin TL cam parası ödemek zorunda kalabilirsin.
METREKAREDEN TASARRUF OLMAZ!
Son yaşadığımız depremlerde ne yazık ki bu tür örnekleri gördük. Özellikle DASK poliçelerinde evin metrekaresini düşük göstererek 50-100 TL tasarruf sağladığını düşünenler şimdi 40-50 bin TL eksik hasar ödemesi alacaklar. Değer mi elbet değmez. Ama yapan var.
Poliçe düzenlenirken gerek konut poliçesinde, gerek DASK’da bu poliçeleri düzenleyen acente, broker ve banka personeline büyük görev düşüyor. Sigortalıları doğru poliçeye yönlendirmek için ısrar etmeliler. Ama hepsi bunu yapmalı. ‘Aman müşteri kaçmasın gidip başka bir yerden indirimli yaptırabilir’ korkusu ile sigortalının bu isteklerine boyun eğmemeliler. Bunu yapan sigorta aracılarının hasar sonrası sigortalılarından çok hayırduası aldıklarının örnekleri bende çok var.
POSTA GAZETESİ / 27 MART 2023