“Milli gelir içinde sigorta sektörünün payının düşük ve kişi başına düşen prim üretiminin yetersiz olmasına rağmen sigortacılar ekonomiye 50 trilyon liraya yakın teminat sağladı. Ekonomide yaşanacak olası bir riskte GSYİH’nin 35 katı kadar bir tutarı sigorta sektörü ödeyecek.„
Noyan Doğan
Hürriyet
Sigorta sektörü, GSYİH’nın 35 katı teminat verirken toplam sigorta teminatı tutarı 50 trilyon TL’ye ulaştı. Her ne kadar sigortacıların ekonomiye sağladığı katkı artsa da halen özellikle kişi başına düşen sigorta primi ve sigorta sektörünün milli gelir içindeki payı beklenen düzeyin altında. Sigorta prim üretiminin GSYİH’ye oranı yüzde 1.3 seviyesindeyken; bu oran gelişmekte olan ülkelerde Türkiye’nin iki katı mertebesinde. Gelişmiş ülkelerde ise toplam sigorta prim üretiminin GSYİH’ye oranı yüzde 8,7 ve gelişmiş ülkelerdeki prim üretiminin GSYİH’ye oranı Türkiye’nin yaklaşık 7 kat üzerinde.
Sigortacılar ise özellikle sigorta bilincinin yaygınlaşmamasından şikayet ederken, sigortanın işlevinin daha çok oto sigortalarında kendini gösterdiğini ve kamuoyunun da ağırlıklı olarak sektörü, oto sigortaları ile tanıdığını söylüyorlar.
LOKOMOTİF OTO SİGORTASI
Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen, sigorta bilinci ve sigortalılık oranları halen yeterli düzeyde olmamakla birlikte sektörün hızlı bir büyüme trendine sahip olduğunu belirterek, “Türkiye, nüfusu ile Avrupa’nın en büyük potansiyelini taşıyan ülke konumunda. Aynı zamanda 19 milyon genç nüfusu ile Avrupa’da en fazla genç nüfusa sahip olan Türkiye’de, eğitim düzeyinin yükselmesi, artan şehirleşme ve buna bağlı olarak doğan altyapı yatırım ihtiyaçları, yaşam süresinin uzaması, orta sınıfın gelir düzeyindeki artış sektörümüzün gelişip büyümesine olumlu katkı yapan en önemli nedenleri oluşturuyor” dedi.
Uğur Gülen, “Kamuoyunun sigorta sektörünü sadece oto sigortaları ile tanıyıp, değerlendirmesi size göre doğru mu?” sorusunu ise şöyle yanıtladı:
“Oto sigortaları günümüzde hala sektörün lokomotifi ve toplumumuzda özellikle erkekler için otomobilleri çok önemli. Bu nedenle kamuoyu bu iki ürün üzerine daha fazla odaklansa da araştırmalar, toplumumuzda diğer ürünler konusunda farkındalığın da arttığını gösteriyor. Toplumumuz artık yaşamlarını, gelişimlerini sürdürürken, onları olası risklere karşı güvence altına alan, özgürleştiren ürünlere de yöneliyorlar.”
SİGORTA HAFTASI
Işık Sigorta Genel Müdürü Recep Koçak, iki yıl önce başlayan ve bu yıl Mayıs ayının son haftası kutlanan Sigortacılık Haftası’nı sigortacılık bilincinin artırılması adına atılmış önemli bir adım olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
“Hiç şüphesiz sigorta sektörü uzun vadeli fon oluşturma özelliği ile sermaye birikimine ve kredi kapasitesinin genişlemesine katkıda bulunarak, ekonomik faaliyette rol alan aktörlere teminat vererek faaliyetlerin kesintisiz devam etmesini sağlamaktadır. Dolayısıyla sigorta şirketleri, topladığı primler aracılığı ile yatırımlar için gerekli olan kaynağı finansal sisteme aktararak, ülke kalkınmasına doğrudan destek sağlayan finansal kurumlar arasında yer almaktadırlar. Sektörün gelişme düzeyi, gerek ekonomik kalkınma, gerek ise bu sektöre olan güven ve sigorta bilinci ile ilişkilendirilmektedir. Bir ülkenin gelişmişlik düzeyinin en önemli göstergesi sigorta sektörünün büyüklüğü, sigortalı sayısının fazlalığı, kişi başına düşen sigorta poliçesi ve prim tüketiminin yüksekliği ile doğru orantılıdır.”
GÜVEN ORTAMI YARATILMALI
Ergo Türkiye Satış ve Pazarlamadan Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Yıldırım Türe, kasko ve trafik sigortalarının Türk sigorta sektörü prim büyüklüğünde belirleyici bir rolü olduğunu vurgulayarak, “Bu üretimin çok büyük bir bölümü acente ve brokerler tarafından gerçekleştirilmekte. Kasko ve trafik sigortalarının bu yönüyle sürekli gündemde kalması çok olağan” dedi. Türe, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kasko ve trafik dışındaki çeşitli ürünlerin yeterince pazarlanması için bu konuda öncelikle acentelere eğitimler verilmeli ve satış kanadındaki bilinç artırılmalı. Sigorta sektöründe kasko ve trafik haricinde onlarca değişik ürünün olduğu ve mutlaka sigortalanmayan riskleri için uygun fiyatlarla alternatif ürünler bulabilecekleri yazılı ve görsel yayınlarla tüketiciye aktarılmalı. Sigorta haftası bu bilinçlenme için en iyi fırsatlardan biri olarak gözükmekte. Daha karlı ürünlerin satışındaki artış sektörün yıllık kar performansını da olumlu etkileyecek ve bu durum tüketici açısından hem fiyat hem de teminat genişliği açısından daha faydalı sonuçları da beraberinde getirecektir.” Türe, sigorta sektörünün ayakta kalabilmesi, büyüyebilmesi için gerekli güven ortamının yaratılması ve sektördeki tüm oyuncuların da buna destek veren yapıda olması gerektiğini sözlerine eledi.