18 Kasım 2024, Pazartesi
spot_img

Doğru fiyatlandırma için teknoloji doğru kullanılmalı

Teknoloji kullanımının sigorta sektörü için çok önemli olduğunun altını çizen Lumnion CEO’su Cenk Tabakoğlu, “Modellemeler, makine önermesi, yapay zeka, algoritmaların sağlıklı kullanımı büyük önem taşıyor. Teknolojik araçların doğru kullanımı ile hem maliyetleri kontrol altına almak hem de sigortalıya daha düzgün bir fiyat yansıtmak mümkün” dedi.

Yüksek enflasyon ve döviz kurundaki hızlı artış tüketicinin alım gücünü azaltırken her sektör, iş süreçlerindeki yüksek maliyetleri ürün ve hizmetlerine yansıtmak zorunda kalıyor. Sigorta sektöründe de bu nedenlerle artan prim ücretleri, sigortalılar tarafında sıkıntılara yol açıyor. Bu noktada poliçe fiyatlamalarının doğru şekilde yapılabilmesi için yapay zeka ve makine öğrenmesi gibi teknolojik araçların kullanımı önem kazanıyor. Sigorta Ekranı’nda Sigorta Medya Genel Yayın Yönetmeni Can Kantar ve Damla Özafşara’a konuk olan Lumnion CEO’su Cenk Tabakoğlu, sektörde teknoloji kullanımına ve bunun yansımalarına dikkat çekti. Fiyatlama konusunun sektör özelindeki önemini vurgulayan Tabakoğlu, Lumnion’un Türkiye ve yurt dışı çalışmalarıyla ilgili de bilgiler verdi.

Fiyatlamanın belli bir disiplinde yapılması gerek

Sektörün teknolojik araçlara yaklaşımıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Tabakoğlu, bu konuda herkesin aynı seviyede olmadığını söyleyerek “Bu alana yatırım yapanlar da var, ‘yapay zeka çok güzel ama biz kendi zekamızla zaten yeterince bunu yapıyoruz’ diyen de. Bu tip davranışlar da yatırım yapan şirketlerin gidişatını etkiliyor. Kaskoyu alalım önümüze. Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi (SBM) gayet şeffaf. Yurt dışında bile veriler Türkiye’de olduğu kadar şeffaf değil. Bugün her şirket için kasko verilerini bütün detaylarıyla ortaya koyabilirsiniz. Üç ayda bir bütün hasar primleri çıkıyor. Hasar primi 55-70 olan da var, 140-150-200 olan da. Şimdi birinden birinin bunu çok doğru yapmadığını kabul etmek lazım. Bunu da düzeltmenin teknik yöntemleri var. Biraz yatırım yapıp kafa yormak lazım oraya. Kasko fiyatı alıyorsunuz, 15 bin lira da geliyor, 55 bin lira da. Bunların neye göre yapıldığının belli olması gerek. Mesela yurt dışında risk modelinizi raporlamak zorundasınız. Kafanıza göre fiyatlama yapamazsınız. Neye dayanarak modeli kurduğunuzu ya da fiyatlamayı neye göre yaptığınızı desteklemeniz lazım. İşin disipline edilip herkesin ne yaptığının farkında olması gerek. Bu farkındalığı da ilk aşamada şirkette sağlamak lazım. Bu şekilde ilerlemek daha doğru” dedi.

Riski fiyatlamak kadar takip etmek de önemli

Algoritmaları kullanarak riskin maliyetinin tespit edilmesinin işin ilk adımı olduğunu söyleyen Tabakoğlu, “Sonraki aşamada günbegün portföyünüzde rekabet ve fiyatlar anlamında ne olduğunu takip edip buna yönelik aksiyonlar alınması gerekiyor. Türkiye’nin özel durumu da burada başlıyor. Yurt dışında işler daha stabil. Yüksek enflasyon dediğimizde bile 7-8-9-10 enflasyon oluyor ama ülkemizde öyle değil. Risk modeli ya da risk fiyatı riskin ana faktörlerini bulup müşteriyi bu risklerindeki durumuna göre değerlendirmek amacıyla senede bir yapılır. Mutlak bir fiyat da vermez zaten. Onun verdiği mutlak fiyatla siz sahada fiyatlama yaparsınız muhtemelen şirket ya batar ya da zaten iş yapamaz. Ama yurt dışında bu biraz daha yakınsaktır. Burada asıl yapılması gereken yine bu araçları kullanarak sahada ne olduğunu sistemlerinize akıtıp burada makine öğrenmesiyle bunların analizlerini yapıp risk seçiminizin doğru gidip gitmediğine bakmak ve portföyünüzde seçtiğiniz riske yönelik başka şeylerin olup olmadığını tespit etmek. Olan şeylere yönelik aksiyonlar geliştirilmeli. Olduktan sonra görmenin kimseye bir faydası yok. Dolayısıyla araçlara ihtiyaç var. Türkiye’de risk fiyatlaması açısından bu yöndeki ihtiyaç daha fazla” dedi.

Sağlıkta fiyatlar bazen doğru yapılamıyor

Artan sağlık primleriyle ilgili de açıklamalarda bulunan Tabakoğlu, sağlık enflasyonunun yüksek olduğunu söyleyerek “Fiyatlamaların bazen doğru yapılmadığını ve doğru yapılmayan fiyatlamadan dolayı edilen zararın bir sonraki sene marjları arttırdığını ya da durumun fiyatlara yüklenilerek telafi edilmeye çalıştığını görüyoruz. Böyle olunca da nahoş durumlar ortaya çıkıyor. Riski doğru ayıramayınca havuzu kirletmenin bedelini havuzu temiz tutan vatandaşlara ya da sigortalılara ödetmiş oluyoruz. Bu da çok hakkaniyetli olmuyor” şeklinde konuştu.

“Aktüerya ile sağlık tarafının ya da tıp biliminin teknoloji merkezde olacak şekilde bir araya getirilmesi lazım. Biz merkezdeki teknoloji sağlayıcısıyız ve bir yandan da herkesi bir araya getirmeye çalışıyoruz” diyen Tabakoğlu, şu açıklamayı yaptı: “Özellikle tamamlayıcı sağlık ürününde genelde bir modelleme yok. Çok farklı fiyatlar oluşabiliyor şirketlerde. Sonra şirket bir sene zarar ediyor ve sonraki sene “bu işten çıkalım” deniliyor. Fiyatlar anormal artıyor. Bu sefer anormal artan fiyattan satamıyorsunuz. Bir başka şirket yeni girmiş oluyor. O fiyat veriyor, bu sefer onun ağzı yanıyor. Bu işler daha düzgün yönetildiğinde hem maliyetleri kontrol altına almak hem de sigortalıya daha düzgün bir fiyat yansıtmak mümkün olacak. Bugün çok da veriye dayalı olmayan, babadan kalma öğrenilmişliklerle devam ediliyor. Enflasyona bakılıp ona göre fiyat artışı yapılıyor.”

Teknolojiyi kullanacak kişilere de ihtiyaç var

Doğru fiyatlamanın önemine dikkat çeken Tabakoğlu, artık eski yöntemlerle bu işlerin yürümeyeceğinin aşikâr olduğunu vurgulayarak “Verinin doğru kullanımı ve yetişmiş insana ihtiyaç var. Sadece teknoloji ürünleri yeterli değil,  bu ürünlerini kullanacak yetkin kişiler de gerekiyor. Özellikle son dönemde yurt dışında aktüerya alanı çok ilgi görüyor. Türkiye’den de birçok aktüer yurt dışına çalışmaya gidiyor. Onlar gittiği zaman sektörde bir anda hem know-how hem de ürünlerin kullanımı anlamında açıkta kalan şirketler de olabiliyor. Öte yandan yanlış fiyatlama herkesi etkiliyor. Burada düzenleyici otoriteye de görevler düşüyor. Tavan fiyattan ziyade fiyatlama modellerinin ve arkadaki risk fiyatlamasının nasıl çıkarıldığını disiplin altına almak lazım. Bunları yapmak için de bizim yaptığımız gibi araçlara ihtiyaç var” dedi.

Teori ve pratiği birleştiren bir eğitim vereceğiz

Şirketlere teknolojinin kullanımı konusunda her türlü yardımı sağladıklarını kaydeden Tabakoğlu, “Yakında bir eğitim programı başlatacağız çünkü birçok şirkette görüyoruz ki ürünlerimizi koysak bile bunu kullanacak kişi yok. Türkiye’de üniversitelerde aktüerya bölümleri var. Biz oralarda arada ders de veriyoruz, seminerlere de gidiyoruz. Öğrencilerin mezuniyet sonrası pratikle ilgili sıkıntıları var. Bir aktüerin yetişmesi uzun zaman alıyor. Bizim ürünlerimiz teknik ürünler olmasına karşın kullanımı kolay öğreniliyor. Başlatacağımız eğitim programında pratik ve teoriyi birleştirerek sektöre de iş güç sağlamayı hedefliyoruz” diye konuştu.

DASK oranının artırılması için daha ciddi aksiyonlar alınması gerekiyor

Tabakoğlu, sektörün felaket sonrası hemen deprem bölgesinde çalışmalara başladığını belirterek “Deprem bölgesinde DASK oranı yüzde 20-30 seviyesinde. Manevi kayıplar çok daha önemli ama ekonomik kayıpların da yerine koyulması gerekiyor. Burada da DASK ve benzeri sigortaların önemi ortaya çıkıyor” diye konuştu.

DASK’ın teminatlarının yıkılmış bir evi ya da binayı komple yerine koyacak boyutta olmadığına dikkat çeken Tabakoğlu, “Deprem sonrası DASK primlerinin ve teminatlarının arttırılması gerektiği de ortaya çıktı ve bu yönde de aksiyonlar alındı. DASK zorunlu sigorta ama penetrasyon toplamda yüzde 50’lerde. Belli şehirlerde yüzde 20’lere kadar düşebiliyor. Gelir dağılımının çok daha düşük olduğu yerlerde özellikle bununla ilgili de daha ciddi aksiyonlar alınması gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Hedefimiz globalde birinci şirket olmak

2023 hedefleri ile ilgili de konuşan Tabakoğlu, “Lumnion bu işi global olarak en iyi yapma iddiasıyla yola çıkan bir şirket ve aynı iddiayla da devam ediyoruz. Orada bir değişiklik yok. Türkiye’de yeni işler yapmak, yeni şirketlerle çalışmak bizi çok mutlu ediyor ama Lumnion‘nun global anlamda birinci şirket olması, hepimiz daha da mutlu edecektir” dedi. Almanya ofislerinin birçok iş birliğine kapı açtığını söyleyen Tabakoğlu, “Dünyanın en büyük üçüncü yazılmış şirketi SAP bizimle iş birliği yapmak için geldi ve bir yıllık süreç sonunda geçen ay sözleşmemizi imzaladık. Artık Lumnion ürünleri Lumnion ismiyle DAH bölgesiyle başlamak üzere, Almanca konuşulan ülkeler Almanya, Avusturya ve İsviçre’de SAP tarafından satılıyor ve dağıtımı yapılıyor. SAP’ın global olarak bunu yaptığı ilk ve tek şirket biziz. Yaptığımız işi çok beğeniyorlar. Bu anlamda çok ciddi bir dağıtım gücüne de ulaşmış oluyoruz. Bu dağıtım gücü, global bir sözleşme. Artık sadece Türkiye’de Lumnion ürünlerini tanıtıp satış ve pazarlamasını yapacağız. Yurt dışında ise yetkili SAP olacak. Bizim de onları satış öncesi ve satış sonrası aşamalarında çok ciddi bir şekilde desteklenmemiz lazım” diye konuştu.

Tabakoğlu, “Almanya ofislerini büyüttüklerini aktararak Köln’de bir ofis daha açacağız. Münih’teki yerleşkemizi Köln’e taşıma planlarımız var. Bir sonraki durağımız Amerika. Sonra Uzakdoğu var. Globalleşmenin adımlarını hızlı şekilde atıyoruz” açıklamasını yaptı.

Sigorta Ekranı:

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER