2. Uluslararası Sigorta Zirvesi’nin son gününde düzenlenen “Kahramanmaraş depreminin Türk sigorta sektörüne etkilerinin ve alınan derslerin sigortacı perspektifinden bir değerlendirmesi” başlıklı panelde sektör temsilcileri yaşanan felaket sonrası sektörün edinimlerini ve geleceğe yönelik yapılması gerekenleri tartıştı.
2. Uluslararası Sigorta Zirvesi, bugün düzenlenen “Kahramanmaraş depreminin Türk sigorta sektörüne etkilerinin ve alınan derslerin sigortacı perspektifinden bir değerlendirmesi” başlıklı panelle son buldu.
Ekonomi Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ’ın moderatörlüğünü üstelendiği ve Axa Türkiye CEO’su Yavuz Ölken, Garanti BBVA Emeklilik Genel Müdürü Burak Ali Göçer, Anadolu Sigorta Genel Müdürü Mehmet Tuğtan ve WIYO Genel Müdürü Uğur Çağlar’ın konuşmacı olarak katıldığı panelde, sektör temsilcileri, 6 Şubat depremlerinden sonraki süreçte sektörün çalışmaları ve felaketin çıktılarına dayanarak gelecekte yapılması gerekenleri tartıştılar.
Farkındalık çok büyük bir sorun
Maraş depremlerinin emsalsiz bir olay olduğunu hatırlatan Axa Türkiye CEO’su Yavuz Ölken, “Bu büyük felaket sonrası değerlendirme yapabiliyorsak demek ki hepimiz üzerimize düşeni yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Mesele sadece hasar ödemekle sınırlı değil. Biz sigortacılar olarak yaşatmak için yaşamak zorundayız. Sektörün de tüm paydaşlarıyla bunu yaptığı düşünüyorum” dedi.
Depremin bundan sonraki süreçte ne yapılmaması gerektiğine ilişkin de yol gösterici olduğunu belirten Ölken,”Yaşanan felaket birçok sorunu ortaya koydu. Örneğin, sanayicilerimiz iş sürekliliği planı yok. Yedek parça stoku ve iş gücü ile ilgili sıkıntılar var. Sanayi tesislerinin üzerindeki enerji panelleri için analiz yok. Sürece uçtan uca bakılması gerekiyor” diye konuştu.
Sigorta konusunda farkındalığı arttırmak için eğitimin önemine vurgu yapan Ölken, “Sigorta, müfredata girmeyen bir başlık. Gerekli bilincin oluşması için eğitim şart. Canımızı korumuyoruz, arabamızı koruyoruz. Farkındalık sorunu çok büyük.” dedi.
Ölken, zorunlu sigortanın korkutucu geldiğini aktararak “Bugün Fransa’da penetrasyon yüksekse bu zorunlu sigortalarla başlamıştır. Bizde toplumla entegrasyon sorunu var. Bunu çözmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Hayat sigortası penetrasyonumuzu arttırmamız gerek
Türkiye’de hayat sigortası penetrasyonunun çok düşük olduğuna dikkat çeken Garanti BBVA Emeklilik Genel Müdürü Burak Ali Göçer, “Maalesef deprem sonrası hayat sigortasına talebin yükseldiğini, ardından da hızla düştüğünü görüyoruz. Sunduğu teminatlar ve kapsamı dikkate alındığında aslında maliyeti çok düşük bir ürün. Bu biraz da bilinçle ilgili” dedi.
Hayat sigortalarının daha çok bireysel kredilerle satılan bir ürün olduğunu aktaran Göçer, ”Farklı ürünlerle bunu yavaş yavaş dağıtıyoruz. Hayat sigortası zorunlu olmasını istemediğimiz, bilinçle satın alınmasını istediğimiz bir ürün. Deprem sonrası yaklaşık 10 bin kişiye 1 milyar civarı ödeme yaptık. Hayat sigortası penetrasyonumuzu arttırmamız gerekiyor” diye konuştu.
Deprem gerçeğinin hep gündemde tutulması gerektiğini söyleyen Göçer,” Bu anlamda ağıtım kanallarına çok görev düşüyor. Daha fazla sahada olmak, ürünleri daha iyi anlatmak, daha çok insana dokunmak ve dijitalde de varlık göstermek gerekiyor” dedi.
Sermayelerin güçlendirilmesi şart
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından sektörün büyük bir özveri ile hareket ettiğini belirten Anadolu Sigorta Genel Müdürü Mehmet Tuğtan, “Deprem sorası anladık ki iş sürekliliği çok önemli. Kesintisiz hizmet verebilmek ve felaketin ardından hayatı sürdürülebilir kılmak kritik önem taşıyor. Bu kapsamda geleceğe yönelik olarak TSB çatısı altında bir iş sürekliliği planı oluşturulabilir” dedi.
Olası İstanbul depreminde sigortalı hasarının 30 milyon euro civarına ulaşabileceğini söyleyen Tuğtan, “Sektörün toplam reasürans kapasitesinin bugün itibariyle 15-20 milyar euro olduğu tahmin ediliyor. Dolayısıyla ciddi bir koruma boşluğu var. Sermayelerin güçlendirilmesi ve geleceğe finansal olarak hazır olmak gerekiyor” diye konuştu.
Penetrasyonun arttırılmasında dijital fırsatlardan yararlanılmalı
Tüm dünyada afet sigortalarına yaklaşım konusunda bir direnç olduğunu belirten WIYO Genel Müdürü Uğur Çağlar, bunun da bir koruma açığına neden olduğunu söyleyerek “Bu koruma açığı ne kadar azaltılırsa kamuya kalan yük azalacak. Burada dijital fırsatları önümüze koyup sektöre faydalı olacak, oranları arttıracak inisiyatifleri hayata geçirmek isteriz. Veri ve hasar süreci açısından dijitalleşme sayısız fayda sunuyor” dedi.
Deprem bölgesindeki ihtiyaçların hala devam ettiğine dikkat çeken Çağlar, “Parametrik, mikro ürünlerle bölge halkının ihtiyaçlarına sektör olarak destek verebiliriz. Bu ürünlerin dağıtımı konusunda da yenilikçi yaklaşımlara ihtiyaç var” diye konuştu.
Sigorta Ekranı:
