Türk Nippon Sigorta Genel Müdürü Dr. E. Baturalp Pamukçu, acentelerin portföylerinin yalnızca oto sigortalarıyla sınırlı kalmaması gerektiğini belirterek, dengeli bir portföy yapısının acentelerin sürdürülebilir faaliyetleri için çok önemli olduğuna vurgu yapıyor.
Ülkemizde acenteler sigorta sektörünün lokomotifi olarak görülüyor. Ancak zaman zaman ürün portföylerini geliştirmeleri yönünde eleştiriliyorlar. Türk Nippon Sigorta Genel Müdürü Dr. E. Baturalp Pamukçu da acentelik faaliyetinin her ticari işletme gibi sürdürülebilir olmasının önemine dikkat çekiyor. Pamukçu, bunun için de acentelerin, portföylerini sadece oto sigortaları ile değil, oto dışı sigortalarından da oluşturmaları gerektiğini ifade ediyor. “Oto sigortaları, hasar frekansı ve hasar yapıları yüksek ürünler. Oto sigortası ürünlerinin diğer sigorta ürünlerine göre satışı daha kolay, ancak bu ürünler acentelerin hasar frekansını ve hasar prim oranlarını artıran sonuçlara yol açabiliyor” diyen Pamukçu, dengeli portföy yapısına sahip olan acentelerin faaliyetlerini sürdürebilmesinin çok daha kolay olduğuna dikkat çekiyor.
Türk Nippon Sigorta’nın ilk andan beri hem acentelerinin hem de sigortalılarının yanında olması gerektiğinin bilinciyle hareket ettiğini vurgulayan Pamukçu, “Acentelerimizin bize dokunabilmesinin ve müşterilerimizin her an bize ulaşabilmesinin, yani kısacası ulaşılabilir olmanın bu konuda yarattığımız bir artı değer olduğunu düşünüyorum. Birden fazla sigorta şirketiyle çalışan acentelerimizin, herhangi bir ürün hakkında dilediği anda bizi seçerek bize ulaşabilmesi, o konuda neler yapabileceğini hep birlikte konuşuyor olmamız, bu desteği önemli ölçüde verebildiğimizi gösteriyor” diyor.
Pamukçu, Türkiye’nin büyüme oranları ve sigorta penetrasyonunun düşük seviyelerde olmasının yabancı yatırımcıyı cezbettiğini söylüyor. Pamukçu, ülkemizdeki makroekonomik göstergelerin uzun dönemde olumlu olması ve Türk sigorta sektörünün gayrisafi millî hâsıla (GSMH) büyüme oranlarının üzerinde gerçekleşen büyümesinin yabancı yatırımcı ilgisinin her zaman olacağını gösteren en önemli parametreler olduğunu kaydediyor.
Türk sigorta sektörünün çok dinamik bir sektör olduğunu belirten Pamukçu, bunun yanı sıra sektörün son 10 yılda göstermiş olduğu büyüme oranlarının olumlu bir gösterge olduğunu ifade ediyor. Türk sigorta sektörüne bu sene çok fazla olmasa da yatırımcı ilgisinin orta ve uzun vadede devam edeceğine inanan Pamukçu, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bunun yanında, sektör, son dönemlere kadar çoğunlukla üretim hacmine ve fiyata yönelik olarak hizmet verdi. Genellikle üretim yapma isteğinin devamlı ön planda olması riskin seçimini, değerlendirmesini ve fiyatlandırmasını ikinci planda bıraktı Bu süreci Türk sigorta sektörünün eksi bir unsuru olarak ele alabiliriz. Bu yapı son yıllarda değişmeye başladı ve teknik kârlılığa ve hizmete yönelik fiyatlandırma sektörde gözlemlenir oldu.”
“Sektör, aktüeryal çalışmalara daha fazla önem vermeli”
Temel olarak kârlılığa geçilmesi gerektiğini söyleyen Pamukçu, “Türk sigorta sektöründe 2013 yılından itibaren üretim yapma isteğine paralel riskin seçimini, değerlendirmesini ve fiyatlandırmasını da ön plana alan davranış şekli oluşmaya başladı. Sektörün, bu trendi devam ettirmesi ve temel olarak kârlılığa geçmesi için her branş ve üründe piyasa gerçeklerinin yanında aktüeryal çalışmalara daha fazla önem vermesi, riskin değerlendirmesi ve fiyatlandırmasını yaparken bütün parametreleri daha dikkatli oluşturması gerekiyor” şeklinde konuşuyor. Şirketlerin bu düşünce yapısını kısa bir zaman dilimi için benimsemesinin yetmeyeceğini vurgulayan Pamukçu, bunu, iş yapış biçimlerine eklemeleri gereken en önemli unsur olarak ele almaları gerektiğini söylüyor. Pamukçu, “Sürdürebilir bir kârlılık ancak bu düşünce yapısının bütün şirket tarafından benimsenmesi durumunda hayata geçirilebilir” diyor.
