22 Kasım 2024, Cuma
spot_img

‘Değişimin üstesinden öğrenerek gelebiliriz’

Pandemi ile birlikte dünyanın çok hızlı değişmeye başladığını ifade eden Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen, “Bunun üstesinden sadece öğrenerek gelebiliriz. Bu yaklaşımla hayata geçirdiğimiz Bambaşka Sigortacılık Akademisi,iş ortaklarımızı hem dünya hem de Türkiye’de sigortacılıkta yaşanılan değişime adapte ederek sektörün gelişmesine katkıda bulunmak üzere yaptığımız bir yatırımdır” dedi.

Pandeminin hayatımıza girmesi, başta sağlık olmak üzere pek çok farkındalığı da beraberinde getirdi. Öngörülemeyen bu risk, özel ve iş hayatlarımızda birtakım dönüşümleri de zorunlu kıldı. Yüz yüze iletişimin kısıtlandığı ve dış dünyadan izole olduğumuz bu süreçte ilerleyen teknolojinin sunduğu ve hayatı kolaylaştıran çözümler öne çıktı. Bu da tüm sektörleri bu konuda yatırım yapmaya teşvik etti. Pek çok sigorta şirketi de dijital alanda yatırımlarını artırarak dönüşüme uyum sağlamaya çalışıyor. Sektör, bir tarafta müşterilerine dijital çözümler geliştirirken diğer yanda paydaşlarına verdiği eğitimlerle değişime adapte olmaya çalışıyor.

Sigorta Ekranı’nda Can Kantar’ın Canlı Yayın konuğu olan Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen ve Genel Müdür Yardımcısı Tolga Tezbaşaran, hayata geçirdikleri Bambaşka Sigortacılık Akademisi hakkında önemli bilgiler verdi. Mevcut ekonomik koşulların sigorta sektörüne etkilerinin de konuşulduğu yayında acentelerin yaşadığı sıkıntılar da yer aldı.

Gelişim ve değişim DNA’mızda var

Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen, eğitim ve gelişimin Aksigorta‘nın DNA’sında olduğunu ifade ederek “Biz çalışanın ve iş ortaklarının nabzını tutuyoruz. Eğitime yapılan yatırım size geri dönüyor. İnsanlar çok hızlı değişmiyor fakat dünya pandemi ile birlikte çok hızlı değişmeye başladı. Bunun üstesinden sadece öğrenerek gelebiliriz. Eski alışkanlıklar yerine yeni alışkanlıklar edinerek aşabiliriz. Bireysel ya da şirket olarak herkes için geçerli bu” dedi.

Gülen, bu yaklaşımla yola çıktıklarını belirterek, “Eğitime ve gelişime önem veriyoruz. Kendi acentelerimize yapıyorduk. Değer sıralamasında acentelerimiz var. Teknolojinin gelişmesi mekândan bağımsız birçok imkân tanıyor. Bunu tüm acentelere açalım istedik. Daha kucaklayıcı ve herkese açık olmasını istedik. Farklı bir fikirdi. Toplumsal fayda yaratma paydası da var. Geçen yıl başladık ve güzel tepkiler aldık. 9 bine yakın katılımcıya 20’ye yakın eğitim verdik” diye konuştu. 

Bambaşka Sigortacılık Akademisi sektör için önemli bir yatırım

Gülen, bugünlerin geçeceğini öngördüklerini söyleyerek, şunları söyledi: “Çok köklü bir sektör sigortacılık. Türkiye’de ilk üç ayda yüzde 77’lik bir prim büyümesi gösterdi. Bir şekilde büyüme enflasyonla destekleniyor. Benim acentelerimizden ricam işlerini en iyi şekilde yapmaları. Sigorta sektörünün içinden geçtiği bu durumu anlamaları. Sadece Aksigorta için değil sektörü temsilen söylüyorum. Sektörün kilit taşı acentelerdir. Bunun farkındayız ve acentelerimizi her türlü destekliyoruz. Bambaşka Sigortacılık Akademisi de iş ortaklarımızı hem dünya hem de Türkiye’de sigortacılıkta yaşanılan değişime adapte etmek, işlerini daha iyi yapmaları ve müşterisine daha iyi hizmet vermelerini sağlayarak sektörün gelişmesine katkıda bulunmak üzere bir yatırımdır.” Eğitimde devamlılığın daha önemli olduğuna vurgu yapan Gülen, “Bu yıl daha fazla katılımcı olacak. Çok sevdiğimiz Okul Destek Derneği ile tüm çalışanların çocuklarına destek olacağız. Ben de eğitmen olacağım. Sigortacılığın anne babadan çocuklara meslek olarak geçmesi, devamlılığın sağlanması açısından da önemli. Bunun dışında Bilgi Üniversitesi ile de bir çalışmamız var. Sağlık sigortaları, yangın, alacak, siber gibi birçok alanda sektör oyuncularımıza sunmak istiyoruz. Bu tabii hem acenteler hem de müşterilerin iyi hizmet alması açısından önemli bir adım. Daha da büyüterek devam edeceğiz. Esas olan faydalı olmak” ifadelerini kullandı.

Tüm sigorta branşlarında eğitim veriyoruz

Bambaşka Sigortacılık Akademisi’nin eğitim programı hakkında bilgi veren Aksigorta Genel Müdür Yardımcısı Tolga Tezbaşaran da programın sigortacılık branşlarının hepsini kapsadığını söyledi. Tezbaşaran, programda dijital pazarlama ve muhasebe gibi başka dersler de olduğunu belirterek programın içinde en yoğun talep gören eğitimlerin dijital pazarlama ve yeni dünyada satış olduğunu aktardı. Uzman akademisyenlerden oluşan bir eğitmen kadrosundan eğitim almanın çok değerli olduğu dile getiren Tezbaşaran, “Her hafta bir eğitim var. Online olarak yapılıyor. Bin kişilik bir kontenjanı var. Kayıt yaptıran tüm sektör acenteleri çalışanlarımıza açık. Dijital katılım sertifikası vereceğiz. Kontenjan yetmezse eğitimi tekrarlayacağız. 2022 Ekim ayına kadar devam edecek. 2023’te de devam edeceğiz bu eğitime” diye konuştu.

Bilgiyi artırmak katma değer sağlar

Programda sigortacılığın köklü bir sektör olduğunun altını çizen Tezbaşaran, “200 yıllık çınar ağacı gibi şirketlerimiz var. Birkaç yıl sonra sadece zor günler vardı diyeceğiz. Unutulmayacak olan şey, şirketlerin bıraktığı izler. En kalıcı olanı da insan üzerinde olandır. Biz Aksigorta olarak önlemlerimizi alıyoruz. Bu ve bunun gibi birçok sürecin de arkasında durmamız lazım. Aksigorta açısından acente, belkemiğidir. O nedenle biz belkemiğine yatırım yapıyoruz. Burada katma değer sağlayacak olan en önemli şey bilgiyi arttırmak ve eğitimle katma değeri kullanabilmek” dedi.

Mevcut ekonomik koşullar ülkeyi 90’lara geri döndürdü

Mevcut ekonomik durumu değerlendiren Gülen, dünyadaki olumsuz gelişmeler, et ve yağ fiyatlarındaki artışlar, taşımacılık konteynırlarının altı-yedi katına çıkması, Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle enerji kaynaklı sıkıntılar, global dünyadan gelen fiyat artışları ile Türkiye’nin içinde yürüttüğü düşük faiz ve yüksek enflasyon politikasının ülkeyi 1990’lara geri döndürdüğünü söyledi.

Gülen, enflasyon oranında tüketici bazında açıklanan en son rakamın yüzde 70 olduğunu belirterek bununyüzde 85-90’a kadar çıkacağının öngörüldüğünü aktardı. Türk Lirası faizininkontrol edilmeye, döviz kuru ve sermeye kurunun da yönetilmeye çalışıldığına dikkat çeken Gülen,“Bunun üçünü birlikte yönetmeye çalışan bir ekonomi yönetimi görüyoruz. Bununimkânsızlığı ortada. Bundan bir çıkış yolu aranıyor. Bununla ilgili bazı çalışmalar yapılıyor” dedi.

Sektör olarak olası en kötü senaryonun içinden geçiyoruz

Sigorta sektörü için en kötü senaryo denilince akla deprem, sel, dolu yağması gibi olayların geldiğini söyleyen Gülen, şöyle devam etti: “Ancak olası en kötü senaryonun içinden geçiyoruz. Sigorta sektörünün bilançosu çok basit. Varlıklar tarafında primler var, yatırıma yönlendirdiğimiz değerlerimiz var. Pasif tarafında ise hasar karşılıkları var. Mevcut düşük faiz ve yüksek enflasyon bizi nasıl etkiliyor? Aktif tarafta bir milyarlık fonumuz var. Sadece yüzde 25’ini kazanabiliyoruz. O bir milyar, 250 milyon lira oluyor. Yükümlülüklerimiz 2 milyar olurken aktifimiz 1 milyar 250 bin TL oluyor. Aradaki 750 milyon fark bizim bilançomuza zarar olarak yansıyor. Bu durum birkaç çeyrek sonrasında da bu şekilde devam ederse bir sigorta sektörü göremeyebiliriz. Kara tablo olarak görmek istemem ama gerçekliği de görmemiz lazım.”

Sektörün tüm paydaşları için zor bir dönemdeyiz

Bu süreçte acente olmanın çok kolay olmadığını söyleyen Tezbaşaran, “Gelirleri enflasyonun altında kalan bir müşteri kitlesi var. Buna karşılık da geçen yılki poliçelerin fiyatları artıyor. Müşterilere bu durumu anlatmak çok zor. Bunun farkındayız. Ne yazık ki fiyatlar artması gerekenin hala altında. Şu anki hali anlatılabilir durumda olmayan poliçeler var. Örneğin bir sağlık poliçesini anlatmak istediğinizde acenteler açısından farklı bir süreçten geçmek gerekiyor. Müşteri ilişkilerini yönetmeleri ve mevcut müşteriler ile süreçleri yönetmek acenteler için makul bir dönem olmayabilir. Sigorta sektörünün tüm paydaşları için zor bir süreçten geçiyoruz. Müşterilerimizingelirleri ve giderleri arasında bir optimizasyona ihtiyaçları var” diye konuştu.

Tüketiciler poliçe teminatlarını daraltıyor

Tezbaşaran, bu dönemde sigorta yaptırmama alışkanlığı görmediklerini dile getirerek,“Dramatik bir poliçe azalması görülmedi. Bu iyi bir şey. İnsanlar geçmişte ya da bugünde sahip olduklarını sağlam limana park etmek istiyorlar. Sigorta poliçesi bunun karşılığıdır. Ama poliçe teminatlarını daraltan, ihtiyacı olmayan bölümleri almayan tüketici alışkanlık değişimi görüyoruz. Bir, iki yıl daha yaşayacağız bu durumu. Tüketiciler yavaş yavaş full kasko tanımından benim için uygun kasko tanımına dönecekler. Sağlık poliçelerinde de İstanbul’da bulunan A grubu bir hastane için network almak anlamlı olmayabilir. Kullanım ve ihtiyaçlar ile birlikte kompakt hale geldiğini görüyoruz. Sigorta şirketleri de bunu görüyorlar ve bu yönde hazırlıklarıvar. Gider kısmında büyük bir kazanç dönüyor. Giderlerimizi optimize etmeye çalışıyoruz. Müşterilerin benim kullanmadığım yer var mı bu poliçede diye düşünmesinde fayda var” değerlendirmesini yaptı.

Enflasyonist ortam eksik sigortayı artırıyor

Enflasyonist ortamda eksik sigortanın yoğun olduğunadikkat çeken Tezbaşaran, “Poliçelerdeki teminat artışları yüzde 20-25 seviyesinde. Aynı yerdeki inşaat bedeli en az iki kat artmış durumda. Eksik sigorta durumunu bu nedenle acentelere hatırlatmak istiyorum. Çünkü hasar ödeme kısmında arada kalıyorlar. Prim artışı ciroları yükseltiyor ama sigortalı sayısı stabil şekilde” dedi.

Doğru ürün doğru şekilde sunulmalı

Tezbaşaran, acentelerin karşısında kaygıları olana çözüm sunduğunu söyleyerek“Müşteri çözüme yönelik bilgiye sahip değildir. Acenteler müşterileri, sigortalıları ya da potansiyel sigortalıları ne kadar doğru yönlendirirse o kadar doğru ürün satılıyor. Şu an süreç daha iyi. Meslek olarak değerlendiriliyor. Bizim görevimiz acentelerimizin bu işi meslek olarak değerlendirmesine destek olabilmek ve katma değer sağlayabilmek. En sahip olunmaması gereken acente özelliği sadece fiyat veren acente olmasıdır. Böyle bir şey olsun istemiyoruz” diye konuştu.

Acenteye yapılan yatırım sektöre de yansıyor

Sigorta şirketlerinin kendi ürünlerini her zaman anlatabileceğini ifade eden Tezbaşaran,“Sigorta şirketlerinin acenteleri zenginleştirmesi sıklıkla yaşanmayan bir durumdur. Acenteler çok şirketle çalışır. Siz bir acenteye yatırım yaptığınızda diğer şirkete de yansıyor. Ancak artık konu şirket değil sektöre yansıması. O nedenle şirketler artık acentelerine yatırım yapıyor. Örneğin biz tüm şirketlere dijital eğitim veriyoruz. Bunun arkasında sigorta bilincinin artması da var. Doğru ürünün doğru şekilde sunulmasını sağlamak gerek. Büyüyen pazardan hissemizi alacağız ama kritik olan sektörün toplum içinde yer etmesi” ifadelerini kullandı.

Sigortanın önemini anlatmalıyız

Acentelerin formasyona ihtiyacı olduğunu söyleyen Gülen, şunları söyledi: “Biz buna katkı sağlamaya çalışıyoruz. Muazzam bir fırsat, mümkün oluğu kadar kullansınlar. Bu zor dönemler geçecektir. Önümüzde güzel bir Türkiye var. Potansiyeli ve gelişimi belli. Türkiye daha iyi yerlere gelecektir. Biz de buna hazırlanıyoruz. Her sektör zor dönemden geçiyor. Acentelerin müşterilerine bu fiyatları anlatmakta zorlandığının farkındayız. Fiyatlar ve masraflar arttı. Tabii gelirlerin de artması lazım. Onları anlıyorum. Müşteri tarafında, ellerindeki müşterileri tutma günü. Sigortanın önemini anlatmalıyız. Varlıklar değerlendi. Her zamankinden daha fazla korumaya ihtiyaç var. Eksik sigorta günümüzün en önemli sorunu haline gelebilir. Varlıkların değerleri ile birlikte sigorta bedelleri de arttı. Üzerinde yazan sigorta bedeli ile rayiç bedeli arasında iki, üç kat fark var. Muazzam bir yeni gelir kaynağı. Mevcut poliçeden bir poliçe daha çıkarma imkânı var. Müşterilere bu tavsiyeleri vermeyi unutmasınlar. Kendimizi geliştirmenin peşinde koşalım.”

Sigorta bu dönemde en fazla talep görmesi gereken ürün

Aksigorta olarak sahaya yakın olmanın altı vaatlerinden biri olduğunu belirten Tezbaşaran, şöyle devam etti: “Acentelerin beklentilerinin farkındayız. Aksigorta acenteleri hep önemlidir. 1 Mayıs İşçi Bayramı Aksgiorta için önemli bir gün. Market çeki hediyemizin fiyatını güncelleyerek 15 bin çalışanımıza verdik. Aksigorta acente gelirleri açısından verebildiğini vermeyi sürdürecek ve daha fazlası için elinden geleni yapıyor. Olumsuz dediğimiz durumlar için olumlu konuları da görmek gerekiyor. Müşteriler ellerindekileri kaybetmek istemiyor. Müşterilere anlatırlarsa daha fazlasını alabilirler. Trafik ve kasko olarak düşünmesinler. Ekonomik olarak bir fırtınanın içinden geçiyoruz. O nedenle sigorta en fazla talep görmesi gereken ürün. Ticari modellerde kat be kat kazanacakları ek ödemelerimiz var. Fırsatları kullanmalılar. Biz Aksigorta olarak elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Bu eğitime katılım, sektör için büyük bir kazanç olur. Aksigorta.com.tr üzerinden tüm bilgilere ulaşabilirler. Kontenjanlar dolmadan kayıt olmalarını tavsiye ediyorum.”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER