Türk sigortacılığının duayen ismi 96 yaşındaki David Kohen, SBD Türkiye ve Sigorta Ekranı YouTube kanalları ortak yayınında genç sigortacılara altın değerinde öğütler verdi. Sigorta Haftası’na yönelik olarak “Dünden Bugüne Sigortacılık” konusunun ele alındığı programın moderatörlüğünü Basri Batıkarayel yaptı.
Sigorta sektörünün asırlık çınarı dediğimizde, sigortacılıkla ilgilenenlerin hafızasında hemen David Kohen ismi canlanmıştır. Türk sigortacılığının duayen ismi 98 yaşındaki David Kohen, SBD Türkiye ve Sigorta Ekranı YouTube kanalları ortak yayınında genç sigortacılara altın değerinde öğütler verdi. Sigorta Haftası’na yönelik olarak “Dünden Bugüne Sigortacılık” konusunun ele alındığı programın moderatörlüğünü Basri Batıkarayel yaptı.
70 yıl sigortacılık yaptı
Bu topraklarda üç kuşaktır sigortacılık yaptıklarını vurgulayarak sözlerine başlayan David Kohen, dedesinin sigortacılığa Selanik’te başladığını söyledi. Selanik’in 1912’de Yunanistan’a geçmesiyle birlikte dedesinin İstanbul’a geldiğini belirten Kohen; “Dedem 4 dil bildiği için bir Alman sigorta şirketinin genel müdürü oldu. Ben sigortacılığa 1949 yılında babamla başladım. 25 yaşındaydım ve geçen seneye kadar 70 yıldır fiilen sigortacılık yaptım” dedi.
Sigortacılığa başladığı yılları anlatan Kohen, “O dönemlerde sigortacılık çok dar çerçevede yapılıyordu. Çalışan 2 branş vardı, biri yangın diğeri de hayat sigortasıydı. Yangın sigortası revaçtaydı çünkü İstanbul’da her hafta bir yangın olurdu. Her tarafta ahşap binalar vardı. Bir yerde yangın oldu mu bir mahalle, hatta semt komple yanardı. Yan yana evlerin yangın sigortası primleri diğerlerine oranla daha pahalıydı. Çünkü onların yanındaki binalardan tutuşma riskleri vardı” diye konuştu.
AXA Sigorta’nın YouTube kanalı üzerinden yayınladığı Sigortacılık Tarihinin İzleri adlı röportaja da değinen Kohen; “AXA’ya poliçe koleksiyonumu satmıştım. Aslında bu koleksiyon bir sigorta tarihidir. Orada 1870’ten 1922’e kadar kesilen poliçeler var. Yani cumhuriyetin kuruluşuna kadar bir poliçe koleksiyonu. Bu poliçelerin her biri bir tarihtir. Koleksiyonu da bu amaçla toplanmıştım zaten” dedi.
Acente ile brokerin farkı
Basri Batıkarayel’in “Acentelik yaparken neden brokerliği tercih ettin?” şeklindeki sorusunu Kohen şöyle yanıtladı: “Bizim esas duayenimiz Osman Yücesandı. Osman Yücesan bu işin piridir. 7 arkadaş bir araya gelip dernek kurmaya karar verdik. Brokerlik acenteliğin mastırlığıdır. Bir brokerin şirket yöneticisi kadar işini bilmesi lazım. Hatta daha iyi bilmeli. 1999 yılında broker oldum. Resmi olarak brokerlik yoktu. Bu unvanı sonradan alabildik. Osman Yücesan bu işin son damlasına kadar bizi yönlendirdi. Dernek şimdiye kadar 150 broker topladı. Ülkemizde broker sayısı 200’e kadar gidebilir. Fakat bir brokerin portföyü önemlidir. Broker müşterinin sigorta temsilcisidir. Acenteler ise şirketlerin vekilidir. Şirket, acentelere vekaletname verir. Broker müşteriyi; acenteler ise şirketi temsil ediyor. Broker ile acente arasındaki fark budur.”
Sigorta Türk insanı için pahalı
Kohen, Batıkarayel’in “Sigorta ürünlerini yeterli buluyor musun?” şeklindeki sorusunu ise “Bütün her şeyin sigortalanması gerekiyor” diye cevapladı. “Risk demek sigorta demektir” diyen Kohen, “Türkiye’de sigorta fiyatları pahalı. Türk insanı bu fiyatı kaldıramıyor. Türkiye nüfusunun 83 milyon olduğunu düşünürsek, sigorta şirketleri ancak bunun 25 milyonunu sigorta edebiliyor. Onun da çoğu trafik sigortası. Doğu illerimizde trafik sigortasından başka ürün satılmıyor diyebiliriz” şeklinde konuştu.
Sigortaya güven arttı
Batıkarayel, “Sigorta ile ilgili güven unsuru sağlamamız gerekiyor. Sigorta, son dönemlerde eskiye oranla ciddi anlamda güvenirliği artan bir sektör haline geldi. Bunun en önemli sebeplerinden biri de bu pandemi dönemi oldu. Sektör olarak Her anlamda çok önemli sınavlar verdik” diyerek Kohen’e güven konusundaki düşüncelerini sordu. Kohen, “Sağlık sigortası ve daha ucuzu tamamlayıcı sağlık sigortası. Söyler misin Basri kaç kişi ödeyebilir bunu. Bu sağlık sigortası primlerini bu halk ödeyemez” diye cevap verdi.
İlk 20’ye girmeliyiz
Türk sigortacılığının durumuyla ilgili de konuşan Kohen, “Bütün hayatım boyunca Türkiye’deki sigorta sektörünün büyümesini istedim. Dünyada en büyük 20 ekonomi içerisinde Türkiye 18 ya da 19. sıradadır. Fakat sigortacılıkta Türkiye’nin dünyadaki yeri 42.’dir. Türkiye’nin sigortacılıkta ilk 20’ye çıkması gerekiyor. Bu ekonomimiz için de çok önemlidir. Türkiye’nin en büyük ihraç alanı otomotivdir. Ancak ihraç ettiğimiz otomobilleri sigorta edemiyoruz. Bu otomobilleri ithal eden ülkeler sigorta ediyor” vurgusu yaptı.
Önce lisan sonra çok okumak
96 yaşında bir sigortacı olarak gençlere öncelikle yabancı dil öğrenmelerini öğütleyen Kohen, “Çünkü sigortacılık uluslararası bir meslek haline geldi. İkinci olarak da çok okumaları gerekiyor. Vizyonlarını modern bir şekilde kurgulamaları lazım” dedi. Sektör yöneticilerine de seslenen Kohen, “Sigortacılığın aranan bir meslek olması lazım. Mesleğimizi büyük ümitlerle sürdürelim. Ülkemize faydalı ve halkımıza faydalı olalım” diye konuştu.
Moderatör Batıkarayel de genç sigortacılara yönelik, “Vizyonlarını geliştirmeleri gerekiyor. Çok araştırma yapmaları gerekiyor. Çok çalışmaları gerekiyor. Çünkü sigortacılığın gelişmesi ancak yeni nesil gençlerimizin elinde. Müthiş bir teknoloji var. Yeni kuşaklar da teknolojiyi çok iyi kullanıyor. Ben umuyorum ki çok iyi kullandıkları o teknolojiyi sigortacılık sektörüne de yansıtacaklardır. Türkiyemizi dünya sigorta sıralamasında ilk 20 içerisinde görmek istiyoruz” açıklamasını yaptı.
David Kohen’i örnek alalım yeter Batıkarayel’in programın kapanış cümleleri ise, “Biz sigortacılar olarak David Kohen’i örnek alalım. Onun çalışkanlığını örnek alalım. Hiçbir zaman mesleğini bırakmadan hep tuttu. Onu örnek alırsak ülkemizdeki sigortacılığın hak ettiği yere geleceğini düşünüyorum” şeklinde oldu.