Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK); 2021 yılına hızlı başladı. Kurum, diğer doğal afetleri teminat altına alabilmek için yeni bir proje üzerinde çalışıyor.
2020 yılı adeta afetler yılı oldu. Bir yandan salgın, bir yandan deprem, bir yandan da yaşanan sel felaketleri herkesin hayatındaki riskleri yeniden gözden geçirmesine neden oldu. Tüm yaşanan bu felaketler sigortanın önemini hatırlatırken yeni gelişmeleri de beraberinde getirdi. Özellikle İzmir depreminden sonra yaptığı başarılı çalışmaları ve hızlı hasar ödeme süreçleri ile dikkat çeken Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK), diğer doğal afetleri de teminat altına almak için düğmeye bastı. Geçtiğimiz yılın Ağustos ayından itibaren işleticiliği Türk Reasürans tarafından yapılmaya başlanan DASK, 2021 yılına yeni projelerle başladı.
Sigorta sektörünün YouTube kanalı Sigorta Ekranı’na konuk olan DASK Koordinatörü Erdal Turgut, “DASK yani Zorunlu Deprem Sigortası; depreme dayalı zararları ödüyor. Mesela İzmir’deki depremden sonra gerçekleşen depremin ardından oluşan tsunami zararlarını da DASK ödedi. Deprem sonrası oluşan yangınların zararlarını da ödüyor. Fakat sel zararları DASK’ın kapsamında değil ama bu konuda da bir çalışmamız var. Diğer paydaşlarla yapacağımız bir çalışma bu. Çünkü selin içine başka konular da giriyor. Aslında sel özelinde değil de bütün doğal afetlerin teminat altına alınacağı bir çalışma yürütüyoruz” diye konuştu.
DASK sadece ev alırken akla gelmeyecek
Turgut, programda DASK olarak en önemli hedeflerinin deprem sigortasının tapu alırken veya elektrik idaresine giderken ibraz edilen bir belge olmadığını anlatmak olduğunu belirterek, “Bir felaket sonrasında insanların hayatlarını maddi açıdan devam ettirmek için şart olduğunu vurgulayacak her türlü çalışmayı yapacağız” dedi.
“Hem pandemi süreci hem de deprem açısından 2020 yılı hayatımıza damga vuran bir yıl oldu” diyen Turgut, geçtiğimiz yıl ağustos ayında Türk Reasürans olarak DASK işletmeciliğini üstlendiklerini hatırlattı. Bu noktadan sonraki ilk hedeflerinin deprem sigortalarında sigortalanma oranını yüzde 100’e çıkarmak olduğuna vurgu yapan Turgut, “Devletimizin üzerindeki yükü almalıyız. Deprem mağduru vatandaşımız kalmasın diye işimize şevk ve heyecanla başladık. Yaşanan İzmir depremi ile birlikte çok kısa süre sonra bunu test ettik” diye konuştu.
Hedef yüzde 100 sigortalanma
Turgut, İstanbul ve çevresindeki illerde ise yüzde 68 civarında bir sigortalanma oranı olduğunu söyledi. Bu oranın diğer illere oranla oldukça iyi olduğunun da altını çizen Turgut, şunları söyledi: “Ancak riskin çok büyük olduğunu bildiğimiz için bu sigortalanma oranı da yeterli değil. Biz hedefimizi yüzde 100 sigortalanma olarak koyduk. Bu nedenle Zorunlu Deprem Sigortası’nın bu yılki primlerini artırmadık. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın onayıyla geçen seneki prim tutarını sabit tuttuk. Hem eski hem de yeni sigortalılarımız bundan faydalanabilecek. DASK olarak binaların yapım bedelini karşılıyoruz. Yani mal veya eşya sigortası yapmıyoruz. Sigortalılarımız diğer sigorta şirketlerinden bir konut poliçesi edinmesi onların daha da faydasına olacaktır. Böylece binalarının yapımını DASK’tan; içerisindeki zararları da konut poliçesinden karşılayabilirler. Böylece hayatlarına maddi olarak kaldıkları yerden devam edebilirler.”
Acenteler üretime katılsın istiyoruz
Turgut, programda bina yapım maliyetlerinin her yıl enflasyon oranında arttığına, dolayısıyla bu artışın her yıl primlere de yansıdığına dikkat çekti. Turgut, şöyle devam etti: “Biz burada 240 bin liradan 268 bin liraya yükselen maliyet tutarının prim farkını da almıyoruz. Yüzde 100 sigortalanma oranına ulaşmak için sigortalılarımız lehine bu tip teşviklerimizi artıracağız. ‘DASK yaptıran kazanıyor’ kampanyamıza yönelik yeni bir reklam çalışmamız da olacak. Acentelerimizin de bu üretime katılmaları için teşvik kampanyaları düzenleyeceğiz. Türkiye Sigorta Birliği ile bu kampanyanın yazışmalarını yaptık. Şirketlerimizle görüşmelerimiz devam ediyor. Acentelerimizi teşvik amacıyla Mart ayı gibi yeni kampanyamızı başlatacağız.”
Ortalama 130 TL’ye deprem sigortanızı yaptırabilirsiniz
Erdal Turgut, programda deprem sigortası primleri hakkında da şu bilgileri verdi: “Sigortalılarımız şöyle düşünsün. 39, 59, 100 ve 200 liraya DASK sigortası var. Bunun ortalaması 130 liraya geliyor. Aldıkları teminat ise 268 bin lira. Tabiri caizse bir koyup bin kazanacakları veya bir koymadıkları için bin kaybedecekleri dünyadır DASK. Zorunlu bir evrak parçası olarak görülmemesi gerekiyor.”
Sigortalıların düşük miktarlarla DASK yaptırarak en azından depremden korunabileceğine dikkat çeken Turgut, şöyle devam etti: “DASK olarak planlarımızı beklenilen büyük Marmara depremi üzerinde yapıyoruz. Çünkü depremden en büyük etkilenecek olan bölgemiz burası. Burayı yönetebildiğimiz sürece diğer bölgelerimizi çok daha kolay yönetebiliriz. Türk Resürans olarak DASK’ı devraldığımızda sigortalılarımızın toplam koruma bedelini de artırdık. DASK’ın daha önce 25 milyar TL tutarında olan hasar ödeme gücünü 40 milyar TL’ye çıkardık. Çok ciddi bir artış yaptık” dedi.
Depremin ilk 3 gününde DASK ödemelerini yaptık
Turgut, programda DASK olarak İzmir depremi sonrası nasıl organize olduklarını ise şöyle anlattı: “Deprem olduktan 5 saat sonra yönetim olarak İzmir’deydik. İlk etapta Çevre ve Şehircilik Bakanlığı çalışmalara başlamıştı. Biz ise daha önce planladığımız o bölgede ofis kurma projemizi gerçekleştirdik. Sonrasında eksper ve inceleme ekiplerimiz bölgeye intikal etti. Böylece gerçekleştirdiğimiz hızlı çalışma sonucunda depremin 3 gününde sigortalılarımıza DASK ödemelerini yapmaya başladık. Bugüne kadar 26 bin dosya incelenip sonuçlandırıldı. Bu dosyalar için 250 milyon lira ödeme yapıldı. Ödeme yapılmamış yüzde 3-4’lük bir kısım kaldı. Binaların ödemeleri çok hızlı gerçekleşti. Ufak hasarlar diye tabir ettiğimiz bölümde çalışmalarımız devam ediyor. Onları da en kısa sürede tamamlayacağız. Artçıların devam etmesi nedeniyle yeni hasarlar oluşuyor. Onları da karşılamaya çalışıyoruz.”
Deprem bilinçlendirdi, Ege’de poliçe adedi yüzde 180 arttı
“Depremin kendisi bizim için bilinçlendirici oluyor. Poliçeleşme adedinde bizim hedeflediğimiz nokta maalesef depremlerden sonra gerçekleşiyor” diyen Turgut, özellikle İzmir depreminin ardından deprem poliçe adedinde Ege Bölgesi’nde yüzde 180’lere varan bir artış olduğuna dikkat çekti. Turgut, “Bunu her deprem sonrasında yaşıyoruz. Depremi yaşamış illerimizde yüzde 95’lere varan oranda sigortalanma oranı var. Keşke öyle olmasa ama deprem mağduru insanların DASK konusunda daha hassas olduklarını görüyoruz” dedi.
İzmir Bölgesi’nde sigortalılık oranının yüzde 57’lerden yüzde 61’lere çıktığını belirten Turgut, 635 bin olan sigortalı sayısının da 681 bine yükseldiğini söyledi. Turgut, “Depremden sonra bazen sigorta satışı durdurulabiliyor. Biz DASK olarak üretimi hiç durdurmadık. Çünkü ikinci bir deprem olabilirdi. Biliyorsunuz, Yalova depreminden sonra Düzce depremi çok kısa süre sonra gerçekleşmişti. Sigortalanmayı hız kesmeden devam ettirmek en büyük hedefimiz” diye konuştu.
Depremden sonra ekibin büyük kısmı Covid 19’a yakalandı
Turgut, ekranda pandemi sürecine ve yaşadıkları zorluklara da değindi. Turgut, “Pandemi kendi başına zaten zorlu bir süreç. Depremin kendisi de büyük bir felaket. İzmir’de ikisini birden yaşadık. Mağduriyetin önüne geçmek için ekibimiz çok olağanüstü çalışma yaptı. Hepsine teşekkür ediyorum. Depremden 1 ay sonra ekibimizin birçoğu Covid-19’a yakalandı. Bir kısmı da karantinada kaldı. Bu da pandeminin sigortalıları değil sigortacıları da ne kadar etkilediğini gösteriyor” dedi.
Köylerdeki konutları sigortalamak için çalışıyoruz Öte yandan DASK, İçişleri Bakanlığı ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile ortak olarak Türkiye’deki tüm binaların envanterini çıkarmak içinde bir çalışma yürütüyor. “Bu envanter çıktığında Türkiye’deki binaları tanımış olacağız” diyen Turgut, böylece tüm binanın deprem sigortasının gündeme geleceğini söyledi. Turgut, “Bu sayede belki de konutların DASK sigortaları zorunlu olmaktan çıkacak. Çünkü bütün bina sigorta kapsamına girmiş olacak. Köy statüsündeki konutlar için de bir çalışma yapıyoruz. Bakanlığımızı yönlendirmesiyle bunun standartlarını belirledik. Köylerdeki konutların sigortalanmasını bir paket halinde bu yıl içerisinde hayata geçireceğiz” dedi.