Cenk Ecevit
Olması muhtemel, ancak insan ve maddi kaybın öngörülemediği, ülkemizin gerçeği, deprem…6 Şubat günü Kahramanmaraş merkezli 2 büyük deprem ile yıkıldık. On binlerce canımızı kaybettik, milyarlarca dolar zararımız var. Peki, neden bu kayıpları yaşamaya devam ediyoruz, bu felaketi bilim insanları yüksek sesle kamuoyuna bildirmişken, neden hala binlerce kişinin enkaz altında kalmasını seyrediyor, maddi kayıpları hesaplıyoruz?
17 Ağustos 1999 günü de bunu yaşadık. Dönemin yapısal regülasyon eksikliklerine dem vurduk, teknolojik eksikliğe yüklendik, hesapları düzgün yapamamanın sıkıntısı dedik, dedik de dedik. Sonuçta ne değişti de 23 sene sonra aynı manzaraları görüyoruz, benzer kayıpları yaşıyoruz?
PML, EML hesapları, CAT riskleri derken gördük depremi, bırakın maddi zararları, onlarca meslektaşımızı ve yakınlarını kaybettik, çok mu zordu önlem almak, binaları/tesisleri depreme riskine karşın hazırlamak? Kanun, yönetmelik, kural önümüzde, önlem neden alınmadı, inanılacak gibi değil…
99 depreminin hemen ertesi günü, kuzen ve arkadaşlarımla beraber Gölcük’e gitmiş, 10 gün kadar kalmış, kurtarma çalışmalarına katılırken insanları sefaletini, yıkımın gücünü, yağma olaylarını birebir görmüştüm. Bu sefer depremden 3 gün sonra ancak bölgeye gidebildim, bir yandan sigortalılarımızın yanında olmaya çalışırken bir yandan da yardım faaliyetlerine destek vermeye çalıştım. Ama o kadar acı ki yaşananlar, anlatmaya, konuşmaya insanın dili varmıyor…Dejavu yaşadım; yıllar öncesi olan felaket yine aynı sonuçlarla gözümün önünde idi.
Öte deprem sonrası bölgede bulunduğum süreçlerde şunu bir kez daha gördüm ki böyle afetlerde biz sigortacıların rolü azımsanacak ölçütte değil. Enkazdan kurtarılmaların, can kayıplarının ardından maddi zararların konuşulmaya başlanması ile sigortalıların yalnız bırakılmaması, onlara moral verilmesi, yaraların sarılmasına maddi katkının hızlıca sağlanması çok ama çok önemli. Bu konuda duyarlı davranan tüm sigorta şirketlerine teşekkür ediyorum. Yine gerekli duyarlığı gösteren meslek kurumları ve STK’lar ile SEDDK ‘ya da şükranlarımı sunuyorum.
Sigortalıların maddi zararlarını tazmin amaçlı yapılacak her türlü ve hızlı aksiyon konusunda sektörümüzün olumlu yaklaşımının acılar dindikçe, basında ses azaldıkça, deprem gerçeği unutulmaya yüz tuttukça durmamasını, zamanının acının ilacı olmakla birlikte maddi kayıpların bir an evvel tazmin edilmesinin öneminin anlaşılır olmasını umuyorum.
Beraber üstesinden geleceğiz
Ayrıca, depremden kısa süre sonra afet bölgesine gidip bir an evvel tespit amaçlı çalışmalarına başlayan tüm eksper arkadaşlarımıza da fedakarlıkları için teşekkür ederim. O acıların içerisinde, toz toprak arasında, morallerini sağlam tutarak çalışırken bir yandan da insanlara destek olmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Kendilerine kolaylıklar diliyorum…
Bu afette hayatını kaybeden meslektaşlarıma Allah’dan rahmet, kalanlara sağlık ve sabırlar dilerim.
Şimdi yeniden başlıyoruz, daralan kapasiteye, ağırlaşan fiyat ve şartlara rağmen bunları da atlatacak akıl, sermaye ve işgücüne sahip bir sektörüz. Beraberce üstesinden geleceğiz…
