Sigorta sektörü üst düzey yöneticileri il il gezip Sanayi ve Ticaret Odaları’nda toplantılar düzenliyor. Kendi işlerinden zaman ayırıp bu bilgilendirmeler için koşuşturuyorlar. Ekonomik gündemimizde sigortalanmayan riskler veya ekonominin can damarı şirketlerin sigorta yaptırmada gönüllü olmamaları tartışılıyor. Diğer taraftan da bu kurumların bazıları için ise sigorta şirketlerinin neden sigorta yapmak konusunda gönülsüz olduğu tartışılıyor.
Öncelikle büyük sanayi şirketlerinin fabrikalarını sigorta yaptırması konusunda bir sıkıntı yok. Onlar sigortalarını zaten yaptırıyorlar. Poliçeleri risk analizleri yapılarak hazırlanıyor ve olası bir hasar oluştuğunda mağduriyeti elbette önleniyor.
Bu kurumlar risk analizlerini yapıp, tüm temel önlemlerini aldıkları için de poliçe düzenlenirken bir sorun yaşamıyorlar.
İşin diğer bir diğer tarafı ise risk analizi sonrası temel risk önlemlerini almayan işletmeler için yaşanan durum. Elektrik tesisatında, depolarında olası riski önlemek için tedbir almayanlar için poliçe düzenlenmesi zorlaşıyor. Çıkabilecek olası yangınları çeşmeye bağlı bahçe hortumu ile söndürmeyi planlayan bir işletmeye sigorta güvencesi verilmiyor elbette.
Önce riskler için önlem, sonra sigorta!
Artık yazılarımda klasik bir hale gelmiştir. Kar ağırlığı ile çöken fabrika müdürüne eksper soruyor: “Çatınız sağlam değilmiş zaten.” Müdür cevap veriyor: “Müdür atandıktan sonra çatının sağlam olmadığını gördüm. Sonra gidip sigorta yaptırdım.” Eksper devam ediyor: “Sigorta yaptırmadan önce çatınızı güçlendirseydiniz.” İşte mantık böyle olunca bu riskler sigortalanmıyor.
Siz işletmelerinizde tüm önlemleri almalısınız, sonra gidip sigortanızı yaptırmalısınız. Ama yine de risk oluşuyorsa sigorta şirketleri büyük bir hızla mağduriyetinizi önleyecektir. Sigortalanmayan işletme yoktur, bence kendini sigortalatmayan işletmeler var.