8 Aralık 2025, Pazartesi
spot_img

Can Kantar: “Nasıl bir seneydi ama…”

Bir seneyi daha geride bırakıyoruz. Bu yıl da su gibi aktı bitti. Yılı kapama telaşı 15 gün daha devam eder sonrasında şirket içi yeni yıl kutlamaları ve tatil planları ile yeni yılı karşılarız. Yıl tüm sektör için stabil geçti sayılır. Dövizde yukarı doğru beklenmedik bir yükseliş olmadı; en azından “Döviz ile hesaplanan giderlerde sürpriz yaşanmadı” denilebilir. Yılın 2’nci yarısı başlayan faizlerdeki küçük küçük gerilemeler şirketlerin mali kârlarını etkileyecek düzeyde değildi. Bu olumlu hava ile birlikte trafik ve kaskodaki hasar düzeyleri tolere edilebilir düzeylerde kaldı. Yılbaşında asgari ücretteki artışın ardından yılın ortasında beklenen 2’nci bir artış gerçekleşmemesi geriye dönük bedeni hasar dosyalarında sigorta şirketlerinin elini rahatlattığı söylenebilir. Genelde olumlu bir hava hakimdi yıl içerisinde.

 Şirket yöneticilerinin genelde rehavetin yaşandığı yaz aylarında da aynı hızlı tempoyu devam ettirdiklerini gördük. Bu arada şirketlerin pazarlama ve kurumsal iletişim departmanlarını tebrik etmek gerekiyor. Buna yazımın devamında ayrıca değineceğim. Çok çalıştılar çok…

Her şey güzeldi ama…

Sigorta endüstrisine genel olarak bakıldığında da aynı pembe tabloyu görmek mümkün. 2025’te herkes mutluydu sanki. Bir istisna elbet var. O da yılın ilk 6 ayında faaliyetleri durdurulan şirketler. Onlar için iyi bir sene olmadı. Bir tanesi kendine haksızlık yapıldığını düşünerek yargı yolu ile hakkını aramaya devam ediyor. Diğeri ise büyük bir iyi niyetle bir gelir olmadan olan para ile hasarları ödemeye çalışıyorlar. Her iki şirket bir çaba ile şirketlerini bu şartlarda ayakta tutmaya çalışıyorlar. Burada acenteler bu durumdan en çok şikâyet eden taraf elbette.

SEDDK da sektörün regülatörü olarak işlerine baktı yıl içerisinde. Düzenlemeler ardı ardına geldi. Olabildiğince sektörü rahatlatmaya çalışıyorlar. Bir takım kararlar aldılar. Geçmişte faaliyetleri durdurulan 2 şirket yöneticileri hakkında gözaltı kararları ve tutuklamalar SEDDK’nın o şirketler hakkında aldığı kararların haklılığını ortaya çıkardı. İşin sigortacılık boyutunun dışında suçlara karıştıkları ortaya çıktı. Bu çok üzücü elbet ama, bildiğim kadarıyla ilk kez bir sigorta şirketinin genel müdürü tutuklandı. Hiç kimse bunun böyle olmasını istemezdi ama genel müdür de olsan çıktığın yolda sermayedarını doğru seçmenin önemi bir kez daha görüldü. Umarım bir daha böyle olaylar yaşanmaz. Bildiğim kadarıyla birçok kişi ve grup sigorta şirketi kurmak, satın almak için SEDDK’ya başvuruyor. SEDDK’da paradan önce bu kişilerin siciline bakıyor. Bu da doğru olanı elbet. Çünkü artık para herkeste var.

Acenteler de mutlu, mutlu değilim diyen…

Acentelere gelince…Yıllarca acenteleri yakından takip ettim, halen de ediyorum. Sektörün temel direği onlar. Geçtiğimiz senelerde trafik sigortalarındaki arz sorunu ile zor günler yaşadılar. Sonrasında fiyatlardaki enflasyonun üzerindeki artış ile gelirleri o oranda arttı. O sırada tüm acente dostlarımın keyfi yerindeydi. Aynı şirketler gibi. Ofisler dekore edildi, altlarındaki arabalar üst modellerle değiştirildi; bir para kazanıldı özetle. Bunu nereden anlıyorum acentelerin sosyal medyadaki gruplarını takip ediyorum. Şikayetler, serzenişler yerini “Şu poliçeyi hangi şirket keser?” gibi paylaşımları görünce durum normal dedim.

Acenteler içerisinde bu hava devam ederken bir acente dernek başkanı ile toplantıda karşılaştım geçenlerde. Bana “Can Bey bankaların sigortacılık yapmasını nasıl engelleyebiliriz” deyince ben şaşkınlıkla, “Üstadım, sen hala burada mısın?” demek zorunda kaldım. Acenteleri temsil eden STK’ların başındakilere bakıyorum. Meslektaşlarının iş yapış şekillerin iyileştirilmesi hakkında fikir üretenini göremedim. Özetle acente tarafında da işler yolunda, “İşlerim yolunda değil” deyip halen şikayet eden acente dostum hala varsa biliyorum ki o bir iş hanının 3’üncü katında ofisinden dışarı çıkmayıp, DASK ve trafik sigortası kestirmek için gelecek müşterisini beklemekle geçiriyordur zamanını. Yoksa çok zor.

Pazarlama ve kurumsal iletişim departmanları süperdi

Gelelim şirketlerin Pazarlama ve Kurumsal İletişim birimlerinin yıllık performanslarına. Şu an da iddia ediyorum Türkiye ekonomisinin hiç bir sektöründe bu kadar iletişime önem veren bir bir başka sektör yoktur. Kurumsal iletişim departmanları yıl içerisinde müthiş çalıştılar. Bültenler, görüşler, basın toplantıları, sponsorluklar ile sürekli gündem yarattılar. Bir de benim de çok eleştirdiğim meşhur “Gözünün üstünde kaşın var” ödülleri ve plaketleri. Bunların nasıl alındığı belli, birtakım firmalar için bu bir gelir kapısı oldu. İnandırıcılığı yok, şirket için bülten vesilesi oluyor ve kısa bir mutluluk yaşatıyor sadece. Tüketici nezdinde bir karşılığı yok. Kurumsal iletişim derken Türkiye Sigorta Birliği‘nin iletişim konusundaki çabasını ve hızını takdir etmemek mümkün değil. Orada gazetecilik konusunda tecrübeli arkadaşımın sayesinde bir fark yaratıldığı da gerçek. Tabii ki Başkan ve Genel Sekreter Özgür Obalı’nın yönlendirmeleriyle…

Serkan Bey’e teşekkür ederiz

Bu ay kapağımızda Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü Serkan Uğraş Kaygalak var. Kendisine teşekkür ederiz. Alp Süer arkadaşımız kendisiyle güzel bir röportaj gerçekleştirdi. Keyifle okuyacağınızı umarım. Bu arada sosyal yaşamını yansıtan bir Yapay Zeka resim çalışması yapmış arkadaşlarım, çok da güzel olmuş.

Sağlıkla güzel bir yeni yıl dilerim şimdiden. 2026, bu seneden daha iyi bir sene olsun inşallah… Sevgi ile kalın…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER