Sektörün bin bir tane derdi var. Mevzuat anlamında çok sorunlarımız var. Her sene karşımıza yeni bir sorun çıkıyor. Sektörde gün be gün yeni sorunlarla karşılaşıyoruz. Tam sorunlar geride kaldı derken bazen sektör paydaşları kendi kendilerine sorunlar yaratabiliyor.
Biz geçmiş sene iki sigorta şirketine el konulması, reasürans maliyetlerinin hızla yükselmesiyle primlerin artması, depremler, ve yangınlar ile uğraştık. Bu sene de nispeten stabil bir seneyi bitirmek üzereyiz. Ama gel gelelim yenilemelere odaklanacağımıza, yeni sigortalıları sisteme katacığımıza sosyal medyada söylentiler üretilip sektöre yeni sorunlar yaratmak çabasındayız. Ve ne yazık ki bunu yapanlar bu sorundan en çok etkilenecek kesim olmasına rağmen bu yapılıyor. Ve tehlikeli olanı genelleştiriliyor. Gidip iki yeni sigortalı bulup poliçe yapacağına oturup bilgisayarı başında o şirkete kayyum atandı, yetmiyormuş gibi, sırada şu şirket var deniliyor ki, en tehlikelisi bu. Olay çok şubeli bir organizasyonun şubelerine yazdığı yazı ile sosyal medyaya yayılmış. Ateş olmayan yerden ateş çıkmaz ama şirket yalanlıyor, SEDDK’dan resmi bir açıklama yapılmayınca iki dakika durmak gerek.
SEDDK görevinin başında
Öncelikle şunu belirtmeliyim… SEDDK yönetimi bu konuda çok hassas. Tüm şirketleri takip ediyor. Sıkıntıda olan şirketleri görüyor, bunları gerektiğinde yakın izlemeye alıyor, gerektiğinde çeşitli aksiyonlar alıp olası kötü gelişmelerin önüne geçiyor. Siz merak etmeyin freni patlamışsa bir şirketin, onu bir yere çarpmadan durdurmaya çalışan resmi tepe kuruluş var.
Asılsız söylemler suç, biliyor musunuz?
Şimdi bakıyorum sosyal medya da bilen bilmeyen saçma sapan birçok şeyi sosyal medyada rahatça paylaşabiliyor. Bunun suç olduğunu bilmeden. Şimdi SEDDK sosyal medya taraması yaparak bu söylentileri çıkaranları sırasıyla tesbit etmeye başladıklarını düşünüyorum. Finansal kuruluşlar ile ilgili asılsız haberleri kamuoyu ile paylaşmak aslında bir suç.. 3 yıldan başlıyor. Bir banka batıyor denilsin şimdi, bankada parası olanlar gidip paralarını çekmeye çalışsınlar, isterse Türkiye’nin en büyük bankası olsun zafiyete düşer hatta batar… Aynı şey sigorta şirketleri için de geçerli, çıkıp bu şirkete kayyum atandı şirket batıyor, sırada bu şirket var veya geçmişte söylendiği için yazıyorum ‘ küçük şirketlerden poliçe kesmeyelim’ gibi söylemler finansal eko sistemi çökerteceği için özetle suçtur.
Bugünün “küçük şirketi” 5 yıl sonrasının “büyük şirketi ” olabilir
Bakın sigorta şirketlerinin halen hepsi, aksi açıklanmadığı sürece güvenlidir rahatça poliçe kesilebilir. Bir tüketici olarak tercih edebilirim ben de. Çünkü SEDDK’ya güveniyorum. Güvenmek zorundayım. Bir notu da eklemek isterim, sektörde küçük büyük şirket kavramı yanlış, bakın beş sene öncesinin kurulduğundaki küçük şirketi Quick Sigorta bugünün sektörün hem finansal hem de diğer konularda en büyük şirketleri arasında. Asılsız söylemler ile şirketlerin önlerini kesmek ve sosyal medya da paylaşılması doğru değil.
Kayyum ataması ne yahu, belediye mi burası!
Son günlerde bir şirket için “kayyum atandı” söylentisi çıktı. Ya arkadaşlar “kayyum ne yahu” hiç bu güne kadar bir sigorta şirketine “kayyum” atandı mı ? Bu tabire alışkın değiliz. Biz de sistem, SEDDK şirketi denetler, işlerin yolunda gitmediğini gördüğünde o şirkette görevlendirdiği yetkili personelini şirketteki en önemli kararlar alınan yere yönlendirir. Baktı ki olmuyor, şirkete el koyar, yönetimi kendi üstlenir ve bir yöneticiyi görevlendirir. Bunun ismi sektörde hiç bir zaman “kayyum” olmamıştır zaten. İsminin de çok önemi yok aslında şirkete el konulduktan sonra. Ve en önemlisi şirkete durumu düzeltmesi için alternatiflerin hızla hayata geçmesini bekler. Bu da gerçekleşmiyorsa gereğini yapar. Yakın gelecekte bunun ayrıntılarını sizlerle paylaşacağım elbet ama. Şimdi biraz sakin olmakta gelişmeleri takip etmekte fayda var.
TMSF kayyum atar mı ::)))
Sosyal medya da bir paylaşıma denk geldim bilgisizlikten çok endişelendim.
- Kayyum atanmış doğru mu ?
- Ben TMSF’nin sitesine baktım yok
Arkadaşlar TMSF ne Allah aşkına Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu’nun sigorta sektörü ile ne alakası var. Sigorta sektörünün tek yetkili kurumu SEDDK.. Sigortacılık Özel Emeklilik, Düzenleme ve Denetleme Kurumu, ismi üstünde…
Sigorta şirketlerini zora düşürmek kimin işine yarar?
Bu arkadaşlar bu paylaşımları yaptıklarında bu şirketler kendilerini savunmak zorunda bırakılıyor. Bu paylaşımlardan sonra, ne olur biliyor musunuz ? Sigorta acenteleri, brokerlerin hatta sigorta yaptıracak tüketicinin aklında bir soru işareti doğar. Acaba yaptırırsam şirkete bir şey olursa mağdur olur muyum.? Ve bu şirketteki nakit akışı yavaşladığında, sermayesi ne kadar güçlü olursa olsun ödemelerinde sorun yaşamaya başlar ve zor da kalmayacak bile olsa zora düşer ve batar. Yukarıda örnek yazdım. Bugün Türkiye’nin en büyük bankalarından biri hakkında böyle bir dedikodu çıkarılsın, mevduat sahipleri gitsinler paralarını çeksinler, o banka bile zora düşer…
O zaman öncelikle SEDDK’ya güveneceğiz, onun kamuoyu ile paylaşmadığı bir konu hakkında yorum yapmamalıyız. Sistemi çökertiriz hepimiz altında kalırız. Bu işin bir tarafı…
TSB’nin ziyaretinden ne anlam çıkarmalıyız?
İşin bir diğer tarafı da, bu şirketin önce açıklama yapmak zorunda kalması ve ardından TSB yönetimi ile bir araya gelip fotoğrafın sektör kamuoyu ile üstelik TSB sosyal medya hesabından paylaşılması. Rutin ziyaret olabilir, önceden alınmış bir randevu olabilir, kabul ama bu kritik süreçte denk gelmesi olumlu/olumsuz yorumlara neden olabilir. Bence önceki şirket ziyaretinin resmi sosyal medyadan paylaşmayıp bunun paylaşılması da farklı yorumlanabilir.
SEDDK piyasayı rahatlatmalı!
Bence küçük şirketler TSB’ye “Bu kritik süreçte küçük şirketlere TSB olarak destek vermiyorsunuz ” söyleminden yola çıkılıp bu ziyaretler yapılıyorsa bence daha doğrusu şöyle olmalıydı. TSB Yönetimi bu ziyaretler yerine SEDDK Başkanı ve yöneticilerinden randevu alıp kendilerinden şirketlere sisteme olan güveni devam ettirecek açıklamaları yaptırmak olmalıydı. Sektörde bu dedikoduların diğer şirketlere de yayılmasını önleyici açıklamalar yapılmalıydı. Bence SEDDK bu söylemler arttığını görürse “SEDDK olarak görevimizin başındayız, sistemin sekteye uğramaması için var gücümüzle çalışıyoruz. Tüm şirketleri ve aksiyonlarını yakından takip ediyoruz. Farklı gelişmeler olduğunda da mutlaka kamuoyu ile paylaşılacaktır ” diye bir açıklama yapabilir. Sanırım şu an için her şey kontrol altında.
Kalın sağlıcakla