CAN KANTAR /POSTA GAZETESİ
Ben de sürekli trafikte olan birisiyim. Çok şeye tanık oluyorum. Muhtemelen bu satırları okurken sizlerin de tanık olduğu birçok olay yaşamışsınızdır. Öncelikle araç kullananlarda pervasız bir davranış gözlemliyorum. “Bir şey olmaz, ben çok iyi şoförüm. Olsa da sıkıntı yok nasıl olsa sigortam var” diye düşünüyor olmalılar. Geçen akşam çok eski model ama yenilenmiş bir araç benim aracımı sıyırarak solladı. Nascar! havasına bürünmüş bir araç içinde tabii ki yüksek sesle müzik çalıyor. Az ilerde ışıklarda yan yana geldik. Merak edip baktım. 18-19 yaşlarında gencecik bir delikanlı. Olası bir kazayı engelleme şansı yok. Artı olarak arabanın freninin bile güvenli olmadığını tahmin ediyorum. Karşı tarafa vereceği zararı karşılayacak maddi gücünün olmama ihtimali oldukça yüksek.
Bedenimiz kaportamız
Bu arada ticari araçlar ve hele hele motosikletli arkadaşlarımı gördüğümde yüreğim ağzıma geliyor. Bu arkadaşların kendilerini, “Bizim kaportamız bedenimiz!” diye ifade ettiklerini biliyorum. Ama yaptıkları ile tehlikenin farkında olmadıkları da açıkça belli. Ticari araçlar ise başka bir tehlike. Sanırım “araç benim değil nasılsa” deyip kötü araç kullananları çok görüyorum. Bütün araç, motor, ticari araç kullananları elbette aynı kefeye koymak haksızlık olur. Bu nedenle onları tenzih ediyorum.
Yaşadığımız ekonomik koşullarda sigorta fiyatları çok yükseldi. Gelecek yıl daha da artacak. Ama sigortaya güvenip bu kadar kötü araç ve motor kullanmaya devam edildiğinde gelecek sene primlerin hızla artmış olmasına da itiraz edilmemeli diye düşünüyorum. Kamu otoritesi, şirketler, yapay zekalarla ve takip sistemi ile “iyi sürücü ile kötü sürüyü” ayırt etmek için büyük çaba sarf ediyorlar. Gelecekte primler hızla arttığında “iyi sürücüler” en iyi indirimli fiyatları alacak. Ticari araçlarda sürücüleri sorumlu tutan düzenleme yapıldığında ise o taraf için de durum farklılaşabilir. Sigortasız kalmayın… Kazasız günler diliyorum.
