Sigorta sektörünü takip ettiğim 25 sene içerisinde sektörün hak ettiği sıçramayı yapacağı temennisini çok duydum. Her sene “Sektör bu sene patlayacak.” “Şu olsa biz şimdi bu noktada olurduk” sözlerini çok duydum…Tam bir gelişim sağlanıyor; dünya sigortalılık oranlarında bir yükseliş yakalıyoruz, aynı anda dolar da bir sıçrama yapıyor, biz hooop eski yerimize geri dönüyoruz. Ama en azından her sene en azından enflasyon oranında büyüyoruz. Ama, o çok beklediğimiz o sonuca da ulaşabilmiş değiliz.
HEP ÖNÜMÜZE BİR ENGEL ÇIKTI
Sektörün isteği elbet ki büyümek. Enflasyon kadar bir rakamsal büyüklük bize yetecek bir büyüklük değil ne yazık ki. Sigorta sektörünün poliçe adedi bakımından büyümesi, en anlamlısı. “Sigortalılık arttı; bu patlamayı yaptık” diyemememizin sebebi de bu. Tam bir büyüklük yakalıyoruz, Pandemi çıkıyor karşımıza, tam bir büyüme yakalıyoruz, sektörü kemiren aracılar çıkıyor ortaya. Sonuçta sektörde istikrarlı bir ‘huzur’ yakalayabilmiş değiliz. Hoş her ne kadar istikrarlı huzuru yakaladığımızda geçmiş senelerde sektör içinde şirketlere bu huzur fazla gelir ve hemen fiyatta rekabete girişir, huzur yine bozulur.
Şimdi önümüzde zor bir yeni sene daha var. Ekonomik konjonktürdeki gelişmeler akıllarımızdaki endişeyi yok etmiş değil. Evet sıkı para politikası ve enflasyonu düşürme kararlılığı kamu otoritesi sürdürmek zorunda. Sonuç iyi olacaksa elbet hepimiz kemerleri son deliğe kadar sıkalım ama, çevremde bu işi bilenlerin tek endişesi yakın bir tarihte alınacak bir seçim kararı ile tekrar başa dönülüp, yapılanların boşa gitmesi. Umarım bu sefer böyle olmayacak.
BÜYÜMEK İÇİN ELVERİŞLİ BİR SENE
Sigorta sektörü için aslında kendini göstereceği şartlar oluşmuş durumda. Pandemi döneminde olduğu gibi bu seneler aslında sigortacıların seneleri. Nedenini anladınız, evet belki ekonomik sıkıntılar nedeniyle bütçeler zorlanacağı için belki sigortadan vazgeçilmesi akla ilk gelecektir. Ama hemen o sırada akla, ‘ya şöyle olursa, ya böyle olursa ya her şeyimizi kaybedersek nasıl bu edindiğimiz değerleri tekrar yerine koyabileceğiz” diye düşünmeden edemiyeceğiz. Çok zorlaşacak belki hayat. Sigorta özellikle sabit gelirli vatandaşlarımız için, KOBİ’lerimiz için elzem bir güvence. Çok parası olanların ise kenarda parası olduğu düşünülür, kaybedileni yerine koyabileceği varsayılır. Ama parası çok olanında kaybı da büyük olabileceği de unutulmamalı.
QTV STÜDYOSUNDAN YILBAŞI PROGRAMI
Yılın son günlerinde Quick Tower’da QTV stüdyolarında yılbaşı programı gerçekleştirdik. Aynı anda Sektörün Televizyonu Sigorta Ekranı’ndan da canlı yayınlandı. Sürpriz konukları bağladık uzak bağlantı ile stüdyoya da konuklar gelip canlı yayına katıldılar. 2,5 saat süren canlı yayında, yayın sırasında sorulan sorulara doğru cevap verenlere hediyeler verildi. Çok güzel bir yayın oldu. Oldukça fazla da izleyen oldu.
Sigorta Ekranı’ndaki yayına uzak bağlantı ile katılan Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Uğur Gülen sektördeki son gelişmeleri paylaştı. İstanbul trafiğinde yakaladığımız Sayın Gülen son gelişmeleri güzel toparladı ve ekledi, “Çok çalışıyoruz, mısırı ısıttık artık, 2025 yılında bu mısırın patlamasını ve sektörün bu beklenen patlamayı yapmasını bekliyoruz” dedi.
‘HİÇ BU KADAR DİRSEK TEMASI OLMAMIŞTI’
Bu arada yayına katılan SEİK Başkanı Ahmet Nedim Erdem, sigorta sektörünün paydaşlarının ve karar vericilerinin geçmişte hiç olmadığı kadar dirsek temasında sektörün gelişmesine kenetlenmiş olduğunu vurgu yaptı. Gerçekten de SEDDK Başkanı Davut Menteş ve yönetim kurulu ve çalışanları büyük bir özveri ile sektörün gelişmesine katkı yapmaya kilitlenmiş durumda. TSB Yönetim Kurulu ve Genel Sekreter Özgür Obalı’nın da hakkını teslim etmek gerekir. Kendisine gördüğümde de takılmadan edemedim ” Sektör şirketlerinde Genel Müdür Yardımcısı, Genel Müdür olarak görev yaptığın sürede bile bu kadar yoğun tempoda çalışmamışsınızdır.”
Tüm sektör paydaşlarımızın yeni yılını kutluyorum, sağlıklı, mutlu ve bol kazançlı bir sene olmasını diliyorum.