Sigorta Eksperi Engin Özaydın, “Sigorta sektörü yüzde 33 büyüyecek” ve “Bu yıl iflas patlaması yaşanacak” manşetlerine ilişkin değerlendirmede bulundu. Ekonomik gelişmelerin, 2014 ve 2015 yılları için sigorta sektörü açısından hiç de olumlu sinyaller vermediğini, sorunların zararları büyüteceğini belirten Özaydın, zararların büyümesinin, başta sigorta şirketleri olmak üzere her kesimi olumsuz etkileyeceğini söyledi. Özaydın, tüm sektör temsilcilerinin ortak akılda bir araya gelip sorunlarına birlikte çözüm üretmesi gerektiğini belirtti. Aksi durumda haber manşetlerindeki kehanetin gerçekleşeceğini vurgulayan Özaydın, SİGORTALI dergisindeki köşe yazısında şunları ifade etti:
“TOBB Sigortacılık Müdürlüğü, günlük olarak sigorta sektörü ile ilgili basında çıkan haberleri derleyip üyelerine gönderiyor. Basın özeti hazırlanırken önce gazetelerden derlenen haberlerin manşetleri alt alta yazılıyor, daha sonra haber görseli yayınlandığı şekilde sayfanın altında veriliyor. 18 Şubat 2014 tarihinde ulaşan basın özetinde yer alan ve alt alta olan iki haber oldukça çarpıcıydı. Üstte bulunan haberin başlığı ‘Sigorta sektörü yüzde 33 büyüyecek’, hemen altındaki haberin başlığı ise ‘Bu yıl iflas patlaması olacak’ şeklindeydi. İçerikleri birbiri ile bağlantısı olmayan iki ayrı gazetede yayınlanan ve iki ayrı haberin manşeti alt alta yazılınca ilginç çağrışımlar yaratıyor.
‘Sigorta sektörü yüzde 33 büyüyecek, Bu yıl iflas patlaması yaşanacak.’ Manşetler alt alta verilince patlaması öngörülen iflasların sigorta sektöründe oluşacak büyümenin sonucunda ortaya çıkacak gibi bir algıya neden oluyor. Manşetlerin yarattığı bu algı içerisinde bazı gerçekler barınabilir mi, bir sektör büyürken sektörde yer alan firmalar iflas edebilir mi merak ettim.
Sigorta sektörü 2008 yılından 2012 yılı sonuna nasıl gelmiş, kısa bir özetini aşağıdaki tabloda inceleyelim.
Gelişme trendi izlendiğinde görülüyor ki, sigorta sektörü büyüdükçe zararı da büyüyor. İlginç olan ise hasar prim oranları düşerken kârlılıkta da düşme yaşanması, hatta zarara dönüşüyor olması. 2008 yılında hasar / prim oranı yüzde 66,1 iken 841 milyon 223 bin 3 TL kâr eden sigorta sektörü, 2012 yılında hasar/prim oranı yüzde 63,6’ya düştüğünde 220 milyon 690 bin 137 TL zarar etmiş. Aynı şekilde verilen teminatlar artarken ödenen tazminat oranları giderek düşüyor.
Zararın yükünü eksper ve acenteler çekiyor
Verilen zararın ödenen tazminatlardan kaynaklanmadığını söylüyor. O zaman zararın nedeni hasar ödemeleri olamaz. Zararın nedenlerinin iyi incelenmesi gerekiyor. Zararın sorumlusunun aracılar veya eksperler olmadığı ortada. Ama zararın en büyük yükünü bu iki meslek mensupları çekiyor.
Primlerin yaklaşık yüzde 70’i aracılar (acente ve broker) tarafından yaratılıyor (yüzde 60 acenteler, yüzde 10 brokerler). Sektör beş yılda prim üretimini 11.8 milyar TL’den 19.8 milyar TL’ye çıkarmış ise bunda en büyük pay aracılara ait. Yani beğensek de beğenmesek de aracılar üzerlerine düşen görevi yerine getirmişler. Peki, bunun karşılığında aracılar mutlu mu? Hayır. Sektörün büyümesine en büyük katkıyı sağlayanlar bu katkının karşılığını alamıyor. Aracılar hem prim komisyonlarının sürekli düşürülmesinden hem de uygulamalardan oldukça rahatsız.
Gerek hasar/prim oranlarından gerekse hasar/verilen teminat oranlarından hasarların belirlenmesinde en büyük unsur olan sigorta eksperlerinin sigorta şirketlerine ciddi katkılarda bulunduğu görülüyor. Oranlar, hasarı belirleyen sigorta eksperlerinin çalışmalarının zararı önemli ölçüde azalttığını ortaya koyuyor. Ama bunun karşılığında sigorta eksperlerinin hem sektörden aldığı ekonomik pay hem de saygınlıkları ciddi şekilde düşmüş durumda.
Gerek aracıların gerek eksperlerin hem ekonomik hem uygulamalardan kaynaklanan sıkıntıları artık tahammül sınırlarını aşmış durumda. Hizmet üreten her iki meslek mensupları giderlerini karşılayamaz, hizmetlerini sürdüremez duruma düştüğü için sıkıntıları öfkeye ve patlama noktasına varmak üzere.
Yasal meslek temsilcileri ise sorunların çözümünde başarılı olmamışlardır. Hatta sorumsuz yaklaşımlar, kararlar diyalog ve sağduyulu çözüm yollarını tıkamıştır.
Ekonomik gelişmeler, 2014 ve 2015 yılları için sektörümüz açısından hiç de olumlu sinyaller vermiyor. Sorunların büyümesinin zararların da büyümesini getireceği aşikâr. Zararların büyümesi, başta sigorta şirketleri olmak üzere her kesimi olumsuz etkileyecektir. Aracısız, ekspersiz bir sigorta sektörü düşünülemeyeceğine göre sigorta şirketleri, aracılar ve eksperlerin acilen sağduyu zemininde, ortak akılda bir araya gelip sorunlarına birlikte çözüm üretmesi gerekmektedir.
Aksi takdirde haber manşetlerindeki kehanet gerçekleşecek, sektör büyüdükçe iflas patlamaları yaşanacak.”
Kaynak: TSB verileri, Hazine Müsteşarlığı 2012 Yılı Türkiye’de Sigortacılık ve Bireysel Emeklilik Faaliyetleri Hakkında Raporu.