Bireysel Emeklilik Sistemi’nde (BES), 18 yaş altındakilerle yetişkinlerin aynı çerçevede değerlendirilmemesi gerektiğini belirten Axa Hayat ve Emeklilik Başkanı ve İcra Kurulu Üyesi Olgun Küntay, 18 yaş altı kesime, 10 yıl sistemde kalma kaydıyla, 56 yaşını beklemeden sistemden çıkabilme imkânı verilmesi gerektiğini söylüyor.
Türkiye’de yurt içi tasarrufların artması açısından büyük umutlar bağlanan Bireysel Emeklilik Sistemi’nde (BES), geçen yıl birbirinden önemli düzenlemelere imza atıldı. Sistemin büyümesi ve tabana yayılması açısından büyük önem taşıyan düzenlemeler arasında yer alan ‘18 yaş altı kesimin BES’e dahil edilmesi’, kamuoyunda da büyük yankı uyandırdı. Geçen yılın 2’inci yarısından itibaren sistemde katılımcı sayısının artmasında, söz konusu düzenlemenin büyük etkisi oldu. “Peki, söz konusu düzenlemeler yeterli mi? 18 yaş altı için başka ne gibi düzenlemelere ihtiyaç var?” Bu soruları, Axa Hayat ve Emeklilik Başkanı ve İcra Kurulu Üyesi Olgun Küntay’a sorduk. Küntay, öncelikle 18 yaş altı dahil olmak üzere, yapılan düzenlemelerden çok memnun. Bununla birlikte, 18 yaş altı genç ve çocuklarla yetişkinlerin aynı çerçevede değerlendirilmemesi gerektiğini düşünen Küntay, 18 yaş altı kesime, 10 yıl sistemde kalma kaydıyla, devlet katkısını da alarak 56 yaşını beklemeden sistemden çıkabilme imkânı verilmesi gerektiğini söylüyor.
Gençlerin hayata atılırken BES’teki birikime ihtiyacı var
Yapının, mevcut haliyle genç ve çocukları, yetişkinler ile aynı çerçevede değerlendirdiğini ve devlet katkısından azami oranda yararlanmaları için 56 yaşına kadar sistemde kalmalarını öngördüğünü hatırlatan Küntay, “Hâlbuki gençlerin, en az 10 yıl sistemde kalmaları kaydıyla üniversiteye başlarlarken veya eğitim dönemi sonrası hayata atılırlarken bu birikime eksiksiz ulaşma imkânları olursa sisteme girişlerin hızlanacağını düşünüyorum” diyor. 18 yaş altı segmentinde, 23 milyon genç ve çocuk bulunduğunu belirten Küntay, sektördeki hedeflerle ilgili olarak da şunları söylüyor: “Sistem, 18 yaş altı girişlere açılırken ilk yıl içinde 1 milyon, uzun dönemde ise 3 milyon genç ve çocuğumuzun bu sistemde yer alacağını öngörmüştük. İlk yıl içinde 1 milyon katılımcı hedefi şu an da biraz uzak görünüyor. Hızlı yükselen enflasyon ve yetişkinlere kıyasen sağlanması düşünülen avantajların henüz sunulamamış olması beklenen büyümeyi biraz geciktirdi ama, sektörümüz bu hedefleri yakalayacaktır diye düşünüyorum.”Axa olarak 18 yaş altı katılımcı sayısının 4 bin kişiye yaklaştığını belirten Küntay, yılsonuna kadar 10 bin gence ulaşmayı hedeflediklerini söylüyor.
Özel emeklilik sistemi en önemli tasarruf aracı haline geldi
Yapılan düzenlemeler göz önüne alındığında, sisteme kamunun desteğinin çok güçlü bir şekilde devam ettiğini vurgulayan Küntay, sistemin kısa-orta dönem tasarrufları da hedefine koyan bir yapıya doğru dönüştüğünü söylüyor. Bu noktaya gelirken, Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu’ndan (SEDDK), emeklilik şirketleri ve Türkiye Sigorta Birliği’ne (TSB), banka ve acentelerden portföy yönetim şirketlerine, Emeklilik Gözetim Merkezi’nden (EGM), Takasbank’a kadar bütün ilgili tarafların yoğun çalışmaları olduğunu ifade eden Küntay, “Bütün bunlar kamuoyunda da bir karşılık buldu, özel emeklilik sistemimiz artık ülkenin en önemli tasarruf aracı haline gelmiş durumda” diyor. Küntay, TSB’nin öngörülerine göre, BES’te fon büyüklüğünün 2023 yılı sonuna kadar 500 Milyar TL, gelecek beş yıl içinde de 1 trilyon TL düzeyine ulaşacağının beklendiğini söylüyor.
Kredilere bağlı olmayan farklı bir ‘hayat’ gerekli
Küntay’la röportajımızda biraz da hayat sigortalarını konuştuk. Hayat sigortalarının, 2022 ilk çeyreğinde, geçen yılın ilk çeyreğine göre yüzde 50 büyüdüğünü belirten Küntay, bunda hızlı artan enflasyonun da etkisi olduğunu söylüyor. Bu büyümeye rağmen hayat sigortalarının toplam sigorta pazarı içinde payının, 2021 yılı sonundaki yüzde 17 mertebesinden 2022 yılı ilk çeyreğinde yüzde 13 düzeyine gerilediğini ifade eden Küntay, “2022 yılının kalanında bir kredi genişlemesi olacağı kabulüyle hayat sigortalarında toparlanma beklenebilir. Ama bizim kredilere bu ölçüde bağlı olmayan daha farklı bir hayat sigortacılığına ihtiyacımız var” diyor.
Röportajımızda, Axa Hayat ve Emeklilik ile ilgili sorularımızı da yanıtlayan Küntay, şu bilgileri paylaşıyor: “Pandemi dönemini çoğu şirketimiz gibi ağırlıklı olarak evlerimizden çalışarak geçirdik. Acente, sigortalı ve katılımcılarımıza dönemin sunduğu koşullara uyumlu hizmetler geliştirmeye öncelik verdik. Örneğin başta acentelerimizin katılımcı adayları ile yüz yüze gelmeden sözleşme yapabilmelerine imkân sağlayan SMS-imza-onay sürecinin geliştirilmesi olmak üzere pandemi koşullarını gözeten farklı uygulamaları devreye aldık. Sektörde sadece acenteleri aracılığı ile hizmet sağlayan az sayıdaki şirketlerden birisiyiz. Her katılımcı ve sigortalı bizim için özel değerde. Bu dönemdeki uygulamalarımız da karşılığını gördü ve büyümemizi sürdürdük, bu gelişmeden memnunuz.”
Hayat tarafında 2 yeni ürün sunduk
Küntay’ın yeni ürünleriyle ilgili verdiği bilgilere göre, şirket, emeklilik tarafında ‘Birikime İlk Adım BES Planı’ ile 18 yaş altı çocukların geleceği için güvence sağlıyor. Hayat tarafında, 2021’de 2 yeni ürün sunan şirketin gençlerin eğitim hayatlarını desteklemek için geliştirdiği uzun süreli hayat ürünü, ‘Eğitim Sigortası’, öğrencinin eğitiminden sorumlu kişinin hayatını kaybetmesi durumunda ödeyeceği tazminat ile öğrencinin eğitimine kesintisiz devam edebilmesini sağlıyor ve bünyesinde öğrenci ihtiyaçlarına yönelik asistans hizmetleri barındırıyor. Yine hayat tarafında sunulan ‘Kumbaralı Hayat Sigortası’ ise bireylere uzun süreli olarak vefat teminatı sağlıyor. İlave olarak poliçe süresi sonunda sigortalının hayatta olması kaydıyla poliçe primleri iade ediliyor. Bu şekilde ebeveynlerin çocuklarının gelecekleri için de bir birikim oluşturmalarına imkân sağlıyor. Küntay, 2022 yılı gündeminde bu ürünleri tutundurma çalışmalarının bulunduğunu söylüyor.
BES’te sık değişiklik yerine, uzun dönemli fon karması oluşturun
Küntay, son günlerde finansal piyasalardaki dalgalanmalar karşısında emeklilik fonlarını değiştirmek isteyen katılımcılar için şu önerilerde bulunuyor: “2021 yılında fon dağılım değişiklik hakkı da yılda 6 kereden 12 kereye çıkarılmış durumda. Böyle bakıldığında fon tercihlerinin daha çok gündemde olacağı, fon ve plan bazlı getirilerin daha sık ve daha yakından izleneceği bir döneme gireceğiz. Oynaklığı yüksek bir finans piyasası içinde yaşıyoruz, bu nedenle, katılımcılara, kısa dönemli sık değişiklikler yerine, şirketlerinin desteği ile risk iştahları ve uzun dönem duyarlılıkları çerçevesinde bir fon karması oluşturup sonuçlarını izlemelerini ve değişiklik eğilimine girdiklerinde şirketlerinin tavsiyelerini de göz önünde bulundurarak karar vermelerini önermek istiyorum.”
Şirketlerin yatırım danışmanlığı katılımcılar için önemli bir avantaj
Küntay, emeklilik şirketlerine ‘yatırım danışmanlığı’ imkânı verilmesi konusunda da şu görüşleri dile getiriyor: “Emeklilik şirketleri yatırım danışmanlığı başlığı altında olmasa bile isteyen katılımcılar ile gerçekleştirdiği bir ‘risk profili’ anketine dayanarak fon tavsiyesinde bulunabiliyorlardı. Son gelişmeler, biraz da mevcut uygulamanın kanuni düzenlemelerini tamamlamak gibi görünüyor. Fonlar, portföy yönetim şirketleri tarafından yönetiliyor, buna karşılık emeklilik planına hangi fonun hangi ağırlıkta dahil edileceği ise katılımcılar tarafından belirleniyor. Şirketlerin danışmanlığı, fon seçimi ile ilgili ve bu çerçevede önemli bir sorumluluk da üstleniyorlar. Şirketler piyasalar hakkındaki bilgilerini, katılımcılara en iyi tavsiyeyi verebilmek için kullanıyorlar; dolayısı ile bu piyasaların içinde olmayan katılımcılar açısından önemli bir avantaj doğuyor.”
“Eski Ankara’yı halen seviyorum”
Öz geçmişini de sorduğumuz Olgun Bey, gönderdiği e-mail’de Ankara’dan başlayıp, Axa’ya uzanan süreçte, okul ve iş hayatını o kadar güzel anlatmış ki; noktasını ve virgülüne dokunmadan aynen yayımlıyoruz: “Ankaralıyım; 29 yaşına kadar Ankara da yaşadım. Bürokrasi kültüründen gelen bir ailede büyüdüm. Çoğu arkadaşım Ankara’da ve eski Ankara’yı hala seviyorum. Hacettepe Üniversitesi’nde İstatistik eğitimi aldım. Analitik bakış açısı kazandıran iyi bir eğitim süreci geçirdiğimi düşünüyorum. Okulu bitirdikten sonra Asistan olarak bölümde kaldım; 22 yaşındaydım. İki sene sonra ayrıldım, o zamanki adı ile İslam Konferansı Teşkilatı, Ekonomik Araştırmalar Merkezi’nde Araştırmacı olarak çalışmaya başladım. Bu dönemde Ankara üniversitelerinden önemli hocalarla ve farklı ülkelerden araştırmacılar ile çalışma imkânı buldum. Bir yandan da İstatistik Bölümü’nde Ekonometri alanında master programımı tamamladım ve doktora eğitimine başladım. Sigortacılığı bilinçli seçtim; 29 yaşındaydım. Yapı Kredi Sigorta’da (o zamanki adı Halk Sigorta) Hayat Departmanı’nda Uzman olarak çalışmaya başladım. Bu dönemde Türk Sigorta Enstitüsü Vakfı’nda 2 yıl süreli Aktüerya programını tamamladım. Benim için Halk Sigorta’nın yeri başkadır. CEO’muz Yavuz Ölken de Halk Sigorta kökenlidir. 1990 yılında benden birkaç ay daha önce başlamış olsa gerek. Öyle hatırlıyorum. Halk Sigorta’da 6 yıl çalıştıktan sonra Hayat Sigortaları Müdürü iken ayrıldım ve 1996 yılında Başak Sigorta’ya Sağlık Sigortaları Müdürü olarak geçtim. Bir süre sonra da Başak Hayat Sigorta kuruldu ve ben de Genel Müdür Yardımcısı olarak atandım. Başak Hayat Genel Müdürü Tevfik Cansız’ı da bu vesile ile rahmetle anıyorum. Axa’ya geçmeden önce bir de Inter Hayat Sigorta kuruluş çalışmaları dönemim var ama Interbank’ın o dönemde yaşadığı problemler nedeniyle bu süreç kısa sürdü. Axa’ya 1999 yılında katıldım. 22 yılı aşkın bir zamandır Axa bünyesinde görev yapıyorum. Halen, Hayat ve Emeklik Başkanı ve İcra Kurulu üyesiyim.”
Kitap okumayı seven Küntay, şu an Akat ve Cansen’in ‘Vitaminli Ekonomiks’ini okuyor
Sıra geldi, Olgun Bey’i biraz da yakından tanımaya. Kendisinden öğrendiğimize göre, Olgun Bey, kitap okumayı çok seviyor. Ayda iki kitap bitiriyor. Tatillerde daha çok okuyor. Bilim tarihi, popüler bilim, ekonomi ve çizgi romanın sevdiği alanlar arasında yer alıyor. Şu anda da Ege Cansen ve Asaf Savaş Akat’ın ‘Vitaminli Ekonomiks’ ve Ömer Aras’ın ‘Deneyimler’ isimli kitaplarını okuyor. Gerek işi gereği gerekse de özel olarak seyahat eden Küntay, Kuzey ülkelerine ve Yunan adalarına seyahat etmeyi seviyor. Pandemi döneminde uzun bir aradan sonra Madrid’e giden Küntay, şu anda en çok görmek istediği ülkenin Japonya olduğunu söylüyor. Genel olarak cuma akşamı ve pazar günü evde yemek yaptığını da ifade eden Küntay, “Düzenli olarak ekmek yaptığım dönemler de oluyor. Bazen hamur işleri, bazen de farklı mutfaklardan denemeler yapıyorum ama son dönemlerde tamamen fırında balık çeşitlerine yöneldiğimi söyleyebilirim” diyor.
Klasik ve rock müzik seviyor Dio’yu ayrı bir yere koyuyor
Kendisinden öğrendiğimize göre, Küntay müzik dinlemeyi de çok seviyor. Ağırlıklı olarak klasik müzik ve rock dinliyor. Sevdiği sanatçılar arasında efsanevi sanatçı Ronnie James Dio’yu ayrı bir yere koyan Küntay’ın U2, Metallica, Iron Maiden çok dinlediği gruplar arasında ilk aklına gelenler. Klasik müziği daha çok sabahları sevdiğini vurgulayan Küntay, “Pandemi döneminde uzak kaldık ama konserleri mümkün olduğunca yakalamaya çalışıyorum” diyor. Müzik dışında, genel olarak sanata da ilgi duyan Küntay, gerek ülkemizde gerek yurtdışında müze ve sergi gezmeyi seviyor. “Çalıştığımız Tophane bölgesi bence harika bir yer. İstanbul Modern, Mimar Sinan Resim ve Heykel Müzesi, Tophane-i Amire ve civar galeriler hayatımıza renk katıyor” diyor Küntay. Hafif, hoş vakit geçirten ve kendisini yormayan filmleri izlemekten de hoşlanan Küntay, “Sinemada, pazar sabahları ilk seansları severdik ama, pandemi döneminde sinemaya gitmeyi de unuttuk. Umarım, bu sonbahar yeniden başlamış oluruz” diye konuşuyor.
Sektörden yöneticilerle yürüyüş ekibi var
Olgun Küntay, spordan ve yürüyüşten de çok hoşlanıyor. “Sektörden yönetici arkadaşlarıyla oluşturdukları bir yürüyüş ekiplerinin olduğunu belirten Küntay, “Uzun yıllardır başta Likya Yolu olmak üzere ülkemizin farklı coğrafyalarında yürüyoruz; çok da güzel kaybolma hikâyelerimiz var” diyor. Spor müsabakalarını yerinde izlemeyi sevdiğini belirten Küntay, futbol, basketbol derken giderek voleybol fanı olmaya başlamış. Anadolu’da veya yurt dışında değişik mutfakları tanımaktan da hoşlandığını ifade eden Küntay esas olarak şarap meraklısı olduğunu, bu alanda da ülkemizde çok zengin bağ bölgeleri ve çok iyi Türk şaraplarının olduğunu dile getiriyor. Son 10 yıldır Anadolu halıcılığı ile yakından ilgilenmeye başladığını belirten Küntay, “Bu sayede Kapalıçarşı’yı epeyce öğrendim. Her sokağı, aralığı ayrı bir keşif alanı” diyor. Hayvanları da çok seven Küntay, evlerindeki sevimli dostları hayvanlarıyla ilişkisini, “Evimizi paylaştığımız hiç yataktan çıkmak istemeyen bir köpeğimiz ve evde doğmuş olmasına rağmen aklı sürekli sokakta olan bir kedimiz var. Yaz, kış her sabah çok erken saatte, kedimizi gezdirerek güne başlıyorum” şeklinde özetliyor.