Türkiye’de tasarrufları arttırmak için devlet katkısı verilen bireysel emeklilik sistemine ilgi arttı. Ancak sisteme katılabilecek 18 yaşın üstünde hala yaklaşık 52 milyon kişi bulunuyor. Türkiye’nin potansiyelini Avrupa CEO’su David McMillan, “Türkiye 16 ülke arasında mücevher pazarlarımızdan biri” sözleriyle yorumluyor.
Türkiye ekonomisinin en önemli sorunlarından biri tasarruf açığı. Milli gelir içinde tasarruf oranı yüzde 13 civarında. Bu oranlar Asya ülkelerinde yüzde 30’ların üzerinde. Çin’de yüzde 51.
Gelişmekte olan ülkeler arasında tasarruf oranı en düşük ülkelerden biri Türkiye… Bu oranın arttırılması için atılan en önemli adımlardan biri bireysel emeklilik sistemi oldu. Yüzde 25 devlet katkısının getirilmesi, bu alanda önemli bir destek oldu.
Emeklilik Gözetim Merkezi verilerine göre Nisan başında fon büyüklüğü 40 milyar TL’yi aştı. 5.3 milyon kişi de bu sisteme girdi.
2003’ten itibaren 10 yıldaki büyüme yüzde 90’ı bulurken devlet katkısının başladığı 2013’den 2014 sonuna kadar geçen iki yılda katılımcı sayısı yüzde 63 fon büyüklüğü de yüzde 86 arttı.
Bu hızlı gelişmeye karşın, Türkiye’de bireysel emeklilik sistemine katılabilecek 18 yaşın üstünde yaklaşık 52 milyon kişi bulunuyor. Bu da Türkiye’de gidilecek daha ne kadar yol olduğunun yani potansiyelinin göstergesi.
Türkiye’ye son 4-5 yıldır artan yabancı yatırımcı ilgisinin nedeni de bu. Bugün 20 şirketin olduğu sektörde yabancıların payı yüzde 75’leri bulmuş durumda.
İngiliz Sigorta devi Aviva ile Sabancı Grubu’nun ortaklığı ile faaliyet gösteren AvivaSa, bireysel emeklilikte sektörün en büyük şirketlerinden biri. Devlet katkısı dahil 7.6 milyar TL fon büyüklüğüne sahip AvivaSa’nın pazar payı yüzde 20 civarında. Katılımcı sayısı ise 762 bini aşkın.
Aviva Avrupa CEO’su ve AvivaSA Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı David McMillan, bu hafta içinde yönetim kurulu toplantısı için Türkiye’deydi. Zorlu Center’daki Phantom of the Opera’yı birlikte izlemek üzere bir araya geldiğimiz AvivaSa Emeklilik ve Hayat CEO’su Meral Eredenk Kurdaş’a o da katıldı. Gösteri öncesinde hem Türkiye pazarındaki gelişmeleri hem de AvivaSa’nın stratejileri konusunda sohbet imkanı bulduk.
McMillan, 16 ülkede faaliyet gösterdiklerini söylüyor. Türkiye pazarında bulunmaktan memnun olduklarını ekleyerek, şu yorumları yapıyor:
“Aviva’nın dünyasındaki en iyi hazine ve mücevherlerden biri Türkiye pazarı. Genç bir pazar, çok fırsat var, potansiyeli var, çok hızlı büyüyor. Biz hızlı büyüyen pazarları seviyoruz. Türkiye yatırım yapmak için en çok önem verdiğimiz 2-3 pazardan biri.”
Meral Eredenk Kurdaş da ilk çeyrekte büyüme ivmesini devam ettirdiklerini söylüyor. “Geçen seneden daha iyi bir gidişat var. İlk çeyrekte BES’te yüzde 36 büyüdük” diyen Kurdaş, Hayat sigortalarında ise aynı durumun söz konusu olmadığını ekliyor ve şöyle konuşuyor:
“O taraf kredi bağlantılı işlerle çok hızlı büyüyordu. Şu anda krediler üzerinde bir baskı olduğu için yüzde 15’lik bir büyüme söz konusu” diyor.
Konsolidasyon bizim için fırsat
Sektöre son 4-5 yılda giren yabancıların payının yüzde 75’i bulduğunu anlatan Kurdaş, sektöre ilişkin de şu bilgileri veriyor:
“Satılacak çok fazla şirket kalmadı. Kamu şirketleri var sadece. Şu anda 20 şirket faaliyet gösteriyor. Yeni şirketlerin banka ortağı yoksa büyüme imkanları daha kısıtlı oluyor. Maliyetler çok ağır. Fiyatlar ise giderek daralan marjlarda. Eski geniş marjlarla hareket etme yatırım yapma imkanı kalmadı. Buralarda bir konsolidasyon olabilir. Biz de bunu fırsat olarak görüyoruz. Küçükler piyasadan çıkmak isterlerse biz her türlü fırsata açığız, değerlendirebiliriz.”
Soma’da 33 madencinin bizde hayat sigortası vardı
Kurdaş, sigorta ürünlerini “Biz alınan değil satılan bir ürünle hizmet veriyoruz” diyo tanımlıyor ve şunları söylüyor:
“Pazartesi sabah kalkıp kırmızı ayakkabı almayı düşünebiliriz ama Bireysel Emeklilik alalım diye bir derdimiz olmuyor. Finansal okur yazarlığımız çok düşük. Hayat sigortası daha da sıkıntılı. Orada oysa çok trajik hikayeler var. Bunların bazılarını filme alıyoruz. Ben her seyrettiğimde ağlıyorum. Soma’da ölen madencilerin 33’ünün bizde hayat sigortası vardı. Onların ailelerinin hayatı en azından maddi olarak garanti altına alındı.”
“Kadınları girişimci yapıyoruz”
Kurdaş, “Hayal projem” diye nitelediği kadınlara yönelik projesini de şöyle anlatıyor:
“Bu projeyi 12 yıl önce yaptım mayası tutmadı. 2 yıl önce ise tuttu. Çalışan arkadaşlarımız belli bir başarı ve olgunluğu yakalayınca onları kendi işlerinin patronu yapıyoruz. Genç girişimci olmayı öneriyoruz. Belli bir portföyleri varsa onlarla acenta yapıyoruz. Yardımcı oluyoruz.İlk başta herkesi arkadan ittirdik. Şimdi herkes o tarafa gidiyor. 1750 çalışon var. Yüzde 60’ı kadın. 70’i bu işe başladı. Kadınlar daha cesur, risk alıyorlar ve yönetiyorlar.”
Bireyselin getirisi yatırım araçlarının içinde en iyisi
Kurdaş’a bireysel emeklilikte devlet katkısının kalkma ihtimalini de soruyoruz. “Tasarruflar bu düzeydeyken kalkacağını düşünmüyorum” diyor. Bireysel emeklilik fonlarının getirilerinden katılımcılar memnun mu? sorusuna ise Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği’nin hazırladığı bir çalışma ile yanıt veriyor:
· Bu çalışmaya göre, 2004-2014 yılları arasında emeklilik fonlarının getirisi yüzde 280 oldu, hane halkının seçtiği yatırım araçlarının getirisi ise yüzde 206 olarak gerçekleşti.
· Bir başka deyişle BES, ortalama bir hane halkı yatırımcısına kıyasla yüzde 75 daha yüksek performans gösterdi.
· 2009-2013 döneminde Türkiye bireysel emeklilik sektöründe yüzde 9,2 yıllık ortalama nominal getiri sağladı. OECD ülkelerinde ise bu oran sadece yüzde 5,7 düzeyinde.
· Bu rakamlar, kısa vadeli getiri hesaplamaları yapmak yerine BES’e, uzun vadeli bir yatırım aracı olarak bakmak gerektiğinin altını çiziyor.
RADİKAL / JALEÖZGENTÜRK