Aşırı sıcaklığın çalışan sağlığı ve refahı üzerindeki etkilerinin yanı sıra hayati önem taşıyan tedarik zincirlerini kesintiye uğratıyor, iş verimliliğine zarar veriyor ve sayısız ekonomik etkiye neden oluyor. Bunun sonucunda her yıl 675 milyar saatlik iş kaybı olduğu hesaplanıyor; bu da küresel gayri safi yurt içi hasılasının kabaca yüzde 1,7’sine tekabül ediyor. Aşırı sıcaklar 2030 yılına kadar yıllık 4 trilyon dolardan fazla üretkenlik kaybına neden olacağı tahmin ediliyor.
Marsh McLennan şirketler grubunun bir parçası olan Mercer, dünyanın her yerinde kırılan sıcaklık rekorları konusuna dikkat çekerken, iş verenleri çalışma ortamlarına yönelik önlemler almaya çağırıyor. Aşırı sıcaklık depresyon gibi zihinsel sağlığı tehdit eden sağlık durumlarını tetikliyor, pek çok solunum ve kalp-damar hastalığını da şiddetlendiriyor. Aşırı sıcaklığın çalışan sağlığı ve refahı üzerindeki etkilerinin yanı sıra hayati önem taşıyan tedarik zincirlerini kesintiye uğratıyor, iş verimliliğine zarar veriyor ve sayısız ekonomik etkiye neden oluyor. Bunun sonucunda her yıl 675 milyar saatlik iş kaybı olduğu hesaplanıyor; bu da küresel gayri safi yurt içi hasılasının kabaca yüzde 1,7’sine tekabül ediyor. Isı dalgaları yorgunlukla ortaya çıkan zihinsel sağlık problemlerine, diyabetik komplikasyonlara ve hatta felçlere yol açabiliyor. İş yerindeki ısı stresi nedeniyle her yıl toplam çalışma saatlerinin yüzde 2’sinin kaybedilebileceği öngörülüyor. Mercer, aşırı sıcakların ise 2030 yılına kadar yıllık 4 trilyon dolardan fazla üretkenlik kaybına neden olacağı tahmininde bulunuyor.
Kısa vadede eğitim ön plana çıkıyor
İşverenlerin çalışanlarını aşırı sıcak ve ısı stresinden korumak için kısa, orta ve uzun vadeli planlar yapması gerektiğine dikkat çeken Mercer’in tespitleri şöyle: “ İşverenler, çalışanlara ısı stresinin ne olduğu, sağlıklarını ve güvenliklerini nasıl etkilediği ve sıcaklık seviyesinin ne zaman ve kimler için kritik olduğu konularında eğitim verebilir. Aşırı sıcak ortamlar çalışanlar için güvensiz hale geleceğinden işverenler, çalışma saatlerini buna göre düzenleyebilir. Dünya çapında pek çok tarım işçisinin gece çalışması buna örnek gösterilebilir. Bazı durumlarda daha kısa çalışma saatleri ve daha uzun dinlenme süreleri gibi esnek çalışma programlarına ihtiyaç duyulabilir. Pek çok hükümet politikası bu konuyla ilgili henüz gelişme aşamasında olsa da işverenler iç ve dış politikalar da dahil olmak üzere aşırı sıcaklara ilişkin işyeri güvenliği kurallarını da değerlendirebilir.3
İşverenin de bir parçası olduğu kamu-özel sektör ortaklığı yaklaşımı benimsenmeli
Aşırı sıcaklığın toplum sağlığı ve üretkenlik üzerinde büyük bir maddi etkisi olduğuna dikkat çeken Mercer Doğu Akdeniz CEO’su Dinçer Güleyin, “Çalışma ortamlarının sıcaklık artışına karşı kontrolü daha kolay olsa bile, yoğun kentsel ortamlarda yaşayan ve çalışan kişiler ile güney yarımkürede orantısız risk altında olan kişiler arasında aşırı sıcaklığın riskleri eşit şekilde dağılmıyor. Ayrıca artan sıcaklıklar insanların performansını ve sağlığını ciddi şekilde olumsuz etkiliyor. Çalışan verimliliğindeki azalma, daha düşük çalışan gelirleri, bireyler ve aileler üzerinde daha büyük mali baskılar gibi sonuçlara yol açabilir. Şehirlerde satış, gelir ve emlak vergisi gelirlerinde de kayıplar yaşanması muhtemel. Dünya ısındıkça, aşırı sıcaklıklarla baş edebilecek toplumsal ve ekonomik dayanıklılığı oluşturmak için kısa, orta ve uzun vadeli yenilikçi stratejilere ve yatırımlara ihtiyaç duyuluyor. Ancak işverenlerin bu değişimin önemli bir parçası olduğu bir kamu-özel ortaklığı yaklaşımını benimsersek bu konuda başarılı olunabilir” dedi.