Sigortalı ve sigorta şirketi arasında yaşanan uyuşmazlıkların çözümünde taraflar hangi yolu seçiyor? Hukuksal çözümler mi, yoksa arabuluculuk mu tercih ediliyor? Tüm bu soruların cevabı Sigorta Ekranı ve SBD Türkiye’nin YouTube kanalları üzerinden ortak yayınlanan programda verildi. Programdan çıkan sonuca göre sigortalı da sigorta şirketi de arabuluculuk sisteminden memnun.
Bir sigortalı ve sigorta şirketi açısından doğru yürütülmesi gereken süreçlerin başında hasar yönetimi ve uyuşmazlıklar geliyor. Hem sigortalı hem de sigorta şirketi bu süreçlerin başından sonuna kadar uyum içinde gitmesini ister. Fakat ne yazık ki bu süreç her zaman böyle işlemiyor.
Uyuşmazlıkların çözümü bazen yıllar alabiliyor. Uyuşmazlıkların çözümünde dünyada ve Türkiye’de de uygulanan iki yol var. Bunlardan birincisi geleneksel hukuk çözümleri. Yani tarafların anlaşamadığı durumlarda olayın yargıya taşınması. İkincisi ise alternatif uyuşmazlık çözümleri. Bu da son yıllarda yoğunlukla uygulanmaya başlayan arabuluculuk ve tahkim sistemi. Peki uyuşmazlığın yaşandığı durumlarda sigortalı veya sigorta şirketi sulh yolunu mu, dava yolunu mu yoksa Tahkim’i mi seçmeli?
Sigorta Ekranı ve SBD Türkiye YouTube kanalları ortak yayınlanan programda bu sorunun cevabı arandı. Marsh Türkiye Hasar Danışmanlığı Departman Lideri Halil Şahin moderatörlüğünde gerçekleşen programda Marsh Türkiye Hasar Danışmanlığı Departmanı Avukat Kahraman Onur Göçer ve Durukan Hukuk Bürosu Ortağı Avukat Mahmut Barlas, hem sigortalı hem de sigorta şirketleri açısından bu sürecin nasıl yönetilmesi gerektiğini etraflıca masaya yatırdı. Programdan çıkan ortak sonuç ise sigortalının da sigorta şirketinin de en çok arabuluculuk sisteminden memnun olduğu.
Uyuşmazlıklar kaçınılmaz
Marsh Türkiye Hasar Danışmanlığı Departman Lideri Halil Şahin, “Taraflar açısından uyuşmazlıkları irdeleyecek olursak en çok karşımıza çıkan konu sigortalı ile sigorta şirketi arasında uyuşmazlıklar oluyor. İkinci olarak da bazı sorumluluk dosyalarında sigorta şirketi ile 3’üncü şahıslar arasında veya onların kanuni temsilcileri arasında yaşanan uyuşmazlıklar geliyor. Çok nadir de olsa sigorta şirketi ile reasürans şirketi arasında hasar değerlendirmelerinin farklılığına bağlı olarak uyuşmazlıklar yaşanabiliyor” diye konuştu.
Farklı yöntemler olabilir
Sigorta bedeli üzerinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çok fazla yaşandığına dikkat çeken Şahin, “Özel olan ürünlerde kâr kaybı gibi sigorta bedelinin poliçe dizayn edilirken bir soru formuyla belirlenmesi. Ayrıca kur riskine karşı poliçelerin döviz bedeli üzerinden yapılması uyuşmazlıkların önüne geçebilir. Onun için bununla ilgili sürecin poliçe yapım esnasından hasar yönetimine kadar etkin bir süreç olduğunu düşünüyorum. Çözüm seçenekleri denildiği zaman da dava açma, Tahkim’e gitme, sulhen çözüm ve en son eklenen arabuluculuk müesesi ön plana çıkıyor. Uyuşmazlık olduğunda sigortalılarımızın ilk aklına hemen dava açmak geliyor.”
Şahin, sigortacı ile sigortalı arasındaki uyuşmazlıkları üç kategoriye ayırıyor. Bunlardan ilkinin teminat kapsamı yönünden yaşanan uyuşmazlıklar diğerini ise tazminat tutarları olarak açıklayan Şahin, şöyle devam etti: “Üçüncüsü de ilk etapta görünmeyen ama camiamızda hem broker tarafında hem de sigorta şirketleri tarafında hasar inceleme sürecinde belgelerin temini yönünden yaşadığımız bazı sorunlar olabiliyor. Teminat yönünden uyuşmazlıklarda meydana gelen hasara poliçedeki ilgili teminatı uyguladığımızda bazı ihtilaflar ile karşılaşabiliyoruz. Örnek verirsek özel klozların şartları daraltıcı nitelikleri olabiliyor. Bu nedenle genel şart-özel şart sebebiyle sorunlar yaşayabiliyoruz. Reasörlerin klozları ile genel şartlar arasında sıkıntı olabiliyor. Branş özelinde örnek verirsek yangınlarda hasarın dolaylı olup olmadığı sorunu ortaya çıkabiliyor. Yine diğer branşlarda manevi tazminatlar oluşabiliyor.”
Evrak temininde yaşanan sorunlar süreçleri kilitleyebiliyor
Şahin, tazminat yönünden yaşanan uyuşmazlıklarla ilgili ise özellikle eksik sigorta muafiyeti, limit muafiyeti, tutarlarının tespiti, sorumluluk branşlarında ise özellikle tazminat hesaplarındaki farklılıklar yaşandığını belirten Şahin, “Evrak temini yönünden yaşadığımız sorunlar gerçekten bizim süreçlerimizi kilitleyebiliyor. Hasarın sigortacı tarafından değerlendirilmesi esnasında kamu kurumlarından temin edilmesi gereken belgeler olabiliyor” dedi.
Sigortalı yapması gereken işlemleri eksiksiz ifa etmeli
Durukan Hukuk Bürosu Ortağı Avukat Mahmut Barlas ise, programda konuyla ilgili yaptığı yorumda ilk başta sigortanın bir akit olduğunu kabul etmek gerektiğine dikkat çekti. “Akit kurulduktan sonra bunu uygulanabilir hale getirmek lazım” diyen Barlas, şöyle devam etti: “Sigortalı hasara nasıl hazır hale gelebilir? Bunun cevabını vermek için çeşitli sigortalarda, çeşitli değerlendirmeler yapmak lazım. Yangın oluştuğunda sigortacı, Türk Ticaret Kanuna göre değerlendirme yapacaktır. Bu anlamda da sigortadan isteyeceği birçok evrak olacak. Bu evrakların ibrası tazminat belirlemede önemli etken oluyor. Sigortalının hasar anında yapması gereken işlemleri eksiksiz ifa etmesi hasarın çözümünde daha verimli oluyor” diye konuştu.
Tahkim Sistemi nasıl işliyor?
Marsh Türkiye Hasar Danışmanlığı Departmanı Avukat Kahraman Onur Göçer,
Tahkim’in alternatif bir uyuşmazlık yöntemi olduğunu söylüyor. Göçer, Tahkim ile ilgili şu bilgileri veriyor: “Sigorta Tahkim Komisyonu, sigortacılık kanununda yapılan değişiklikle kuruldu. 2009 yılından bu yana Sigorta Tahkim Komisyonu uyuşmazlık başvurularını kabul ediyor. 2019 faaliyet raporunda sigorta şirketlerinin Tahkim’e üye sayısı 51 olarak açıklanmış. Bu üyelerin 48’ini sigorta şirketleri; diğer 3 üyeyi ise DASK, TARSİM ve güvence hesabı oluşturuyor. Tahkim kararları üye şirketleri bağlayıcı nitelikte oluyor. Uyuşmazlıklarda Tahkim’e başvurulacaksa, uyuşmazlık yaşanan sigorta şirketinin Tahkim’e üye olması gerekecek. Zorunlu sigortalar yönünden başvurularda ise sigorta şirketinin Tahkim’e üye olma şartı aranmıyor. Tahkim’e başvurulacak uyuşmazlığın tutarı yönünden herhangi bir alt sınır bulunmuyor.”
Tutarlarının önemi büyük
Başvuru yapıldığında ilk etapta uyuşmazlığın bir hakem heyetince incelendiğini belirten Göçer, “Burada mahkemeden farklı olarak belge üzerinden bir inceleme söz konusu. Tahkim kararını bu belgeler üzerinden veriyor. Talep tutarı 5 bin TL’ye kadar olan uyuşmazlıklarda ilk derece dediğimiz hakemin kararı kesin. Bu karara karşı 2. derece hakem heyetine gidilemiyor. Talep tutarının 5 bin TL’nin üzerindeki uyuşmazlıklarda ise hakem heyetinin aldığı kararlarda itiraz hakem heyetine başvurulabiliyor. İtiraz hakem heyetinin verdiği karar da yine evrak üzerinden oluyor. Burada 2 hakem heyeti arasındaki fark üyelerin sektördeki tecrübeleri ile ilişkili. Talep 5 bin TL ile 40 bin TL arasında ise itiraz hakem heyetinin verdiği karar kesin oluyor. Eğer 40 bin TL’nin üzerinde ise bunu temyiz edebiliyoruz. Dolayısıyla Tahkim aşamalarında uyuşmazlık tutarlarının önemi büyük.”
Bu sistemin çok faydasını görüyoruz
Arabuluculuk müessesinin Türk hukukunda 2003 yılından beri olduğunu hatırlatan Barlas, ilk başta ihtiyari arabuluculuğun kanunlarla getirildiğini söyledi. Sonrasında ise dava öncesi zorunlu arabuluculuğun uygulanmaya başlandığını ifade eden Barlas, “İhtiyarı arabuluculukta teminat ve tazminat yönünden uyuşmazlıklar sigortacılık tekniğini ve bir sözleşmenin yorumunu ilgilendiren uyuşmazlıklardır. Birçok sigorta uyuşmazlığı doğru profesyonellerin yönlendirmesiyle, hasarın doğru nitelendirilmesi ile mutabakata varılabiliyor. Uyuşmazlık belli olduktan sonra hem müşteri memnuniyeti sağlanmış olacak hem de teknik yükten tasarruf etmiş olunacak. Doğru yönetim yapıp arabuluculuğa başvurmanın kimseye bir zararı yok. Üç-dört yıldır bu sistemin çok faydasını görüyoruz. Sigortacı ve sigortalının arabuluculuk sisteminden memnun olduğunu gözlemliyoruz” dedi.
Programın tamamını aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz.