AON Benfield Türkiye CEO’su Ferhan Özay, AON Benfield Türkiye’nin grup içerisinde önemli bir yeri olduğunu ve gerek trete gerekse fakültatif tarafta hızla büyüdüklerini söyledi.
Dünyanın önde gelen brokerlerinden AON Benfield, Türkiye’de mega yatırımlar ve katastrofik riskleri radarına aldı. AON Benfield Türkiye’nin 2015 yılı için büyüme hedeflediğini belirten AON Benfield Türkiye CEO’su Ferhan Özay bunun için iki ana faaliyet sahalarının olduğunu ve bu sahaları Türkiye’deki mega yatırım projeleri ve sigorta şirketlerinin yazdıkları katastrofik riskler olarak açıkladı. AONBenfield Türkiye CEO’su Ferhan Özay, sektöre yönelik beklentilerini AON Benfield’in Türkiye’deki hedeflerini paylaştı.
Türk sigorta sektörüne yabancı yatırımcı ilgisinin devam edeceği öngörüsünde bulunan Özay, “Elementer sigorta şirketleri tarafında ise istisnai bir iki durum dışında konsolidasyon olacağı düşüncesinde değilim” diye konuştu. AON Benfield’in güçlü bir nakit birikimi olduğunu söyleyen Özay, uygun olan ve sürdürülebilirlik arz eden fırsatları değerlendirmek istediklerine de dikkat çekti.
Sigorta sektörünün en önemli görevinin, müşteri memnuniyeti ile birlikte sadık müşteri kitlesi yaratmak olduğunun altını çizen Özay, “Esas müşterimiz kim?” sorusunun tüm dünyada önemli gruplar için son zamanlarda yoğun bir şekilde odaklanılan bir konu haline geldiğini belirterek sigorta ve reasürans sektörünün de müşteri odaklı olmaya başladığını belirtti.
“Kiminle çalıştığınız ve size ne kattığı önemlidir” diyen Özay, herkesin muhakkak güvendiği bir dağı olacağını, AON Benfield olarak sadece isimlerine değil, analitik yeteneklerine, plasman becerilerine, piyasa hakimiyetlerine ve en az bunlar kadar önemli olan Türkiye Ofisi’ndeki tecrübeli ve bilgili ekiplerine güvendiklerinin altını çizdi.
Belirli maliyetlerden kaçmak için önlem çalışmaları yapılmıyor
Günün şartlarında sigorta sektörünün gerek madenlere gerekse de yakın geçmişte hatırlayabileceğimiz kazalar dolayısıyla Tuzla’daki tersanelere bir dönem işveren mali mesuliyet teminatı veremediğini veya sınırlı bir şekilde verdiğini belirten Özay, “Bu sektörlerde hizmet veren firmalar gerekli güvenlik önlemlerini aldığında ve uluslararası standartları uyguladığında teminat alma noktasında da sıkıntı yaşamayacaktır” dedi. Bu noktada işletmelerin öncelikle risk mühendisliği çalışması yaptırması gerektiğine dikkat çeken Özay, “Bu çalışmaların maliyetlerinin kim tarafından karşılanacağı, çalışma sonucunda ortaya çıkan ve alınması gereken önlemler ve bunların önceliklendirilmesi, bu önceliklerin zamana nasıl yayılacağı, kimin kontrol edeceği belirlenmeli. Bu önlemler alındığında da sigorta sektörünün bu risklerin kabulüyle ilgili ciddi bir problemi kalmayacağı için risk, temin edilemez olmaktan çıkar” şeklinde konuştu. Türk insanının biraz daha kaderci yaklaşım sergilediğini belirten Özay, “Belirli maliyetlerden kaçmak adına önlem çalışmaları “bir şey olmaz” diyerek de yapılmıyor. Bunun doğal neticesi olarak sigorta şirketleri eskisi gibi iştahla sigorta teminatı veremiyor ve hatta bazı riskleri hiç sigortalamamaya başladılar. Dolayısıyla sigorta şirketleri ile reasürörleri bu noktada ayrı tutmamak lazım. Sigorta şirketlerinin yazmaktan kaçındığı bir riski reasürörün istemesi çok olabilecek bir şey değil” dedi.
EMEA Bölgesi’nde hızla büyüyoruz
AON Benfield Türkiye’nin grup içerisinde önemli bir yeri olduğunu belirten Özay, “Türkiye, içerisinde 25 ülkenin bulunduğu EMEA (Europe, Middle East ve Africa) Bölgesi’nde yer alıyor. Bölgede gerek trete gerekse fakültatif tarafta hızla büyüyoruz. Grubun Türkiye’de Aon Benfield’e bakışı da son derece pozitif. Avrupa ülkeleri kadar üretim yapmıyor olsak da katastrofik deprem korumaları ve ihtiyari reasürans açısından EMEA bölgesindeki ülkelerin çoğundan daha öndeyiz” diye konuştu.
Büyüme için iki ana faaliyet sahası
AON Benfield Türkiye’nin 2015 yılı için büyüme hedeflediğini belirten Özay, bunun için iki ana faaliyet sahalarının olduğunu söyledi. Bu sahaları sigorta şirketlerinin yazdıkları katastrofik riskler ve bunun dışında mega projeler olarak açıklayan Özay, “Türkiye’deki evlerin münferid olarak sigorta plasmanını yapmıyoruz. Ancak, örneğin bir deprem olduğunda, sigorta şirketleri katastrofik (kümül teşkil eden) risklerle karşılaştığında devreye giriyoruz. Bireysel varlıklar arttığında katastrofik risk olarak sigorta ve reasürans sektörüne dönüyor. Diğer taraftan ülkenin ekonomik büyümesinin içerisinde altyapılar, inşaatlar, enerji yatırımları gibi mega yatırımlar var. Bugün Türkiye’de konuşulan inşaat işlerini başka pek çok ülkede göremiyorsunuz. Havalimanı, boru hattı projeleri gibi milyar doları konuştuğumuz işler var. Öte yandan tamamlanan projelerin operasyonel riskleri ortaya çıkıyor. Böyle mega işler ve katastrofik riskler radarımızda. Bu büyümeden şirket olarak istifade ediyor olmamız lazım” diyerek sözlerini tamamladı.
Sürdürülebilir kârın anahtarı
Brokerler satış kanalı olarak daha başarılı olabilir sektörün sürdürülebilir bir kâra ulaşabilmesinde özellikle bireysel sigortaların anahtar rolde olduğunu söyleyen Özay, “Burada sigorta şirketleri satış kanallarının bağlılığını artırmak (hızlı ve sorunsuz hasar ödemeleri, bonus sistemleri vb.) suretiyle etkin kullanarak ve MIS desteğiyle bunu başarabilirler kanaatindeyim. Kurumsal sigortalarda ise şirketler gerektiğinde volüm baskısından sıyrılmayı göze alarak teknik manada tecrübeleri ne yapmaları gerektiğini gösteriyorsa onu yapmalılar” diye konuştu.
Satış kanalında brokerler daha başarılı olabilir
Sigorta şirketleri tarafındaki gelişimin halen devam ettiğini söyleyen Özay, “Bundan sonra gelişme gösterecek olan daha çok aracı kurumlar ve bunların iş yapış şekilleri olacaktır. Burada acente, broker, banka, direkt satış kulvarları biraz daha zaman içinde belirli hale gelecektir. Müşteriler satın aldıkları ürünlerde daha fazla hizmet, bilgilendirme ve danışmanlık bekliyorlar. Sadece isim olarak anılmak yerine, bunu gerçekleştirdikleri ölçüde brokerler bir satış kanalı olarak daha başarılı olacaklardır” dedi.
DÜNYA-YAKUP SAYAR
