Münih’te düzenlenen Allianz Motor Day etkinliğinde konuşan Allianz SE, otonom araçların Avrupa yollarında kullanılabilmesi için AB çapında ortak bir “otonom sürüş ehliyeti” sistemi oluşturulması gerektiğini vurguladı. Şirket, güvenlik verilerine açık erişim ve ortak bir Avrupa veri tabanı önerisinde bulundu.
Allianz SE, bu yıl 13’üncüsü düzenlenen Allianz Motor Day etkinliğinde, otonom mobilitenin sunduğu fırsatlara ve beraberinde getirdiği risklere dikkat çekti. Allianz Teknoloji Merkezi (AZT) tarafından Almanya’nın Münih kentinde düzenlenen etkinlikte, araç güvenliği, sorumluluk paylaşımı, veri kullanımı ve farklı gruplar için erişilebilir mobilite gibi konular ele alındı.
Otonom araçların test alanlarını Almanya, Norveç ve Singapur gibi ülkelerde sigortalayan Allianz SE, Avrupa Birliği genelinde otonom araçlar için tek tip test standardı oluşturulmasını ve “otonom sürüş ehliyeti” sisteminin hayata geçirilmesini önerdi. Şirket ayrıca, kaza ve güvenlik verilerine açık erişim sağlanması ve kritik kazalar için ortak bir Avrupa veri tabanı kurulması çağrısında bulundu.
İnsan hatası kaynaklı kazalar azalacak
Allianz Teknoloji Merkezi’nin analizine göre, otomasyon teknolojileri sürücü hatasından kaynaklanan kazaları önemli ölçüde azaltma potansiyeline sahip. Şirketin modellemelerine göre, 2023 yılı baz alınarak 2035’e kadar Avrupa’daki trafik kazaları yüzde 20 oranında azalacak. 2060 yılı itibarıyla ise bu oran yüzde 50’nin üzerine çıkacak.
“Güvenlik, her zaman insan kontrolünde kalmalı”
Etkinlikte konuşan Allianz SE Yönetim Kurulu Başkanı Klaus-Peter Roehler, teknolojik ilerlemenin ancak daha az kaza, daha az yaralı ve daha fazla özgürlük getirdiğinde anlamlı olduğunu belirtti.
Roehler, “Otonom sürüşü, güvenli ve kapsayıcı bir mobilite geleceği için ortak bir sorumluluk olarak görüyoruz. Allianz Teknoloji Merkezi ile üreticiler ve düzenleyicilerle birlikte güvenlik standartlarını şekillendirmeye devam edeceğiz. Mobilitenin geleceği otonom olabilir, ancak güvenlik her zaman insan kontrolünde kalmalıdır.” dedi.
Roehler, Avrupa Birliği genelinde otonom araçların yollarda yer alabilmesi için AB düzeyinde bir “otonom araç ehliyeti” sisteminin zorunlu hale getirilmesi gerektiğini vurgulayarak “Nasıl ki insanlar güvenli sürüş kabiliyetlerini kanıtlamak zorundaysa, otonom araçlar da her koşulda güvenli sürüş gerçekleştirebildiklerini kanıtlamalı. Trafik kazalarında hesap verebilirliği sağlamak ve kamu güvenini korumak için, kaza ve güvenlikle ilgili araç verilerine açık erişim şarttır” dedi.
Tüketici güveni ve algısı
Allianz SE’nin yedi Avrupa ülkesinde gerçekleştirdiği ankete göre, katılımcıların yüzde 56’sı otonom araçların insan sürücülere kıyasla daha güvenli olmasını bekliyor. Ancak yüzde 69’u sistemlerin beklenmedik durumlarda güvenilirliği konusunda endişe duyuyor. Katılımcıların yüzde 64’ü ise yalnızca kontrolü istedikleri zaman geri alabileceklerini bilirse kendilerini rahat hissediyor.
Ankette, İtalyan katılımcıların otonom araçlara en fazla güven duyduğu, Birleşik Krallık’takilerin ise en temkinli yaklaşımı sergilediği görüldü.
Allianz SE, otonom araçların güvenli sürüş yetkinliğini belgeleyecek bir “Avrupa ehliyeti” ve güvenlik verilerine açık erişim sisteminin, kamu güvenini artırarak otonom mobilitenin yaygınlaşmasını hızlandıracağına inanıyor.


