Can Kantar / Sektörün içinden
Sigorta sektörünün en önemli oyuncularından olan acenteler ve eksperler seçim heyecanı yaşıyorlar. 17 bin acente ve 1500’ün üzerinde eksper kendi mesleklerinin resmi temsilcilerini seçmek için yarın sandık başına gidecek. Sigorta Acenteleri Icra Komitesi (SAIK) ve Sigorta Eksperleri Icra Komitesi (SEIK) Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği çatısı altındaki iki resmi yapı. Bu yapılanmalar kanunla oluşturuldu ve bir dönem görev yaptılar acente ve eksperler. Geçen dört yıl içerisinde ne SAİK’ten ne de SEİK’ten memnun olan bir kişi bulamazsınız. Bu iki komitede görev yapan arkadaşlar mutlaka meslektaşları için faydalı işler yapmak için bu görevleri sürdürdüler. Ama meslektaşlarının gözünde bu geçen dönemde denildiği gibi faydalı işlerin yapıldığına inananların sayısı çok azdır. Bu komitelerin çalışmalarında birçok sıkıntı olmuştur mutlaka. Belki de bir ilk olmanın dezavantajı da etken sayılabilir. Bu komitelerde görev yapan arkadaşların da söyleyeceği çok şey olabilir. Ama gelin görün ki acenteler ve eksperler haklarının her geçen gün ellerinden uçup gittiğine inanıyor.
Seçim bayramdır
Geçmiş geçmişte kaldı deyip yarın yeni bir sayfa açmakta fayda var. Eksperler üç ayrı liste ile seçimlere katılıyorlar. Seçim çalışmaları sırasında çok kalp kırıldığı kulağıma geldi. Ama seçimidir olur biter. Kim kazanırsa kazansın onun etrafında birleşileceğine inancım sonsuz. Çünkü eksperler “seçim bayramdır ” diyorlar. Eksperler de acenteler de önceki dönemde bu komitelere seçilen arkadaşların alt komitelerce yeterince desteklenmediğini söylüyorlar. Bunun için sektör meclisinin daha aktif olmasını istiyorlar. Çünkü acentelerin de, eksperlerin de çok mu çok sorunları var. Özetle yeni komiteler göreve gelir gelmez ateşten topları kucaklarında bulacaklar.
Bu mevkiler rant yeri olmamalı
Öncelikle şunu belirtmeliyim. Oy vermeyi bile eziyet gibi gören eksper ve acentelerin sonrasında durumdan şikayetçi olmaları çok saçma. Önce gidip oy kullanmak gerekir. Bunun yanında buralara talip olan kişilerin genç pırıl pırıl kişilerden oluşmasını bekliyorum. Artık bu işlerde yıllardır debelenmiş bayat politika ve kavgacı üsluplarla ‘her şeyi ben bilirim’ tavrındaki kişilerin bu mevkilere aday oymalarına anlam veremiyorum. Artık biraz geri durun, gençlerin önünü açın. Hiçbir kişi ve kuruluşa maddi ve manevi borcu olmayan kişiler aday olmalı ve bu komitelere seçilmeli. Bu mevkiler artık rant yeri olmamalı. İş takipçiliği yapan kişiler yani çürük yumurtalar aralardan ayıklanmalı. Eksperleri burada ayrı tutuyorum onlar adaleti temsil ediyorlar sözüm onlara değil. Sözüm acenteler arasındaki kurtlara, her şeyi ben bilirim, her yerde ben olmalıyım diyenlere. Yeter artık düşün bu acentelerin yakasından. Artık acenteler de bıktı bu kişilerden. Bu kişilerin mevkilere nasıl ayak oyunları, seçim varyasyonları ile seçilmek peşinde olduklarını bilmeyen kalmadı sektörde. Bu mevkilere gelen kişiler “bu dümeni kendime nasıl kırarım” yerine “meslektaşlarım için ne yapabilirim” diye düşünmeli.
Önce oyunu kullan
Acentelerin en büyük sorunu birlik olamamak. Anadolu’da ki dernekler bir olarak seçimlere katıldığını duyuyorum. İstanbul’da da İSAD hariç bütün dernekler bir araya gelip ortak liste oluşturdular sanırım. ISAD bu ortak girişimde yer alamasa da üyeleri arasından bu ortak girişimin listesinde yer alanların olduğunu biliyorum. Demek ki istenirse ortak liste de, birlik de olunabiliyormuş. Bu delege seçimlerindeki oluşturulan sinerjinin SAİK’e de yansıyacağını umut ediyorum. Çünkü her iki meslek grubunun da kaybedecek bir dört seneleri daha yok. Haydi herkes sandık başına, sonra ağlamak yok!.