İslam Hukukçusu Abdülaziz Bayındır, bireysel emeklilikte sistemin doğru olduğunu ancak işleyişte toplanan paraların sukukta değerlendirilmesinin yanlış olduğunu söylüyor. Bayındır, sukukun bir nevi faiz olduğunu belirterek, “Bilmeyenler de caiz sanıyor. Dolayısıyla böyle bireysel emekliliğe girilebilir. Bunlar son derece yanlış şeyler” diyor.
Özel sigortaların caiz olup olmadığı hep tartışılan bir konu. Diyanet ise sigortalanan şeyin, din tarafından yasaklanmaması kaydıyla sigorta yaptırmanın caiz ve tazminat almanın helal olduğuna dikkat çekiyor. Tartışmaların yeni odak noktası ise devlet destekli Bireysel Emeklilik Sistemi (BES). İslam Hukukçusu Abdülaziz Bayındır, Süleymaniye Vakfı’nın düzenlediği bir toplantıda bireysel emekliliğin, sistem olarak doğru olduğunu ancak sistemin işleyişinin yanlış olduğunu söylüyor. BES’te devlet desteğinin de yanlış olmadığını söyleyen Bayındır, yanlış olanın toplanan paraların kullanılması olduğunu ifade ediyor.
Bayındır, görüşlerini şöyle dile getiriyor:
“Bu paraların sukukta değerlendirildiğini söylüyorlar. Faizsiz hukuk diye bir şey icat ettiler. Bu, dini keyfine uydurmaktan başka bir şey değil. Sukuk dedikleri şu: ‘Benim bir evim var ve 100 bin liraya ihtiyacım var. Gelip size diyorum ki; bunu 100 bin liraya sana satayım ancak ben de bu evde durmaya devam edeyim. Her ay sana bin lira kira veririm, bir sene sonra da senin 100 bin liranı geri verip evi alacağım. Yani, kendi evimde kiracı oluyorum. Sana satmış gibi gözüküyorum, bir yıl sonra o fiyata geri alıyorum ve verdiğim 12 bin lirayı bir yıllık kira sayıyorum.’ Yani, aslında faiz. Bilmeyenler de caiz sanıyor. Dolayısıyla böyle bireysel emekliliğe girilebilir. Bunlar son derece yanlış şeyler. Açıkçası faizcilik yapmak bundan milyon defa daha iyidir. Hiç olmazsa insanları kandırmazsınız. Ve bunlar gerçekten cenabı hakkın gazabını cebredecek şeylerdir.”