Dünya Ekonomi Forumu Global Riskler 2015 raporuna göre, “yerel sonuçlarıyla birlikte devletlerarası anlaşmazlıklar” olasılığı en yüksek global risk, “su sorunları” ise etkisi açısından en önemli global risk olarak görülüyor.
Marsh &McLennan Companies ile Zurich Insurance Group stratejik ortaklığı ve Oxford Martin School (Oxford Üniversitesi), NationalUniversity of Singapore, Wharton Risk Management ve Decision Processes Center (Pennsylvania Üniversitesi) uzmanlarının işbirliği ile hazırlanan Global Riskler raporunun onuncu sayısına göre, gelecek 10 yılda dünyanın istikrarını tehdit eden en önemli risk, uluslararası anlaşmazlıklar olarak belirtiliyor.
Uzmanların 10 yıllık bir görünümü baz alarak global risklerin olasılıklarını ve potansiyel etkilerini değerlendirdikleri raporda bölgesel sonuçları ile devletlerarası anlaşmazlıkların olasılığı en yüksek ve potansiyel etkileri bakımından en tehlikeli global risk olduğu belirtiliyor. Olasılıkları bakımından sırasıyla diğer önemli riskler olağanüstü hava koşulları, ulusal yönetim sistemlerinin yetersizliği, devletlerin çöküşü ve krizler ve yüksek işsizlik veya eksik istihdam.
Potansiyel etkileri bakımından global riskler değerlendirildiğinde Global Risk Algı Anketi’ne katılan yaklaşık 900 uzman, su sorunu veya su kıtlığının dünyanın karşılaşacağı en önemli risk olduğunu belirtiyor. Etkilerine göre sırasıyla diğer riskler hızlı ve kitlesel yayılan bulaşıcı hastalıklar, kitle imha silahları, devletlerarası anlaşmazlıklar, iklim değişikliği uyumunda başarısızlık.
28 risk, beş kategoride değerlendirildi
2015 yılında 28 global risk; ekonomik, çevresel, jeopolitik, toplumsal ve teknolojik olmak üzere beş kategoride değerlendirildi. Geçtiğimiz 5 sene boyunca önemli riskler arasında bulunmayan jeopolitik riskler tekrar gündeme taşındı. Jeopolitik risklerin giderek daha artan bir şekilde global ekonomiyi etkilemesiyle 2015 yılının yaşanma ihtimali en yüksek 5 riskinden 3’ü ve etkisi en yüksek 5 riskinden 2’si bu kategoriden çıkıyor. Jeopolitik riskler kategorisinden 2014 yılına oranla hem olasılık hem de etki yönünden daha güçlü olarak karşımıza çıkan diğer 3 önemli risk: bölgesel sonuçları ile devletlerarası anlaşmazlıklar, kitle imha silahları ve terör saldırıları.
2015 risklerinin çizdiği çerçeve gösteriyor ki toplumlar ekonomik, çevresel ve jeopolitik riskler tehdidi altındayken dünyanın baskılayıcı toplumsal olaylarla nasıl baş edeceği konusunda hala endişelerin olduğu görülüyor. Ayrıca etkileri bakımından en önemli iki riskin de toplumsal riskler kategorisinde olduğu belirtiliyor.
Çevresel riskler ekonomik risklerden sayıca daha fazla
Dikkate değer bir diğer nokta ise en önemli riskler arasında çevresel risklerin, ekonomik risklerden sayıca daha fazla olması. Bu da aslında uzmanların olağanüstü hava olayları ve iklim değişikliği gibi sorunlarla baş etmek için mevcut hazırlıklar konusunda olumsuz değerlendirmelerinin belirgin şekilde arttığını ve 2014 yılından itibaren, işsizlik, eksik istihdam veya finansal krizler gibi kronik ekonomik risklerin kısmen stabil kalmasından dolayı, bu risklere karşı olan korkunun azaldığını gösteriyor.
Dünya Ekonomi Forumu Baş Ekonomisti Margareta Drzeniek-Hanouz’a göre “Berlin Duvarı’nın yıkılışından 25 yıl sonra dünya, devletlerarası anlaşmazlıklarla tekrar karşı karşıya. Bununla birlikte siber saldırılar, kaynaklar ya da yaptırımlar üzerindeki rekabet ve ekonomik araçlar gibi eskisinden çok daha fazla çatışma çıkaracak olay bulunuyor. 2015 yılında liderlerin önceliği rekabetten ziyade bu tetikleyicileri belirleyerek dünyayı beraber çalışılacak bir yer haline getirmenin yolunu bulmak olmalı.”
Global Riskler 2015 Raporu, 28 global riski olasılıkları ve etkileri bakımından değerlendirmenin yanı sıra bu riskler arasındaki bağlantıları ile kısa ve orta vadede risk çerçevesini şekillendiren trendleri karşılıklı nasıl etkilediğini inceliyor. Rapor ayrıca riskler arası bağlantılar üzerinden oluşturulan iki spesifik olayı da analiz ediyor: Jeopolitik ve ekonomik risklerin karşılıklı etkileşimi, gelişen ülkelerdeki hızlı ve plansız şehirleşme ile ilgili riskler ve yeni geliştirilen teknolojiler.
Rapor şehirleşme konusunda ağırlıklı olarak kırsal yaşamdan şehir yaşamına hızlı geçiş nedeniyle oluşan sorunları azaltmak için gereken yeterli direnci inşa etmenin en iyi yollarını da arıyor.
Zurich Insurance Group’tan Axel P Lehmann “Şüphesiz şehirleşme sosyal refahı arttırıyor. Ama şehirler, çok hızlı gelişince kırılganlıkları da artıyor: Salgın hastalıklar; enerji, su veya ulaşım sistemlerine yapılacak saldırılar ya da çöküşler; iklim değişiklerinin etkileri şehirleri etkileyebilecek en önemli tehditler.”
Sentetik biyolojiden yapay zekaya, yeni geliştirilen teknolojilerdeki inovasyon hızı; sosyal, ekonomik ve etik açıdan oldukça önemli etkilere neden olabiliyor. Bir yandan hızlı teknolojik gelişimi koruyacak ve yararlarını görmemizi sağlayacak düzenleyici politikaları oluştururken bir yandan da bu teknolojilerin kötüye kullanılmasını ve beklenmedik olumsuz sonuçları engellemek liderler için kritik bir görev.
İnovasyonlar önemli ama yeni riskler doğuruyor
Marsh Global Risk ve Özel Riskler Başkanı John Drzik, şu noktaya dikkat çekiyor: “Global refah için inovasyon önemli ama bu inovasyonlar aynı zamanda yeni risklere de neden olabiliyor. Yeni geliştirilen teknolojilerden doğan sorunları önceden tahmin edebilmek ve önlenebilir felaketleri durdurmak için gerekli önlemleri ve denetimleri geliştirmeliyiz.”
Raporda aynı zamanda katılımcıların kendi bölgelerinde en az hazırlıklı olduğu global riskler ile son 10 yılda en çok ilerleme kaydettikleri global risklerle ilgili analizler de sunuluyor. Diğer bir yandan rapor ilk defa ülke bazında global risklerin algıları konusunda bilgi sunuyor. Bu bilgiye buradan ulaşabilirsiniz. Bunlara ek olarak rapor olağanüstü hava olayları ile ilgili risk yönetimi ve dayanıklılık egzersizleri ile ilgili 3 örnek sunuyor.